"AMACINIZ NE"

İnegöl Müteahhitler Derneği Başkanı Fahrettin Baykan, İnegöl`de müteahhitliğe soyunan mobilyacı ve tekstilcilerin niçin inşaat sektörüne girdiğinin araştırılması ve soruşturulması gerektiğini belirterek, yeni bir tartışma başlattı.

İnegöl Müteahhit Derneği Başkanı Fahrettin Baykan, müteahhitliğe soyunan mobilyacılara ve tekstilcilere sordu;

"MÜTEAHHİTLİĞİN `M`SİNİ BİLMİYORLAR"

Müteahhitliğim M`sini bilmeyenlerin müteahhitliğe soyunduğunu kaydeden Baykan, "Adam mobilyacılık yapıyor, firması var ama müteahhitlik yapıyor. Müteahhitliğin ‘M’sini bilmiyor ama müteahhitlik yapıyor. Şantiyeye bile gitmiş değildir ama yapıyor. Şimdiki kanunlara göre yapabilir, ama sektör olarak bunlara karşıyız. Müteahhitliği gerçek müteahhitler yapmalı. 2. bir iş olarak müteahhitlik yapanlar araştırılmalı ve soruşturulmalı. Neden? Senin tekstil fabrikan var, müteahhitlikle ne alakan var. Bu hakkı devlet sana vermiş, ama bunu sen ne amaçla yapıyorsun. Konut yapmak mı, para kazanmak mı, vergi kaçırmak mı, katma değer ödememek mi? Bunların araştırılması gerekiyor."

Haber Yorum Gazetesi`nin Hasbahçe tesislerinde düzenlediği kahvaltılı söyleşinin bu haftaki konuğu, İnegöl Müteahhitler Derneği Başkanı Fahrettin Baykan oldu.

Haber Yorum Gazetesi Genel Müdürü Ümit Karaş ile Reklam ve Pazarlama Müdürü Osman Gürbaş`ında katıldığı söyleşide Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Şerif Gürbaş`ın sorularını yanıtlayan Baykan, inşaat sektörü ile ilgili sorunları paylaştı.

İnşaat sektörünün dünyanın en büyük sektörü olduğunu kaydeden Baykan, inşaat sektörünün büyümesinin hem İnegöl`e, hem de ülkemize ciddi katma değer sağlayacağından söz etti.

Baykan, asıl meslekleri inşaatçılık olmamasına rağmen, müteahhitliğe soyunan mobilyacı ve tekstilcilerin, ne için inşaat sektörüne girdiklerinin araştırılıp soruşturulması gerektiğini söyledi.

Röportajın ayrıntıları;

Fahrettin Baykan kimdir? Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

1960, İnegöl doğumluyum. İlköğretimimi Sulhiye köyünde tamamladım. İlköğretimden sonra Kuran Kursu’na gittim, 6-7 sene Kuran Kursunda zaman zaman yatılı zaman zaman evden gidip gelme şeklinde okudum. Daha sonra oradan askere gittim. Askerden sonra İnegöl’e taşındık. İnegöl’de yıllarca nakliyecilik yaptık. 4 kızım 1 oğlum var. Kamyonculuk yaparken Baykan Nakliyat firmasını kurmuştum. 14-15 sene nakliyatçılık yaptıktan sonra keresteciliğe döndüm. 14 sene kerestecilik yaptım. Bu dönem içerisinde 7 yıl da Keresteciler Odası Başkanlığı yaptım. Daha sonra 2009’da müteahhitliğe başladım. O günden bugüne de müteahhitlik yapıyorum.

"Siyaset, spor ve sivil toplum örgütlerinde bir takım görevlerde bulundunuz ve halen bulunmaya devam ediyorsunuz, Ama özellikle siyasete ciddî ilginizin olduğu biliniyor. Siyaset sizin için ne ifade ediyor."

"SİYASET NASİP İŞİ"

"Ben siyaseti seviyorum. Anavatan Partisi döneminde 7 yıl yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptım. O dönemde Mesut Yılmaz Başbakandı. Siyaset yapmak birilerinin işini görmektir. İnegöl’e ve İnegöllülere hizmet etmektir. Bir yere hizmet etmeniz gerekiyorsa, yetki almanız gerekiyor o yetki de siyasetçilerde var. Orada bir yerde yetkiliyseniz İnegöllülere her türlü hizmeti getirebilirsiniz. Benim yapım da insanların işini görmektir. Bana herhangi biri, kim olursa olsun gelsin, bir işi varsa mutlaka onun işini görmeye çalışırım. Ben o kişinin yanında giderim, eğer işini göremezsem onunla beraber oturur ağlarım. Benim öyle bir yapım var. Onun için siyaseti severim. Tabi bu da nasip işi".

"HİKMET ŞAHİN`DEN DAVET ALDIM"

"Anavatan Partisi döneminde AK Parti kuruldu, AK Parti kurulurken rahmetli Hikmet Şahin beni telefonla arayarak, AK Parti’ye katılmamı istedi. Ama o zaman yönetim kurulundaki arkadaşlarımızı, Anavatan Partisi’ndeki arkadaş grubunu bırakamayacağımı ve seçim arifesinde olduğumuz için, bırakmamızın yanlış olduğunu söyledim ve gitmedim. O dönemde Ramiz Yiğit vardı o gitmişti ben gitmemiştim. Seçime öyle gittik ve Anavatan Partisi o dönem sandıkta kaldı. Ondan sonra da AK Parti 12 yıldan beri iktidarda. Bir daha da siyaset yapmak nasip olmadı.

 

Peki Bu Süreç İçersinde AK Parti`de Bulundunuz mu?

"AKTAŞ`TAN TEKLİF GELDİ AMA"...

