www.haberyorumgazetesi.com
www.haberyorumgazetesi.com

BATININ DEĞERLER SİSTEMİ ÇÖKÜYOR”

 BATININ DEĞERLER SİSTEMİ ÇÖKÜYOR”

SP Bursa Kadın Kolları Başkanı Merak Gerçek, tüm dünyada insanlığın buhran yaşadığını belirterek, Bu da bize dayatılmaya çalışılan batının değerler sisteminin çöktüğünü gösteriyor.” dedi.

 

Dün Hisar Pastanesi'nde gerçekleştirilen programa Saadet Partisi Bursa Milletvekili Adayları Sevil Çiçek ve Ayşe Benlioğlu, Saadet Partisi Bursa Kadın Kolları Başkanı Meral Gerçek, Saadet Partisi İnegöl Kadın Kolları Başkanı Havva Şen ve çok sayıda partili bayan katılım gösterdi.

GAYEMİZ ALLAH'IN RIZASINI KAZANMAK

Merhum Erbakan hocanın ‘Bir çiçekle bahar olmaz. Her bahar bir çiçekle başlar' sözüyle programın açılış konuşmasını yapan SP İnegöl Kadın Kolları Başkanı Havva Şen, İşte bahar, işte coşku. Elhamdülillah Saadetli bayanlar olarak yine buradayız. Gayemiz Allah`ın rızasını kazanmaktır. Arzumuz tüm insanlığın saadetidir. Bütün bu çalışmalarımız esnasında her zaman şu duayı yapmalıyız; ‘Ya Rabbi, sen bize her zaman hakkı hak olarak göster. Batılı batıl olarak göster. Bizlere hakkı tutmayı nasip et. Batıldan muhafaza buyur.' Davetimize icabet ettiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum” dedi.

D-8 AKTİF OLSAYDI DÜNYADA ZULÜM VE SÖMÜRÜ OLMAZDI

Genel seçimlere az bir süre kaldığını belirten SP Bursa Kadın Kolları Başkanı Meral Gerçek ise, Her seçim çok önemlidir fakat ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu şu günlerde yapılacak seçim, gerçekten çok büyük öneme sahiptir. Ne yazık ki tüm İslam coğrafyasında, sömürü, zulüm, kan ve gözyaşı var. Son 10 yılda savaşlar yüzünden 2 milyondan fazla çocuk öldü, 5 milyon çocuk sakat kaldı, 52 milyon insan açlık ve savaş yüzünden yurdunu değiştirdi. İslam dünyası hızla bölünmektedir. Tunus, Libya, Irak, Suriye paramparça edilmiştir. Amaç çevresi zayıflatılmış büyük İsrail'i kurmaktır. Bunun için bir an önce İslam Birliğini kurmamız gerekiyor. Erbakan Hoca D-8`i bunun için kurmuştu. Bugün D-8 aktif olarak çalıştırılsaydı dünyada ve İslam coğrafyasında sömürü ve zulüm olmayacaktı. Türkiye ne yazık ki bu mazlum coğrafyalara sahip çıkması gerekirken, zalimlerle birlik olmayı seçmiştir. 13 yıllık AK Parti iktidarında iç ve dış politikalarımız ABD ve AB`ye teslim edilmiştir. 29 Ekim 2004 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül tarafından Roma`da, Papa heykeli altında AB Anayasası imzalanmıştır. Bunun akabinde bizim inancımızla, kültürümüzle, tarihimizle bağdaşmayan toplumumuzu bozmaya yönelik, yasalarımızda AB'ye uyum yasaları çerçevesinde düzenlemeler yapılmıştır. Nitekim ahlaki tahribat hızla yayılmıştır. Bu yasalarla aile yapımızın altına dinamit konmuştur. 12.10.2004 tarihinde zina suç olmaktan çıkarılmış, bu tarihten sonra kürtaj 33 binden 78 bine ulaşmıştır. 13 yılda 1 milyondan fazla çift boşanmıştır. Ailenin ve neslin korunması devletin birinci vazifesi iken, bu kanun hangi amaç doğrultusunda çıkmıştır? 07.07.2006 tarihinde domuz eti kasaplık et sınıfına alınmıştır. Acaba bu yasayı kim için çıkardınız? Dinimizde haram olarak kabul edilen, tıbbi olarak zararı bilinen bu necis hayvanın kesimi yasaklanması gerekirken bunun bir de kendini muhafazakâr olarak ifade eden hükümet tarafından, devlet eliyle düzenlenmesi ve desteklenmesi tek kelime ile ya gaflet ya da dalalettir” şeklinde konuştu.

UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI YAŞI 10`A İNDİ

"Daha önce olduğu gibi, Hıristiyan vatandaşlarımız için vakumlu poşetlerde ithal edilerek ülkeye giren domuz eti, yine bu şekli ile gıda sektöründe bulunmalıdır” diyerek sözlerini sürdüren Gerçek, 29 Kasım 2011`de kendini LGBT diye ifade eden insanların toplumsal, bireysel, hukuksal haklarının devlet eliyle teminat altına alınması sağlanmıştır. Ayda 90 dakika medyada bu tercihteki insanlara yönelik bakış açısını pozitifleştirmek için yayın mecburiyeti getirilmektedir. Ayrıca, ayrımcılık gösterdiğiniz takdirde 3 yıl hapis cezası var. Ayrıca bu insanların cinsiyet değiştirmelerine yönelik hastane masrafları psikolojik destek masrafları devlet eliyle karşılanmaktadır. Tüm bunlar toplumumuzu kökten bozmak, gelecek nesillerimizi kendi inancından uzaklaştırmak üzere atılan adımlardır. Ne acı ki son günlerde yaşadıklarımız amaçlarına ulaştıklarını bize göstermektedir. Toplum olarak tüm değerlerimizin tepetaklak olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bunu çocuklarımızın ve kadınlarımızın durumuna baktığımızda daha net görebiliriz. Son 13 yılda kadına yönelik şiddet yüzde bin 400 arttı. Emniyet raporlarına göre ülkemizde her yıl bin 100 kadın, erkek ve çocuk cinayete kurban gidiyor. Ülkemizde uyuşturucu bağımlılığı yaşı 10`a indi. Toplumsal şiddet yönelimi artışı, aile kurumundaki dejenerasyon, kadın cinayetlerindeki artış kaygı verici boyutta. Tüm dünyada insanlık buhran yaşıyor. Bu da bize dayatılmaya çalışılan batını değerler sisteminin çöktüğünü gösteriyor. Bütün dünyada umut ve çıkış sunacak bir medeniyetin mensupları olarak, çürümüş sistemlere eklenmeyi ret ediyoruz” diye konuştu.

EKONOMİK AÇIDAN DİBE VURDUK

AB kriterlerine uydurmaya çalıştığımız yasalarımız, ahlak ve maneviyattan uzak eğitim sistemi, ahlaki değerlerimizden yoksun TV yayınları, kadını meta olarak gören zihniyet, tüm bunlar değişmedikçe kendi ahlak sistemimize dönülmedikçe, gerçek manada Milli Eğitim, Milli Ekonomi, Sosyal Adalet sağlanmadıkça, toplumun düzelmesi mümkün olamaz” diyerek sözlerine devam eden Gerçek, Ne yazık ki ekonomik açıdan da dibe vurmuş durumdayız. Faizci kapitalist düzenle zengin daha zengin, fakir daha fakir hale getirilmiştir. Bu köle düzenine, bu sömürü düzenine dur demek zorundayız. Ülkemizde açlık sınırı bin 350 TL asgari ücret ise 949 TL`dir. Asgari ücretle çalışan yaklaşık 5 milyon vatandaşımız var. Aileleri ile birlikte 20 milyon insanımız açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilmiştir. Bu ülke zengindir ancak kaynakları israf ediliyor. 10 milyara mal olan Aksaray'ın yerine bu para yatırıma yöneltilseydi, binlerce insanımız iş ve aş sahibi olacaktı. Kısacası bütün insanımıza iş temin etmek zorundayız. Bu da ancak yeni iş sahaları açmakla, ağır saniyeye geçmekle olur. Üretmeyen bir ekonomi, yatırım yapmayan bir ülkenin fakirliği yenmesi, işsizliğin üstesinden gelmesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

ÇÖZÜM DEĞİL ÇÖZÜLME SÜRECİ

Gerçek, gündemimizdeki önemli konulardan birinin de çözüm süreci olduğunu belirterek, AK Parti hükümeti tarafından 18 Haziran 2003 tarihinde çok tehlikeli sonuçlar doğuracak ikiz yasalar çıkarılmıştır. Bu yasalara göre; bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bütün halklar doğal kaynakları üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bu kanunlar ile ülkemizin birliği ve dirliği bozulacak ne yazık ki bizi çözüme değil çözülme sürecine sokacaktır. İşte ortaya koyduğumuz tüm bu sebeplerden dolayı önümüzdeki seçim çok önemli. Verilecek bir oy ülkemizin ve milletimizin geleceğini belirleyecek” dedi.

DAVAMIZ MUZAFFER OLACAKTIR

Son olarak söz alan Bursa Milletvekili Adayı Ayşe Benlioğlu ise, Bugün burada gerçekleştireceğimiz program, Hakk'ı hâkim kılmak için yapacağımız çalışmaların başlangıcı olsun inşallah. İnançlı kadrolarımızla toplumun geleceğine yön verecek çalışmalar yapıyoruz. Merhum Erbakan hocamız ifade ettiği gibi, ‘Kendinle beraber başkalarının saadeti için yaşanan bir hayat, yaşamaya değer erdemli bir hayattır. Allah'ın kuluna büyük ikram ve ihsanı kişinin kendi yolunda koşuşturmasıdır.' Bizler de bu hususta, Allah yolunda samimiyetle koşturmaya çalışıyoruz. Yol ne kadar meşakkatli olursa olsun, davamız muzaffer olacaktır inşallah” açıklamalarında bulundu.

 

HBR: Onurhan BAYRAKTAR



  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,56% 0,14
  • EURO

    34,89% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2433,75% 0,06
  • Ç. ALTIN

    4017,93% -1,36