www.haberyorumgazetesi.com
www.haberyorumgazetesi.com

"HİÇ BİR HALT YİYEMİYORSUN..."

Kent Konseyi Başkanı Haydar Cerrah´ın, AK Parti´de krize neden olan eleştirilerine, İGİAD Başkanı Hakan Özdemir´de dahil oldu. Tartışmaların büyümesine İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş´ın sebep olduğunu öne süren Özdemir, "Seni oturduğun yerde vatan

İGİAD Başkanı Hakan Özdemir, İnegöl Gazeteciler Derneği´nin Ramazan sohbetleri programına konuk oldu. Açıklamalarında Kent Konseyi Başkanı Haydar Cerrah´ın kriz enden olan eleştirilerine değinen Özdemir, krizin büyümesine sebep olarak gösterdiği Belediye Başkanı Alinur Aktaş´a sert sözlerle yüklendi.

SİYASET İGİAD´IN İÇERİSİNE GİREMEZ

İGİAD ile ilgili bilgiler vererek konuşmasına başlayan Başkan Hakan Özdemir, ?İnegöl Genç İş Adamları Derneğimiz 1991 yılında kuruldu. Şuan 13. dönemini yaşıyor ve ben 8. başkan olarak göreve seçildim. Geçmiş dönem başkanlarımız; Bahadır Öke, Alaaddin Kırcalı, Kenan Sülek, Hüseyin Şahin, Münir Gültekin, Hasan Ünlüaslan, Bahadır Bayraktar ve ben. Yönetim kurulumuz 12 kişiden oluşup şuan toplamda 147 kayıtlı üyemiz bulunmaktadır. Benim dönemim içerisindeki hedefim bu sayıyı 250´ye ulaştırmaktır. Üyeliklerde aradığımız kriterler, kişilik olarak, duruş olarak, vizyon olarak referansının iyi olmasına bakıyoruz. Birilerinin illa ki tanımasını düşünüyoruz. Birebir ticaret erbabıysa ticaret yaptığı yıllar içerisinde kendisi ve firmasıyla alakalı bir pürüzün olmamasına dikkat ediyoruz. Gelecekte örnek bir GİAD´lı, İGİAD´lı olması konusunda kriterlere sahipse arkadaşımızı kabul ediyoruz. İGİAD, içerisinde barındırdığı çeşitli sektörlerle İnegöl´de tek bir dernek. Avukatlık, muhasebecilik, mobilyacılık, tarım gibi aklınıza gelen her sektörden arkadaşlarımız mevcut. Derneğimizin bir önemli kriteri de din, dil, ırk ayrımı yapmadan her tür düşünce kolayca paylaşılabilir, siyaseti içeri sokmadan, birbirimizi kırmadan ilişkilerimizi sürdürürüz.İGİAD tek başına bir dernek değil. Derneğimiz Güral Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Erkan Güral´ın şuan başkanı olduğu 20 bin üye firması bulunan TÜGİK üyesidir. Yaklaşık 3 ay önce de başkanlığını Tarık Kadoğlu´nun yaptığı 40 bin üye firması bulunan TÜRKONFED üyesi olduk. 28 federasyondan bir tanesi olan Bursa merkezli MARSİFED nezdindeki üye derneklerinden bir tanesiyiz. Şuan kayıtlı dernekler arasında BUSİAD, BİSİAD, GESİAD, HOSABSİAD, NİLSİAD, ESİAD ve ORSİAD bulunmaktadır. Ben yönetim kurulu seçimlerine geç gitmiştim, ismimin yazıldığını öğrendim. Aradan 1 hafta sonra yönetim kurulu toplantısında MARSİFED yönetim kurulunda Başkan Yardımcısı olarak göreve getirildim. Kabul etmeyecektim ama İnegöl adına orada olduğumu göz önüne alarak kabul etmem gerektiğini düşündüm. MARSİFED´in bize ne gibi artıları olacaktır? Şuanda genel merkezde veri tabanı çalışmaları yapılıyor. Tüm üyelerimizin sektörel bazdaki çakışmalarını online ortamda sağlayacaklar. Kendi firmamla alakalı ürettiğim ürünleri Türkiye genelinde faydalı olabilecek kişilere aktaracaklar. İnegöl´ümüz adına başarılı bir çalışma olacağına inanıyorum. MARSİFED yönetiminden biz de memnunuz? dedi.