"AK Parti’de şöyle bulundum; AK Parti kurulduktan 1,5 sene sonra belediye seçimleri geldi, belediye seçimleri yaklaştığında şimdiki Belediye Başkanımız Alinur Aktaş benim yanıma geldi. ‘Ben aday adayıyım, sen de bizimle beraber olur musun?’ dedi. Olurum dedim. Ben zaten Anavatan Partisi’ndeydim. AK Parti, sağ parti, bana uyar. Olabilir dedim, ama sizin ilçe başkanınız var, o da bir arasın. ‘Benim bir siyasi geçmişim var, arkadaş grubum var, yalnız değilim’ dedim, olur dedi ve ekledi, ‘Eğer gelirsen seni kontenjan ile 2. sıraya yazacağım’ Aradan 10 gün geçti, o dönemin ilçe başkanı Burhan Alıcı beni telefonla arayarak görüşmek istedi. İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Mehmet Baştürk de benimleydi. Geçerken Burhan Alıcı’yı da alarak yemeğe gittik. Bana dedi ki; ‘Başkanla görüşmüşsün. Seni partimize davet ediyoruz. Seni utandırmayacak bir sıra verip, Belediye Meclis Üyeliğine yazacağım’ Rakam vermedi ama, ‘Senin mahcup olmayacağın bir sıra olacak’ dedi. Ben de 50 kişilik bir grup ile geleyim dedim, ‘Gerek yok, sen gel yeter’ dedi. Arkadaşlarımızın olduğunu söyledim çok fazla kalabalığa gerek olmadığını söyledi. Bana gün verdi ve buluşmadan 1 saat önce beni aradı, özür dileyerek toplantılarının olduğunu söyledi ve bir buluşmayı sonraki güne erteledi. Ertesi gün biz 30 kişiyle AK Parti ilçe binasına gittik, orada rozetlerimiz takıldı. O gün Belediye Meclis Üyeliği için başvuruda bulundum. O ara Alinur Aktaş’ın adaylığı kesinleşti. Katıldık, rozetimizi taktık. Süreç başladı, akşam saat 5’te listeler ilçe seçime verilecek. Saat 16.15’te Alinur Aktaş benim ofisime geldi. Dedi ki; ‘Başkan biz seni listeye yazmıştık ama Bursa’da liste değişti, sen yoksun. Kusura bakma’. ‘Önemli değil, siz varsınız ben olmasam da olur’ dedim ama çok üzüldüm. Seçimler oldu, iktidar oldular, kazandılar. 5 yıl geçti bir kere aramadılar. Ara ne yapıyorsun, ne ediyorsun de, gel bir yemek yiyelim de. Yok kardeşim. Sanki beni tanımıyor. Bunları da ilk defa anlatıyorum. 5 yıl bitti. Bitmeden 1 ay önce ben müteahhitliğe başladığım zaman bir konu için yanına görüşmeye gittim. 2. dönem seçimlerine 1 ay var. Başkan dedim; biz bu dönem var mıyız yok muyuz? Bana Bülent Temelli ile görüş deyince, ben artık Bülent’i falan aramadım, üzüldüm. Ondan onu beklemezdim. Bülent’e falan da söylemedim öyle kaldı.

Siyasete en son Mustafa Sarıgül`ün başını çektiği Türkiye değişim hareketiyle giriş yaptınız. o süreci bize anlatır mısınız? Size kimler teklif getirdi. Ne umdunuz ne buldunuz. Sarıgül`ün Parti kurmakta son anda vazgeçmesi sizi ekibinizi hayal kırıklığına uğrattı mı?

"HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIM, AMA SARIGÜL`Ü SEVİYORUM"

Anlattığım bu süreçten sonra ben bir kırgınlık yaşadım. Gönlüm AK Parti’de ama yöneticilerden dolayı kırgınım. Bu ara Türkiye Değişim Hareketi İl Başkanı bir gün ziyaretime geldi; ‘Mustafa Sarıgül, Türkiye Değişim Hareketi’ni kuruyor, ben Bursa’nın il başkanıyım, 81 ilin 76’sında teşkilatlanma bitti, Bursa’yı da biz kurduk, İnegöl’ü de size vermek istiyoruz. İsminizi duyduk, daha önce Anavatan Partisi’nde görev yapmışsınız’ dedi. Ben de o zaman zaten benim siyaset yapımdan dolayı belki de Türkiye Değişim Hareketi biraz sol çizgide ama o anda oraya katılma zorunda hissettim kendimi. O süreç beni oraya itti. Kabul ettim. Önce 1 hafta izin istedim, eşimle dostumla 1 hafta istişare yaptım. Ben siyaseti bazı siyasetçiler gibi yapmam, ben siyaset yapıyorsam, bir siyasi partinin ilçe başkanıysam benim arkamda annem, babam ve eşim olmalı. Benim annem, babam, eşim yanımda değilse, ben o partinin ilçe başkanı olmam, bana göre ters. Arkadaş çevreme de sordum, herkes bana onay verdi ve kabul ettim. Çok kısa bir zamanda 35 kişilik bir yönetim kurulu yaptım. O listeyi il başkanıma götürdüğümde içinde mimarı, mühendisi, doktoru, avukatı, işadamı, oda başkanı, dernek başkanları da vardı… Okudu, dedi ki ‘Sen yönetim kurulu değil bakanlar kurulu yapmışsın’. Sonra kadın kolları, gençlik kolları ve benzeri oluşumları çok kısa süre içerisinde yaptık. 11 ayda bin 350 tane üyemiz oldu. O zaman Cumhuriyet Halk Partisi’nin üye sayısı 350’ydi, bizim bin 350’ydi. 2009’da öyleydi. Ondan sonra tabi İnegöl olarak 35 tane mitingine katıldık, mitingler doluyor taşıyor. Tabi bu kadar üye yaptık da bu üyeler Fahrettin Baykan’a gelmedi, Mustafa Sarıgül’e geldiler. İnegöl’de çok güç bir ekiptik. Mustafa Sarıgül ile de en az 10 kere oturup konuştuk, sohbet ettik, mitinglere katıldık. Tam 2010’un 6. ayında partiyi kuracaktı, Cuma günü hep beraber Ankara’ya gidecek ve İçişleri Bakanlığı’na dilekçeyi verecektik. Tam onu beklerken, Çarşamba günü çıktı, yanında da 2 tane arkadaş ile bu işten vazgeçtiğini söyledi. Hemen biri beni aradı, televizyonu aç dedi. Bölücülük, ayrımcılık olmaması için vazgeçtiği yönünde açıklama yapıyordu. Biz teşkilat olarak yıkıldık, ama bu 35 kişilik yönetimdir, kadın ve gençlik kollarıdır arkadaşlarımızın yüzde 80’i hala herhangi bir partiye gitmiş değiller, şuanda hazır vaziyette bekliyorlar. Zaman zaman oturup konuşuyoruz, dertleşiyoruz. Artık hani bir kıza aşık olursun, onu eş olarak almak istersin, nişanlanırsın, nişanlılık dönemi geçer, düğün tarihi belli olur, Pazar günü düğün var, her şey bitmiş Pazar gününü bekliyorsunuz, Çarşamba günü kız bir yere kaçsın, vazgeçsin. O damadın düştüğü duruma düştük. Kızın nereye, neden ve kime kaçtığı belli değil. Biz teşkilat olarak o kızın kendi isteği ile bir yere kaçtığına inanmıyoruz, onu birileri kaçırttı. Biz o kızı hala seviyoruz".

