Allah Resulü (s.a.s.) fiziki güzelliği gönül güzelliğine tercih ettiği için kendisinden 15 yaş büyük olan Hazreti Hatice annemizle evlendi. Hz. Hatice nasıl bir güzelliğe sahipti ki efendimiz O`nu tercih etmişti.Efendimizle Hazreti Hatice annemizin evliliği günümüz insanına en büyük manevi bir örnektir. O, Hz. Hatice`de; sadece bir eş değil, bir sırdaş, can yoldaşı ve bütün varlığını uğruna feda edebilecek bir arkadaş bulmuştu.Hatice annemizi kimler istememişti ki. Mekke`nin reisleri, şairler, en yakışıklı deli kanlılar. Ama o efendimizi tercih etmiş, gönül güzelliğini anlamış evlenmeye razı olmuştu.Hz. Hatice asil ve Mekke`nin en zengin kadınıyken, düşman kuşatmasına razı olmuştu. Ekmek bile bulamayan fakir bir insan olmayı göze almış, bundan dolayı da Efendimizin (s.a.s.) başına kalkmamış, halinden hiçbir zaman şikâyetçi olmamıştı. Hazreti Hatice annemiz öyle bir sevgili bulmuştu ki O`nun için bu dünyada ödenmeyecek bedel yoktu.Efendimiz İlahi mesajı tebliğ için sık sık evinden ayrılıyordu. O yokken annemiz evinin önünde oturur 50-60 derecelik sıcakta beklerdi. Onun bu durumunu görenler neden iki adım geride gölgede durmadığını sorduklarında. "Resulullah şimdi bu güneşin altındadır, O gölgeleninceye kadar bende onun gibi yaşamak ve hissetmek isterim. Elimde değil gönlüm gölgeye gitmemi engelliyor, bırakmıyor beni." diyordu.Efendimiz (s.a.s.) peygamberliğinden 45 gün önce Hıra Nur Dağındaki mağaraya geliyor günlerce orada tefekküre dalıyordu. Annemizin gönlü Efendiimizden uzak kalmaya razı olmadığı için o günlerde dik yokuşu tırmanırdı. Ayaklarına batan taşları düşünmeden, ortalığı kavuran sıcaklara aldırmadan Efendimize azık taşırdı.Yine öyle bir günde, o zor yolu tırmanmış ve nihayet hedefine ulaşmıştı. Elinde efendimize getirdiği azık çıkını vardı.Gördü ki Efendimiz farklı bir âlemde ilahi huzurdadır. Onun bu huzurunu bozmadı. Bir taşın arkasında sıcağın karşısında ses çıkartmadan saatlerce bekledi, bekledi, bekledi…