İNEGÖL´DE 1 LİRA CANLI PARA VARSA 9 LİRA KÂĞIT ÜZERİNDE PARA VAR

Karşılıksız çek konusuyla ilgili yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine konuşan Özdemir, ?Çeklerle alakalı eskiye dönük baktığımızda aynı gün hapse atma da vardı fakat ay sonu ayırdığım 10 çekten 9´unun arkası yazılıyordu, 1 tanesi ödeniyordu. Bu bana sürpriz gelmiyordu. Yıllar sonra yeni bir yasa yapıp hapis kararını kaldırdılar. Burada esas faktör T.C. numarasıyla e-devlet şifresi odaklanması insanların variyetlerini ortaya çıkardı, şeffaf düzene kavuştu. Bir sicilde bir tek yanlış yapan kişi çeki ardından atamaz oldu. Hapis cezası olsun mu olmasın mı gündeme geldi. Tabi ki olsun. Ben kimsenin ekmeğini, emeğini yiyemem, kimse de yemesin. Çek demek hayali demek. Biri bana gelip 7-8 aylık çek kestirirse o günkü hesabımı yapamam, hayali çek keserim. Param varsa da 8 aylık çek kesiyorsam esnaflık ticaret erbabına uymayan bir yapıya sahibim demektir. Param varsa paramla alışveriş yaparım. Nakit vakittir. Zaman kaybına gerek yok. Akşam rahat uyuyacaksın. Hapis cezası geldi diyelim, çözüm mü? Bir yere kadar. Bazı insanların umutları tükendiğinde zaten kendinde olsa o çekin ardı yazılmaz. Bir şekilde tesadüf ticaret yapmıştır, o çeklerin arkası yazılmıştır. Dolandıran boşuna dolandırmaz, dolandırılan da boşuna dolandırılmaz. 2´sinde de bir uyanıklık, birinde masumiyet vardır. Çeki yazılan kişi suçu önce kendisinde aramalıdır. Neden o malı ben bu kadar vadeli verdim demeli. Karşıya verdiği adamı iyi tartmalı. Çek döndüğünde anında ödeyemiyorsa o adama mal vermek yanlış bir durum. Hiçbir bankaya gidip de bin lira parayı alamazsınız. Gittiğinizde mobilyacının bugün alacağı 1 trilyon krediye neredeyse rahmetli ninesinin kızlık soyadını soruyorlar. Lokomotif sektörümüz mobilya. X bir mobilyacıyı bugün bir arkadaşımın yanında görüp tanışıyorum. Aynı kişiyi ertesi akşam tesadüf bir başka mobilyacı arkadaşın yanında görüyorum. Bir akşam sonra Bursa´da başka bir mobilyacıyla görüyorum. Bu sefer aklıma şu geliyor; her mobilyacı her ay 50 bin liralık mal veriyorsa ve de şuanda 2017, 2018 vadeleri konuşuluyorsa o arkadaşımız benim arkadaşıma en az 500 bin lira hayali satış gerçekleştirmiş. Benim arkadaşım ürettiği canlı malı vermiş. Kredi verirken sorular soran o banka çek karnesini bir telefonla getirip 140 liraya 24 yaprağını veriyor. 24 yaprak da bu sefer insanlara sermaye oluyor. İnegöl´de 1 lira canlı para varsa 9 lira kâğıt üzerinde para var. Güvene dayalı bir satış var. Keşke güvene dayalı bir satış olsa, sözle satış olsa, çek olmasa. Bu problem yok demektir. Bu kadar uzun ve riskli şekilde her mobilyacıya en az 500 bin lira risk yapan kişi İnegöl´de nam yapmış 50 işletmeciye 500´er bin liradan çek düzenlese rakamı siz kendiniz hesaplayın. Ödemediği zaman verdiği zarar mobilyacıya değil malzemeciye zarar veriyor. Çek hapsinin kararı vatandaşın çeki düzene getirmesi için lazım. Kişinin sermayesi olsa o çeki malzemeciye vermez. Ben mobilya sektörünü çok düşünmeme rağmen giremedim çünkü bu ticaret bana göre değil. Bizim işimizde yüzde 10 risk varsa mobilyacıda yüzde 90 risk var. Ama kolay kazanıldığı da aşikâr. Arada dolandırıcı çıkmadan, çekin arkası yazılmadan ticaret yapıyorsa o kişi bir yere geliyor. Ona da zaten başarılı esnaf deniyor. Ama tesadüfler onu oraya getiriyor? şeklinde konuştu.