Peki Mustafa Sarıgül yeni bir siyasi hareket başlatsa, yada CHP`nin genel başkan olsa,  onunla yeniden aynı kulvarda hareket eder misiniz.?

"CHP`DE OLSA SİYASET YAPMAM"

"Sarıgül, Cumhuriyet Halk Partisi’nde Genel Başkan olsa ben o partide görev almam. Bir yerde görev aldığım zaman ailemin de yanımda olması lazım. Ben öyle düşünmüyorum ama CHP’nin halka karşı kötü bir imajı var. Halk arasında bir önyargı var bu önyargıyı kıramazsın. CHP’nin başına Sarıgül de gelse, iktidar olma şansı bana göre çok zayıf. Halk öyle düşünüyor, ben öyle düşünmüyorum. CHP’nin dine karşı olduğuna inanmıyorum. CHP adı altında olmam ama Sarıgül başka bir parti kurup başına geçerse ben orada canla başla çalışırım."

Eski bir siyasetçi olarak Türkiye`de siyaset sizce doğru yapılıyor mu?

"SİYASET DOĞRU YAPILMIYOR"

"Siyaset, doğru yapılmıyor. Siyasette demokrasi yok. İlçe başkanı seçimlerinde, il başkanı seçimlerinde, milletvekili seçimlerinde demokrasi yok. Biz milletvekillerini seçmiyoruz bize seçtiriyorlar. Bugün genel başkan ilk 5’e kimi yazarsa o yüzde 100 milletvekilidir. Bu yanlış. Bunu halk seçmiyor, halka seçtirmiş oluyorlar. Bu demokrasiye aykırı. Mesela Mustafa Sarıgül’ün seçim tüzüğünde öyle bir şey yok. Kesinlikle öyle olmayacaktı ama bunlarda maalesef öyle bir şey var. Mesela İl Başkanlığı’nda genel merkez kimi istiyorsa onu koyuyor delegeye seçtiriyor. Mesela şimdi AK Parti’de 4 tane aday var, 4 tanesi Ankara’ya gitti. Ankara diyecek ki, sen olacaksın ve gelecekler o 450-500 delegeye seç diyecekler o kadar. 2. bir alternatifleri yok. Aslında çıkması lazım. 4 tane mi aday var 4’ü de çıksın, İnegöl delegesi kimi istiyorsa onu seçsin. Daha önce böyle değildi. DYP Demirel döneminde çok çekişmeli kongreler oluyordu, güzel de oluyordu ama en azından delegeler istediği başkanı seçiyorlardı."

Eski ile yeni siyasetçileri kıyas edersek nasıl bir değişim söz konusu?

"ESKİ İLE YENİ ARASINDA ÇOK FARK VAR"

 “Yüzde 100 fark var. Eskiden rahmetli Nihat dayımız DYP’nin ilçe başkanı iken, kim olursa olsun bir işi varsa onun işini görürdü, göremediyse neden göremediğini anlatırdı. Ondan sonra Münür Gültekin… Anavatan Partisi döneminde farklı rozetlerle gelip de iş yaptıran ilçe başkanlarımız vardı. Bugün ilçe başkanı İnegöl’ün başbakanıdır. Bir ilçe başkanı kalkacak sabahleyin hastaneye gidecek, orman işletmeye gidecek, okullara gidecek, devlet dairelerinin hepsine gidecek… Baktı kuyruk var, o kuyruğun neden olduğunu öğrenecek. Orada gişede 1 kişi yetmiyorsa oraya 1 kişi daha aldırmak için gayret sarf edecek. İlçe başkanı problem çözücü olacak. Ama maalesef AK Parti döneminde ilçe başkanlarının bu tarz şeylere eğilmediklerini gördük."

Siyasetten ticarî hayata gelelim. İnşaat sektöründe iştigal ediyorsunuz? Sektörün şuan önündeki en önemli sorunlar neler?  

