AİLENİN TUTKALI EŞYA DEĞİL, SEVGİDİR

İnegöl Müftülüğü Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu, anneler günü nedeni ile dün Kültür Sarayı salonunda ‘Ailede Hak ve Sorumluluklar’ konulu panel düzenledi.

Göçmen Camii İmamı Nazmi Özden’in Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan ve Turgutalp Camii İmamı Emin Topçu’nun annem adlı ilahisinin okumasıyla devame den panelde, Topçu’nun ilahisi salondakileri duygu seli yaşattı.

Panelde ilk olarak Müftü Bayram Canbey söz aldı. Kuran’daki anne ve babaya itaat konusundaki ayetleri okuyarak konuşmasına başlayan Canbey, “Cenabı Hak kendisine ibadetten sonra emrettiği şey anne ve babaya itaattir. Hadisi Şeriflerde de görüyoruz ki büyük günahların en büyüğü şirk ve anne-babaya itaatsizliktir. Kimseye beddua etmeyen Peygamberimiz bir gün burnu yerde sürünsün diyor. 3 kez tekrarlayınca sahabe soruyor. Kimin burnu sürünsün Ya Resulallah? Anne ve babası kendisine muhtaçken onların hizmetine koşmayan, Cenneti garantileyemeyenin burnu yerde sürünsün diye buyuruyor” dedi.

Veysel Karani hazretlerinin hikayesinden de bahseden Müftü Canbey, şöyle devam etti: “Veysel Karani Yemen’de yaşayan bir Peygamber aşığı. Annesinden rica ediyor gideyim Peygamberimizi göreyim diye. Birkaç kez ısrar edince annesi dayanamıyor. Git gör ama hemen geri dön diye de tembihliyor. Günlerce sıcak çölleri aşan Veysel Karani Medine’ye geliyor ve Peygamberimizin evini buluyor. Hz.Aişe validemiz açıyor kapıyı ve soruyor Peygamberimiz yok mu? Yok diyor Hz. Aişe. Belki çarşıda belki de mescittedir. O sağda solda Efendimizi aramadan annesinin sözünü dinleyip geri dönüyor. Anneye itaat ile annesinin duasını alıyor. Anne ve babanın kıymetini bilmemiz gerekiyor. Annemiz hayatta değilse de onlar için hayır hasenatta bulunmalı, hayırlı evlat olmak için çalışılmalıdır. Bu duygularla tüm annelerin anneler gününü kutluyorum.”

AİLENİN TUTKALI EŞYA DEĞİL, SEVGİDİR

İlçe Vaizi Hasan Tanrıkulu ise, yaptığı konuşmada erkek ve kadının neslin devamı ve çoğalma noktasında birbirine muhtaç olduklarını, birbirlerine karşı da birçok sorumluluklarını olduğunu söyledi. Evlenmenin haramlardan sakınma adına önemli olduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, aile mefhumu ile ilgili önemli bilgiler verdi. Osmanlı döneminde kurulan 2 bin 500 vakfın 913’ünün kadın ve aile üzerine olduğunu kaydeden Tanrıkulu: “Avrupa, kadının insan mı cin mi olduğunu tartışırken Osmanlı kadına ve aileye bu derece önem vermiştir. Evlilik bir şirket değildir. Koltukları sen al, beyaz eşyayı ben alayım tarzı doğru değildir. Öyle aile olunmaz. Ailenin tutkalı eşya değil, sevgidir. 90 yaşına gelmiş hiç bir cismani arzusu kalmamış yaşlılarımızın hala eşlerine aşık olduğunu görebiliyorsunuz. Müminin aşkı budur. Ben eşime sevdiğimi söyleyemem, severim ama söyleyemem diyorlar. Bu anlayış doğru değildir. Eşlerinize sevdiğinizi söyleyin. Şunu unutmayın anne, babanız ölür, çocuğunuz ölür ciğerim yandı dersiniz ama eşiniz ölürse dünyam yıkıldı dersiniz” şeklinde konuştu.

İlçe Vaizesi Betül Bayer de konuşmasında eşlerin birbirine karşı sorumluluklarını aktardı. Özellikle kadınların kocalarına karşı hakları ve sorumluklarına değinen Bayer; “Kadın erkeğin can yoldaşı, sırdaşı, çocuklarının anasıdır. Çocuk terbiyesinde kadının rolü büyüktür. Çocuk dilini, dinini önce annesinden öğrenir. Kocası kendisinden razı olan kadınlar cennetin kapısına ulaşmıştır. Kadın kocasına itaat etmelidir. En hayırlı kadın kimdir sorusuna Efendimiz kocası yüzüne baktığında kocasını neşelendiren, bir şey istediğinde de hemen yerine getiren kadındır diye buyurmuştur. Kadın kocasına nazil olmalı, kocasının onurunu korumalıdır. Kadın iç işlerinde, erkek de dış işlerde sorumludur” açıklamalarında bulundu.