YURTDIŞINDA MOBİLİYUM AVM´LER KURMAMIZ LAZIM

İnegöl mobilyası ile ilgili konuşan Özdemir, ?İMOS ve MSİAD derneklerinin yaptığı başarılı organizasyonlar ve özellikle MÜSİAD´ın ?Benim Geleceğim Mobilya´ projesi, İMOS´un çeşitli konularda yaptığı tanıtım organizasyonları isabetli çalışmalar olmuştur. Derneğimiz adına bu çalışmalarla alakalı ne tür bir yerde olmamız gerekiyorsa orada oluruz. Yaptıkları projelerden dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz. Buna benzer öngörüşlerin neler olması gerekir? İnegöl artık mobilya ile özdeşleşmiş durumda. İhracat verileri de onu gösteriyor. Mobilya çok değerli bir sektör. Yurtdışına satış yaptığımda 100 liraya sattığım bir malın 15 lirasını dışarıdan alıyorum, 85 lirasını gönderiyorum. Yurtdışına malzeme için 15 lira ödeme yapıyorum, 85 liralarını alıyorum. İhracat fazlası veren, katma değer üreten bir sektör. Desteklenmesi gereken unsurlar acilen gözden geçirilmeli. Yurtdışına araba gönderiyoruz. Araç üretimlerimiz var. Bunların yüzde 80´i bize malzeme olarak geliyor, biz işçiliğini yapıp, toparlayıp tekrar gönderiyoruz. Firmaların güç birliği yaparak İnegöl mobilyasının birleşerek yurtdışında kendi satış mağazalarını açması, bununla ilgili İnegöl´deki hâlihazır örnek Mobiliyum AVM´nin Amerika´da, Çin´de, Arabistan´da, Almanya´da ve bu gibi ülkelerde devlet teşvikleri alarak açılmasının sektörümüzü çok daha ileriye götüreceğini düşünüyorum. Hiç yapılmazsa 10 dost firmanın birleşmesi ile ortak mağazalar açılması gerektiği aşikârdır. Bu kesinlikle uygulanabilir. Geç kalınmış bir durumdur. Buradaki Mobiliyum´u yapan kişiler 4 kişi oturarak fikir atıyorlar, arkasından 50-100 kişi ortaklı bu binayı oluşturuyorlar. Türkiye Cumhuriyeti koca bir devlet, İnegöl koca bir potansiyel, mobilyacı ile dolu. İstenirse yapılır. Bu tür açılımın sektörümüzü daha ileriye götüreceğini düşünüyorum? diye konuştu.