"UEDAŞ SEKTÖRÜ MAĞDUR EDİYOR"

İnşaat sektöründe İnegöl’de Büyükşehir’e bağlandıktan sonra örneğin İnegöl’de bir inşaat yapacaksınız, birçok bürokratik iş Bursa’da bitiyor. Gidiyorsun Bursa’ya o yeri bulmak önemli. Birçok sıkıntı var. Bir inşaatım ile ilgili sıkıntı yaşadım, AYKOME’ye gidip dilekçe verdim, para yatırdım ve makbuzu UEDAŞ’a götürdüm. Dedim ki; buyurun makbuzunuz, burası kazılsın, elektrik çekilsin. Dediler,  orayı biz kazmıyoruz siz kazacaksınız. Neden o zaman para yatırdık? Dediler ki, biz şuanda öyle bir ihale yapmadık, biz onu kazamayız. Belediye’ye gittik, orası dedi ki ‘Bu UEDAŞ’ın işi’. 6444 sayılı yasaya göre UEDAŞ, Büyükşehir Belediye Başkanlığına gitmiş, imzalamış. Demiş ki; konut, daire her ne olursa olsun, oraya UEDAŞ’ın elektrik götürme mecburiyeti var. UEDAŞ’ın müdürüne tekrar geldik, ‘Bu işi şimdilik yapmıyoruz, yılbaşından sonra ihaleye çıkacağız, o zaman olacak’ dedi. Vatandaş bekler mi? Elektrik lazım. Siz kazacaksınız dediler, kazalık da alttan doğalgaz geçiyor, su geçiyor ve benzeri şeyler geçiyor. Bunu patlatırsak sorumluluk kimin? Sorumluluk bizim. 10’uncu ayın 31’inde yatırmışım parayı, bugün ayın 21’i. Hala bekliyoruz. Aileler evlerinde elektriksiz oturuyorlar. Şantiye elektriğinden veriyoruz. Böyle sıkıntılarımız var. Geçen Ankara’ya gittik, bu ve başka konular ile ilgili Milletvekilimiz Hüseyin Şahin ile görüştük. Orada bizim yanımızdan UEDAŞ Genel Müdürü’nü aradı ve şikâyetçi olduğumuzu söyledi. Bize Salı günü için randevu verdi. Salı günü Genel Müdürümüzün yanına gittik ve ona bir liste götürdüm. Sadece ben şikâyetçi değilim. Ticaret Odası’nın da var, diğer birimlerin de var… Bütün bu şikâyetleri Genel Müdüre verdim, inceleyeceğini söyledi. Şuanda bu sorun çözülmüş değil, inşaat sektörü UEDAŞ ile ilgili çok mağdur durumda".

"KİMSE MEVZUATA UYMUYOR"

"Ayışığı Sokağı’nda 81 tane daire var, yapıldı, satıldı, insanlar taşındı, insanlar UEDAŞ’a başvuruda bulundular kimse ilgilenmedi. 8 ay sonra bu sıkıntı giderildi. UEDAŞ Müdürü ile görüşmek istedik bize randevu bile vermedi. Görüşme fırsatı bulduğumuzda; ‘Alinur Aktaş, İnegöl Belediyesi orayı parsellerken bizden görüş alması lazım. Bunu yapmıyorlar, her şeyden sonar elektrik istiyorlar. Trafo yeri yapmamışlar, benim oraya trafo kurmam lazım, yer yok nerede kurayım?’ dedi. Öyleyse adam haklı. Alinur Aktaş’a gittik konuyu anlattık, imar işlerini aradı ve öyle bir şey olmadığını, trafo yeri olduğunu söyledi. Müdüre geri gittik ve söylediğimizde bizden kroki istedi. Ertesi gün krokileri götürdük, kroki ile olmaz tapusu lazım dedi. Geri gittik tapu istedik fakat çıkmamış. Aradan 1 ay geçti tapuyu çıkardık götürdük ‘Bu yer küçük’ dedi. Bizi çıldırttı. Benim yerimde başka bir başkan olsa bir sürü şey yapar ama ben öyle yapmak istemiyorum. Arkadaşlarımız yürüyüş yapmak istediler. 4-5 bin kişiyi toplamak çok kolay ama o tarz biri değilim. Tam 8 ay oldu ve yeni yapıldı. O kadar saçma ve zor işler yapılıyor. Kâğıt üzerinde kolay ama hiç de öyle değil. Kimse mevzuata uymuyor."

Sektör de son dönemde bir daralma söz konusu. Piyasa sanki konuta doydu. Bunun sebebi nedir? Alım gücümü, yoksa maliyetlerin yükselmesi mi?

"İNSANLARDA GELECEK ENDİŞESİ VAR"

İnegöl’de alım gücü var, bugün yapılan bütün daireler satılmakta, ama insanlar borca girmekten korkuyorlar. Neden? Çevremizdeki, sınırımızdaki bütün ülkelerle kavgalı durumdayız, oralarda savaş var. Türkiye’nin içinde Güneydoğu’da da gizli bir savaş var. Onun için insanlar tedirgin oluyorlar. Sabahları haberleri izlediğim zaman canım işe gitmek istemiyor. Motivasyonumuz bozuluyor. Onun için insanların şuanda işi de var, peşinat parası da var ama gelecek kaygısı taşıyor, yatırımdan korkuyor.

