BAŞÖRTÜSÜ HAKTIR

BAŞÖRTÜSÜ HAKTIR

Milli Eğitim Bakanlığı, 28 Şubat darbesi sonrası devlet kurumlarında başlatılan kılık kıyafet yönetmeliğinden dolayı görevine son verilen başörtülü memurlara görevlerine geri dönme imkânı sağlanacağının müjdesini verdi. Görevlerine dönmek isteyen öğretm

 

Milli Eğitim Bakanlığı, 28 Şubat darbesi sonrası devlet kurumlarında başlatılan kılık kıyafet yönetmeliğinden dolayı görevine son verilen başörtülü memurlara görevlerine geri dönme imkanı sağlanacağının müjdesini verdi. Yönetmelik kapsamında etkilenen kurumların başında en büyük mağduriyeti yaşayan meslek grubu ise öğretmenler olmuştu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayımladığı duyuruda 28 Şubat 1997 tarihinden sonra verilen disiplin cezaları nedeniyle memuriyetten çıkarılanlar ile diğer kamu görevlilerinin disiplin cezalarına af geldiğini belirtti. Tekrar öğretmenlik mesleğine dönmek isteyen öğretmenlerin üç ay içinde eski kurumlarına müracaat etmeleri gerektiğine dikkat çeken Bakanlık, memurluğa geri dönecek olan öğretmenlere atama sayısı sınırlaması uygulanmayacağını ve bu öğretmenlerin ayrıldıkları branş dersinden veya benzer unvanlı kadrolara iki ay içinde atanacaklarını bildirdi.

BAŞVURULAR DÜN BAŞLADI

MEB, mesleğine geri dönecek olan öğretmenlerin derslere başörtülü girebilmenin de önünü tamamen açmış oldu. MEB yeniden okullarına atanmak isteyen öğretmenlerin başvurularını 12-29 Ağustos 2013 tarihleri arasında alacak. Dün başlayan başvurular için öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğüne hitaben yazacakları dilekçe ile birlikte Nüfus cüzdanı örneği, öğrenim belgesi, hizmet cetveli, görevine son verildiğine ilişkin belgeler (Bakanlık Onayı, Yüksek Disiplin Kurulu kararı veya benzeri belgeler) bulundurmaları gerekiyor.

GEÇ KALINDI, AMA SONUÇ SEVİNDİRİCİ

Öğretmenlere başörtüsüyle derse girme ve yeniden görevlerine dönme imkanı sağlayan bu yönetmelik hakkında İnegöl İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği Başkanı Ahmet Taştan da dün bir açıklama yaparak memurlara haklarının geri verilmesinin kendilerini sevindirdiğini söyledi. 28 Şubat sürecinin insan haklarını ihlal eden bir süreç olduğunu ve askeri darbelerin Türkiye’ye herhangi bir kazanım sağlamadığını ifade eden Taştan, “28 Şubat’ın da postmodern darbe olarak bilinmesinden dolayı, askeri bir darbe değil ama kişisel ve özlük haklarının ihlal edildiği ve özellikle devlet kademesindeki bazı memurlar görevden uzaklaştırıldı. Yeterli delil ve kanunlara dayanmadan onları görevden uzaklaştırdılar. Geçen bunca zaman içinde belki geç kalınmış olarak onlara hakları iade edildi. Geç kalındığına üzülüyoruz, ama sonuç itibariyle de bir memura hakkının verilmesi bizi sevindiriyor. Hükümetin üzerinde çalıştığı yeni anayasada kişilik haklarına önem verildiğini düşünüyoruz” dedi.

DARBE İZİ KALMAMALI

Bundan sonraki dönemlerde hiçbir memur ya da kişinin inancından dolayı vazifesinden olmaması gerektiğine de vurgu yapan Ahmet Taştan, şöyle devam etti: “O kişinin o işin yeterliliğine sahip olup olmadığına bakılmalı. Türkiye’de darbe izi kalmamalı. Darbelerin bıraktığı bütün izler temizlenmeli ve tarih çöpüne atılmalı. Biz bu uygulamadan dolayı yetkililere teşekkür ediyoruz. Yeniden göreve başlayacak olan arkadaşlara da başarılar diliyoruz. Vazifelerine dönsünler ve çalışmalarına büyük bir hızla devam etsinler. Çünkü bu ülkenin çalışan gelişen insana çok ihtiyacı var. Onların yetiştireceği çocuklara da çok ihtiyacı var.”

BAŞÖRTÜSÜ ANAYASAL HAKTIR

İHMED Başkanı Ahmet Taştan, 28 Şubat sürecinde taviz verip işine devam edenler de olduğunu kaydederek, “İnsanların hallerini yargılamak bizim durumumuz değil, ama direnen ve gerekirse inançları için görevini bırakanlar kıymetli bir iş yapmışlardır. Bugün de onlara hakları verilmiştir. İnegöl’de bu arkadaşların sayısı ne kadardır bilmiyorum. İnegöl’de uygulama biraz daha rahattı. Bazı yerlerde çok kesin tavırlar koyuldu. O eski darbeci zihniyet daha aktif çalıştı. İnegöl muhafazakar bir yer. Başörtüsü haktır. Bir defa hem inanç açısından çok önemli bir tutumdur. Ayrıca anayasanın da din vicdan özgürlüğü diye yasası var. Anayasal haktır. Anayasa böyle izin verdiği halde bir takım yönetmeliklerle bu hak kaldırılmaz. Ama darbe dönemi, hakların ve özgürlüklerin çöpe atıldığı bir dönem maalesef. O insanların hakları dikkate alınmadı, çünkü onlar tehlike olarak algılandı. Hiçbir darbe dönemi hak hukuka önem vermez, kendi bildiğini diretip dayatır ve mutlaka yaptırmak ister. Orhan Taşanlar Bursa Valisi iken Bursa pilot bölge seçildi ve burada imam hatip okullarında bile başörtüsü zulmü yaşandı. İnşallah bir daha geri dönülmez” diye konuştu.

LİSELER İÇİN DE ÜMİT DOĞDU

Öğretmenlerin başörtüsüyle derse girmesinin insanlık için çok büyük bir kazanım olduğunun altını çizen Taştan, “Dinimize göre bir bayanın buluğ çağı ortaokulun bittiği dönemler. İnanç kurallarına dikkat eden insanlar, kızımı başörtülü olması gerekiyor diyor. Bugün fen ve Anadolu liselerinde çok inançlı öğrencilerimiz var. Bunların da en tabi hakkıdır. Ayrıca başörtüsü herhangi bir kişilik zedelenmesine vesile olmuyor. İnsanlar örtüleri ile okuyup spor yapabilirler. Örtü bir kısıtlama getirmiyor. O yüzden imam hatiplerde olan bu başörtüsü hakkını liseler de talep edecektir. Bir öğrencinin dersine çalışıyor mu, devamsızlık yapıyor mu, ahlaksızlık yapıyor mu buna bakacaksınız. Bazı okullarda serbest kıyafet uygulaması yapılıyor. Buralarda insanlar sıra dışı kıyafetle geliyorlar. Ona verilen bu hak diğerine de verilmesi lazım. İnsanların kılık kıyafetini devlet belirlememeli” dedi.



  • BIST 100

    10276,88%0,67
  • DOLAR

    32,34% -0,07
  • EURO

    34,74% 0,06
  • GRAM ALTIN

    2390,37% -0,26
  • Ç. ALTIN

    3880,65% 0,07