"KAT SAYISI NEDENİYLE FİYATLAR YÜKSELİYOR"

"İkinci bir sıkıntı İnegöl’deki kat sayısının azlığından kaynaklanıyor. 3 kat yapıyorsun biri zemin kat biri ara kat biri dubleks. Dubleksler pahalı geliyor ve insanlar eskisi gibi beraber oturmuyorlar. Dubleks yapmasan kurtarmıyor. Arsa sahipleri de zemin kat istemiyor. 1 tane ara kat var onu da ona veremiyorsun ama 4 kat olsa o vatandaş annesinden, babasından kalan o eski evi hemen müteahhide verecek, müteahhit de ona istediği katı verecek. Hatta zemin katı alırsa üste para da alır dolayısı ile kentsel dönüşüm kendiliğinden olacak. 9,5 metre yükseklik kuralı var ya biz o 9,5 yüksekliği yine koruruz. Biz dubleksleri bağımsız olarak satalım istiyoruz, çatı katı olarak satalım istiyoruz. Yine aynı üstünü ahşaptan yapalım ama ayrı bir tapusu olsun. Şuan bu aşılamıyor. Alanyurt Karalar mevkiinde 4 kat, 6 kat olan yerler de var. Karalar mevkiinde TOKİ mevkiinde bir çivi bile çakamıyoruz. Yol yok, su yok, elektrik yok. Ben şimdi oraya inşaat yapsam elektrik yok, su yok, yol yok. Nasıl yapayım? Ki az önce anlattım İnegöl’ün merkezinde yapıyorum 8 ay elektrik bağlatamıyorum. Karalar’da nasıl bağlatacağım? Hastane orada olsaydı o işler çözülürdü".

TOKİ toplumun tüm kesimine hitap eden konutlar yapıyor. Bu sektöre nasıl etki ediyor?

"TOKİ`NİN ESNAFA FAYDASI YOK"

"TOKİ benim baştan beri karşı geldiğim bir sektördür. TOKİ’ye belki de İnegöl’de benden başka kimse karşı gelmemiştir. TOKİ nasıl yapıyor? Dar gelirliye konut yapıyorum diyor. İlk etapta 676 tane daire yaptılar. Bunun sadece 76 tanesi dar gelirliye, 600 tanesi müteahhit usulü kar marjı ile yapıp satılan dairelerdir. İnsanlar burada kandırılıyor. 76 kişiye kira öder gibi veriyor, ama 600 kişiye satıyor. Sonra bin 200 taneden oluşan 2. Etap yapıldı. Oradan da 200 tanesi dar gelirliye, bin tanesi kâr amaçlı yapılan. Bu da bizim müteahhitleri olumsuz yönde etkiliyor. Bu sadece müteahhitleri etkilemiyor. Orada toplam bin 900 tane daire yapıldı. Bunların çivisi, teli, tahtası, boyası, kerestesi, demiri, çimentosu, işçisi her şeyi dışarıdan geldi. İnegöllü 1 tane esnaf oraya çivi dahi satmamıştır. Buradan İnegöllülerin tamamı zarar ediyor. İnegöl inşaat sektörünün tamamı zarar ediyor. İnegöl müteahhidi yapsaydı, her şeyi İnegöl’den alacaktı."

Kat sayısının yükseltilmesi konusunda belediye başkanından bir çok kez talepte bulundunuz. Bu durum aşılamıyor mu? Büyükşehir ile bu konuyu görüştünüz mü? Son durum nedir?

"BU SORUN AKTAŞ DÖNEMİNDE ÇÖZÜLMEZ"

Bu konuyu Büyükşehir Belediye Başkanımız ile seçimlerden 1 ay önce görüştük, orada gündeme getirdik. Dedi ki; ilçelerin belediye başkanlarının aldığı kararlara biz saygı duyarız, genelde öyle olur ama çok ciddi bir mesele olursa o zaman müdahale ederiz, bu konuda şimdilik bir şey diyemem. Bunun İnegöl’de çözüleceğine inanmıyorum. Alinur Aktaş döneminde 4 kat konusunu kapattım, kesinlikle olmayacağına inanıyorum.

"ÇEVRE YOLUNDA BARİ 4 KAT OLSUN"

"Alinur Aktaş’ın yaptığı çevre yolundaki arsalarda imar payı yüzde 15 . Yüzde 15 ne demek? Bin metrekare bir arsanız varsa, 150 metrekare inşaat yapıyorsunuz. Bu kadar saçma bir şey olur mu? Hadi 150 metrekare yaptın, oraya hiç olmazsa 4 kat ver. O da yok… Aynı Mahmudiye Mahallesi ara sokaktaki 3,5 katı oraya da uyguluyor. Bu kararı İnegöl Belediye Meclisi alıyor. Bu aşılır. Ben Belediye Başkanı olsam 1 ayda çözerim. Çevreyolunda en az yüzde 25 olması lazım ve en az 4 kat olması lazım. Şehir içinde Mahmudiye Mahallesi Sokak arasındaki 4 kat yoğunluk arz ediyor, otopark sorunu çıkıyor. Peki, çevre yolunda? Öyle bir şey yok. Bin metrekarenin içine 150 metrekare yapıyorsun, birde 3 kat yapıyorsun. 4 kat olduğu zaman hem müteahhide avantajı olur, hem arsa sahibine olur, hem alıcıya olur. Daire fiyatları düşer."

Özellikle son dönemlerde iş kazaları gündemde. Sizce iş kazalarının sorumlusu kim? Kurallara uymayan çalışanlar mı? Yoksa önlem almayan müteahhitler mi?

"İŞ KAZALARI MÜTEAHHİTLERE FATURA EDİLİYOR"

"İş kazalarında sorumluluk inşaat şeflerinde de var, inşaat mühendislerinde de var, ustalarda da var, müteahhitlerde de var. Ama bütün kabahat müteahhitlerin. Örneğin bir bina yapıyorsunuz mimara çizdiriyorsunuz, mühendis statiğini yapıyor, denetim denetliyor, belediye harçları alıyor, müteahhit denetliyor. 5 kurumdan imza alınıyor ve inşaat ruhsatı çıkıyor. Ruhsat çıktı mı mimar, mühendis, denetim, belediye tüm paraları müteahhitten alıp çekiliyorlar. Sen oraya ister başla ister başlama. Biz arsayla baş başa kalıyoruz. Bunun demirinden, betonundan, hafriyatından başlıyoruz bitiriyoruz. İnşaat halindeyken gece hırsız girip düşüp ölse bile, sorumlusu müteahhit oluyor. Her şey bize ait. Tüm paraları müteahhit harcadı, sorumluluk da bizde.

"BAŞKAN AKTAŞ BİZİ TANIMIYOR"

"Bu kadar sorumluluk taşıyan bir müessesenin başında olan müteahhidi bir Belediye Başkanı nasıl tanımaz? Zaman zaman istişare yapmaz mı? Yapması lazım ama maalesef yapılmıyor. Bu güne kadar yapılmadı, bundan sonra yapılacağı söylendi ama bekliyoruz. Bu durumda kaza olduğu zaman ilk çağırılacak kişi müteahhittir ama sorumluluk denetim firmalarınındır, şantiye şefinindir, belediyenindir ve esas sorumluluk ustalarındır. Benim inşaatlarımda gerekli korumaların hepsi var, ama adam takmıyor, bana bir şey olmaz diyor. Baretini takmamışsın neden takmıyorsun diyorum, burası 2. kat düşsem de bir şey olmaz diyor. Hepsinin başında duramıyorsun"

"ŞANTİYE ŞEFLİĞİ YANLIŞ"

"Bir inşaatta şantiye şefi sadece ruhsat alırken görünüyor. Hiçbir inşaatta şantiye şefi yok. Gezin İnegöl’de 1 tane şantiye şefi bulamazsınız. Şantiye şefi olmadan belediye ruhsat vermiyor. İnşaat mühendisine ya 5 tane inşaat veriyor, ya da 30 bin metrekareye bir şantiye şefi diyor. 5 tane bina veriyorsun da nasıl bakacak 5 tane binaya. Hangisinde duracak? Ve hiç birinde durmuyor. Sadece imza atıyor, alıyor parasını. Şantiye şefinin değil, şantiyenin nerede olduğunu bilmeyen çok inşaat mühendisi var. İnegöl’de mimarlar odası var mühendisler odası var elektrikçiler odası var demirciler odası var bir de müteahhitler odası var. Biz hepimiz inşaat sektöründeyiz. Hiçbirinden ses çıktı mı? Hiçbiri Belediye’yi eleştirdi mi, sistemi eleştirdi mi, TOKİ’nin gelmesine karşı geldi mi? Hiç kimse konuşmuyor, susmuş vaziyette herkes işine bakıyor. Ben mimarlar odasını gündemdeki bu yanlışları düzeltmek için 2 kez ziyaret ettim. Mühendisler odasını da 2 kez ziyaret ettim, ama onlar gelip de hiç bizi ziyaret etmediler. Biz ziyarete gittiğimizde 2-3 kişiyle ancak konuşabildik, bir araya da gelemiyorlar. Mühendislerin ve mimarların varlıkları da yoklukları da belli değil. Dışarıdan baktığında mimarlar odası başkanı, mühendisler odası başkanı ama icraata geldiğinde belediye mimarlar odasını ciddiye alıyor, mühendisler odasını ciddiye alıyor, esas sorulacak adamlar biziz. Mimar, benim yanımda çalışan bir kişi, mühendis benim yanımda çalışan bir kişi, denetim benim yanımda çalışan biri. Parayı ben veriyorum onlara. Ben nasıl istersem öyle proje çizdiriyorum. Onları da çağırsın. Belediye Başkanının, mimarlar odasını, mühendisler odasını ve müteahhitler odasını birlikte çağırarak, onlarla birlikte istişare etmesi lazım. Ben binaya 1 trilyon harcıyorsam, bütün harcamaları benden çıkıyorsa söz sahibi ben olmam lazım. Onlar ruhsatı aldığımızda bitiyor. Sonra yapı denetim geliyor parasını alıyor. Onun umurunda değil sen bitirmişsin, bitirmemişsin. Ustalarımızın dikkatli olması lazım. Bareti yoksa aldırması lazım, kelepçesi yoksa aldırması lazım, sigortası yoksa çalışmaması lazım, şikâyet etmesi lazım. Eğer bir ustanın ustalık belgesi yoksa, o firmada çalışmasın. Müteahhide desin ki; benim iş güvenliği uzmanım, iş güvenliği sertifikam, ustalık belgem yok ben çalışmam. Şikâyet etsin. Aksi halde kendisi zararlı çıkar. Ustaların demesi lazım ama demiyorlar. Müteahhidin de sorması lazım ama sormuyor, ikisinin de işine geliyor. Adam iş buldum çalışayım diyor, müteahhit de boşluktan faydalanıyor hemen işe alıyor."

Ne kadar üyeniz var. Dernek olarak yaptırım gücünüz var mı? Kayıt dışı çalışan müteahhitlerle ilgili neler yapılabilir?

ÜYE OLAN MÜTEAHHİTLERİN KEFİLİYİZ

Bizim 107 tane üyemiz var. Yaptırım gücümüz tabi ki var. Bize üye olan bütün müteahhitlerin kefiliyiz. Nerede kefiliyiz? Müşteri konusunda. Herhangi bir müşteri bizim derneğimize kayıtlı olan firmalardan şikâyetçi olamazlar. Olduklarında arıyorum işlerini çözüyorum. Mevzuatlar zaman zaman değişiyor, sürekli bilgi veriyorum. Çok da cüzi bir aidat alıyorum, ama aldığım aidatın 2-3 misli onlara harcıyorum ve onlara bilgi veriyorum. İnegöl’de üyemiz olmayan kayıt dışı müteahhit çok var. Ticaret Odasının kayıtlarına göre 116 tane müteahhit görünüyor. Bunun 107 tanesi bize kayıtlı, ama orada mobilyacılık, ya da tekstil firması olup da müteahhitlik yapanlar da var… Bunların bir çoğu bizim üyemiz değildir."

MÜTEAHHİTLİĞİN `M`SİNİ BİLMİYORLAR

Adam mobilyacılık yapıyor, firması var ama müteahhitlik yapıyor. Müteahhitliğin ‘M’sini bilmiyor ama müteahhitlik yapıyor. Şantiyeye bile gitmiş değildir ama yapıyor. Şimdiki kanunlara göre yapabilir, ama sektör olarak bunlara karşıyız. Müteahhitliği gerçek müteahhitler yapmalı. 2. bir iş olarak müteahhitlik yapanlar araştırılmalı ve soruşturulmalı. Neden? Senin tekstil fabrikan var, müteahhitlikle ne alakan var. Bu hakkı devlet sana vermiş, ama bunu sen ne amaçla yapıyorsun. Konut yapmak mı para kazanmak mı vergi kaçırmak mı, katma değeri ödememek mi. Bunların araştırılması gerekiyor."

Büyükşehir yasasının sektöre etkiler oldu mu. Yada ne gibi endişeleriniz var?

"BÜYÜKŞEHİR KISA VADEDE OLUMSUZ ETKİLEDİ"

"Büyükşehir’e bağlanmamız sektör olarak kısa vadede çok olumsuz etki yaptı. En az 5 yıl bir artısının olmayacağına inanıyorum. 5 yıl sonra ne olur bilmiyorum ama şu kısa vadede bizim elimizi ayağımızı bağlamış durumda."

İnegöl`de kaçak yapılaşma var mı?Sektörü etkiliyor mu?

"KAÇAK YAPININ ÖNÜNE GEÇİLDİ"

"İnegöl’de kaçak yapılaşma biraz köylerde oluyordu, onun da önünü aldılar. Aslında kaçak yapılaşmanın önünü kesmek çok kolay. Ben bunu daha önce gündeme getirdim ve şuan aynısını belediye uyguluyor. İnegöl’de 4 tane beton firması var. O firmaları çağır, ruhsatı olmayan kimseye beton dökmeyeceksin diye söyle. Hiç kimse betonu dökemez. İnşaat yapmak çok kolay, 1 günde kalıp çakıyor 1 gecede döküyor. Çağırıyor mikseri, pompayı. 2 saatte döküyor. Ertesi gün 1 kalıp daha. 3 günde bir bina yapıyor. 3 günde 3 katlı bina yaparsın. 3 günde yaptığın zaman nasıl görecek? Zabıta’yı suçluyorlar, ama onun bir suçu yok. Sistemin suçu. Gözden kaçmış olabilir. Başladı şimdi İnegöl Belediyesi, ruhsatı olmadan kimse dökemiyor. O zamanlar İnegöl’de bir inşaatın ruhsat maliyeti 15 bin TL ise köyde 5 bin TL’ydi. Köylü için 5 bin TL çok para. O 5 bin TL ile demir, çimento alıyor tek katlı ev yapıyor. Cazip geliyordu ama şimdi İnegöl Belediyesi, Büyükşehir ile birlikte tip proje yaptılar. Zannediyorum o 1 hafta önce geldi. Vatandaş gidiyor, alıyorsun tip projeyi. O proje ile birlikte yapılır."

Konut alırken neler dikkat etmeli? Her pahalı konut kaliteli malzemeden mi üretilmiştir. Vatandaşlara konut alırken ne tavsiye edersiniz?

"TOKİ`DEN KONUT ALINMAZ"

Vatandaşlara konut alırken müteahhitlerden almalarını tavsiye ediyorum, TOKİ’den konut almalarını tavsiye etmiyorum. TOKİ’nin dairelerinin 2. eli yok, hemen satamazsın. Elinde kalır. Ama müteahhitten aldığın daireyi hemen ertesi gün hem de  3-5 lira pahalıya satabilirsin. TOKİ’nin dairesi ile müteahhidin dairesi bir değil, kalite farkı var. TOKİ’de 6 daire bir arada, bir merdivenden 6 daireye birden giriyorsunuz. Orada gideri var apartman yöneticisi var, TOKİ uzak… Kiradan kurtulayım diye alıyorlar, ondan sonra kiraya verdiği parayı minibüslere veriyorlar".

Sektörle ilgili beklentilerinizi aktarır mısınız?

"SAYGINLIK İSTİYORUZ"

"Sektör ile ilgili İnegöl Belediyesi’nden Bursa Belediyesi’nden beklentilerimiz var. İnşaat sektörü dünyanın en büyük sektörü, ekonomiyi hareketlendiren sektör. Dünyada da böyledir, İnegöl’de de böyledir. Buradan İnegöl Belediye Başkanımıza biraz serzenişte bulunmak istiyorum. İnegöl Belediye Başkanı her zaman, her alanda, her oturumda her programda, mobilya sektörünü ön plana çıkarıyor. Bunun yanında inşaat sektörü var, tarım var, hayvancılık var, taksicilik var, kamyonculuk var bir sürü sektörler var. Belediye Başkanımızın bunların yanında da yer almasını istiyorum. Hele hele inşaat sektörünün yanında yer almasını istiyorum. Mobilyacıları senede 5-6 kere alıyor yurtdışına götürüyor. Bir gün gelsin bizim müteahhitlerle de bir gezi yapsın, bir toplantı yapalım, oturup bu konuları konuşalım. Bizim de sıkıntılarımız var. Müteahhit dendiğinde belediyeye gidiyorsunuz, bir şey isterken sanki biz belediye personelince haksız yere bir şey isteyecek, sanki kaçak bir inşaat yapmış, haksız bir şey için gelmiş, minnet ediyormuş gibi bir anlayış var. Sanki olmayacak bir şey istiyormuşsun gibi oluyor. Biz İnegöl Müteahhitleri olarak bir saygınlık istiyoruz. İnegöl Belediyesi’ne gittiğimiz zaman belediye personeli tarafından güler yüz ile karşılanmamızı, bizi oraya oturttuklarında birer çay ikram edip işimizin görülmesini istiyoruz. Bizim görülmeyecek işimiz yok. Biz yanlış iş yapıyorsak, onu bana söylesinler ben müteahhitler dernek başkanı olarak da müdahale ederim. Kesinlikle yanlış işimiz yok, ama acil işimiz olabilir. Bazen acil işimiz oluyor. Vatandaş hayatında 1 kere ev yapacak, bir tadilat yapacak ve oraya gittiyse, senede 100-200 tane daire yapan bir müteahhit de gittiğinde, onun işini biraz daha çabuk görmesi gerekiyor. Ön olur diye bir yer var projeler oraya giriyor, 15 gün bekliyor. 15 gün sonra diyor ki, burada balkon çıkıntısı yanlış olmuş. Alıyorsun onu mimara götürüyorsun, mimar düzeltiyor tekrar götürüyorsun, tekrar 15 gün bekliyor. Biz istiyoruz ki, hemen ışık hızıyla geçsin. Biz genel olarak yılda 3 bin tane konut yapıyoruz. 3 bin tane konut ciddi bir rakam. Ciddi bir iş kaynağı var, katma değer var. İnşaatın yapımı esnasında 72 kalem bize bağlı. 72 kalemin bütün ürünleri tek tek montaj oluyor, tek tek parası müteahhitten çıkıyor."

"MÜTEAHHİT KAZANIRSA TÜRKİYE KAZANIR"

"Cumhurbaşkanımız ne diyordu? Türk müteahhidi ne kadar kazanırsa, Türkiye o kadar kazanır diyordu. Ben de bunu İnegöl Belediye Başkanımızın demesini istiyorum. İnegöl Belediye Başkanı desin ki, İnegöl müteahhidi ne kadar çok kazanırsa İnegöl Belediyesi de o kadar kazanır, İnegöl müteahhidi ne kadar güçlü olursa, İnegöl o kadar güçlü olur. Başbakanımız zaman zaman müteahhitleri alıyor yurtdışına götürüyor, zaman zaman yemek yiyor. Neden? Dert dinliyor. Ama bunu maalesef İnegöl Belediyesi yapmıyor. Bunu mobilyacılara yapıyorlar. Mobilyacılar da bizim arkadaşlarımız o da ciddi bir sektör, ama onun yanında biz de varız, bizi göz ardı etmesin, bizimle de oturup konuşsun."

İnegöllü müteahhitler ihalelere giriyorlar mı? İnegöl`de yaptığınız herhangi bir proje var mı?

"HİÇ BİR İHALEYE GİREMEDİK ÇÜNKÜ..."

Bizim bu ihalelerin 2 tanesinden haberimiz oldu. Bir otopark ihalesinden, bir de AVM ihalesinden haberimiz oldu. Onlar da zaten projeler çizilmiş, olaylar bitmiş ve bize haber verildiğinde 20 gün vardı. 20 günde zaten onun taslağını bile çizemezsin. Bu uyduruk bir şeydi. Haber verdik oldu, başka bir şey olmadı. Onun için İnegöl müteahhidi giremezdi. Bizim böyle bir sorunumuz vardı. Biz onu geçen sene çözdük. Bir ihaleye girmek için iş bitirme lazım. Ben yıllardır müteahhitlik yapıyorum, belki de 50 trilyonluk iş yapmışımdır, ama 2 trilyonluk bir inşaatı devlet bana vermiyor. İş bitirme istiyor. 50 trilyonluk var, ama özel sektörde var belediyede görülmüyor. İnşaatlar yapmışım, İnegöl’deki o inşaatların iş bitirmelerini saymıyor. Biz onu ne yaptık? Yüzde 65’ini kabul ettirdik. Tüm Müteahhitler Konfederasyonunun yapmış olduğu çalışma ile 50 trilyonluk iş yapmışsam, yüzde 65’i devlete karşı iş bitirmem olarak gözükebiliyor. Bundan sonra İnegöl müteahhidi ve Türkiye’deki federasyonumuz müteahhitlerinin iş alma sıkıntısı kalmayacak. Her alanda artık biz herhangi bir hastane, okul projeleri alabiliriz. Çok yanlış bir uygulama vardı. Bu yanlıştan dönüldü. Bundan sonra tüm projelere talibiz, her zaman girebiliriz ve yaparız. Daha önce TOKİ’ye talip olduk ama alamadık, iş bitirme yoktu, ama artık olabiliriz. TOKİ İnegöl’de bir yer yapacaksa, İnegöl Belediye Başkanı ile Bursa Milletvekilleri ile görüşüyorlar. Bunlar diyecekler ki; kardeşim bizim burada çok güçlü müteahhitlerimiz var, bu ihaleyi bunlara verelim, yardımcı olalım. Biz bedava istemiyoruz. Bunu sağlamak Belediye Başkanlarımızın elinde. Nasıl İnegöl mobilyasını yurtdışına, oraya buraya pazarlamaya yardım ediyor değil mi? TOKİ’nin ihalesini almada da, bize yardım et kardeşim. Ben ihaleye girsem ne olur, girmesem ne olur. Kapalı zarf usulü veriyorsun, açıyorlar. Adamına veriyor. Burada ilk alanın iş yapmışlığı yok. İnegöl Belediye Başkanı devreye girip bu işi bize yönlendirebilir."



  • BIST 100

    10203,22%-0,05
  • DOLAR

    32,34% -0,05
  • EURO

    34,95% 0,47
  • GRAM ALTIN

    2401,90% 0,23
  • Ç. ALTIN

    3898,95% 0,54