TESTTEN GEÇİRİLMELİLER

?Mobilyacı olsam direk tüketiciye ulaşırdım? diyen Özdemir, ?İnegöl´de toplasan bu şekilde yapan 10 firma sayarım. Çeklerden doğan riskler de böyle sıfıra indirgenir. Vade olmayan bir satış, kredi kartı veya nakit bir satıştır. Ahbap çavuş ilişkisi bir İnegöl´de var. Sadece İnegöl´de bu kadar geniş bir açık hesap satış ağına sahibiz. Hapis cezası çıksa ne olur. Zaten ben bitmişim diyor gidip hapse oturuyor. Cezanın hiçbir garantisi yok. Olmazsa olmaz düşüncem şudur; devlet bir memur alacağı zaman olmadık sınavlara tabi tutuyor, bir öğrenci okuyacak üniversiteye girmek için rüya gördürüyorlar. Bir öğrenci neden gidip şu bölümde okuyacağım diyemiyor. Onları vazgeçtik geldik kişi ticaret erbabı olacak. X bir sektörle alakalı gidip bir muhasebeciye şahıs veya şirket olarak başvuruyor. Zaten 1 kişiyle nasıl şirket olunuyor anlamış değilim, yanlış bir karar. Ben şirket kurmak istiyorum dediğinde muhasebeci ellerini ovuşturarak ?Bugün bin lirayı kaptık´ diyor. Şirket kuruyorsa duruma göre 2 bin lirayı kaptık diyor.  Ertesi gün şahıs firması kuruluyor. Cebinde 50-100 bin lirası varsa bankaya yatırdı, şirketi kurdu, bankada da 1-2 tanıdığı vardı 1 hafta sonra çek karnesini alıyor. Bunun bir sanayi hayatı var. Konu komşu bunu tanıyıp açık hesap mal veriyorlar. Etti 2 sermaye. Bunun daha evi barkı var, nakit para lazım. Evi arsayı ipotek verip bankadan kredi alıyor. Bir de bunu kışkırtan insanlar var. Sen yer aç ben senden mal alacağım diyor. İlk zamanda çekleri kesip veriyor ama bizim oğlan işsiz kalmayayım diye bir zaman sonra bağlantıya gidiyor. Neden bağlantı yapılır anlamış değilim. Bağlantı demek karşı tarafa taviz vermek demek. Para alan emir alır, borç alan emir alır, ödünç çek alırsanız karşı taraftan emir alırsanız. Çek sermaye oldu, açık hesap sermaye oldu, müşteri bağlantı verdi sermaye oldu, kredi kullandı sermaye oldu? Bu adamın hiçbir şeyi yoktu, 10 bin lirayı eline verseniz eli titrer, elinde birden 1 trilyon sermaye oldu. Sonra araba geliyor, arsa geliyor, ev geliyor, arabanın modeli eskidi arabayı yeniliyor, çark dönmeye başlıyor. Ta ki ne zamana? Maksimum 3. yılda el sallayıp gidiyor. Giderken kendi bir şey kaybetmiyor, yaşadığıyla kâr kalıyor. Olan aradaki malzemecilere oluyor. İlk önce ticaret şirketi kurdururken, vergi numarasını alırken bu adam kimdir, hırlı mıdır hırsız mıdır, ticaret hayatına hazır mıdır, sermaye yapısı nedir, geçmişi nedir araştırılmalı ve sonrasında bu kriterleri geçtikten sonra ticaret hayatına alınmalıdır. İlk önce bir testten geçirilmeli? ifadelerini kullandı.

2. OSB´DE TOKİ BİLMECESİ

2. OSB´nin durumuyla ilgili konuşan Özdemir, ?1988 yılından beri mobilyada kimin ne çabalarla nerelere geldiğine şahidim. Etrafımıza baktığımızda bizim yaş grubu fabrikalaşmayı göz önüne çıkarttı. Eskilerde baba-oğul anlaşamama durumları vardı. Babasını dinlemeyip atılım yapıp kaliteli firma durumuna gelen arkadaşlarımız var. Biz fabrikalaşmanın ilk versiyonlarıyız. Tecrübesiziz. Yani tabi ki tecrübe var ama yeterli tecrübe yok. Fabrikalaşmanın getirdiği rehavet, artılar, iş potansiyeli? İş var eleman gelsin, iş var makine gelsin, iş var elemanı çoğaltalım. Geriye baktığınızda 10 yıl önce gözle görülür bir fabrika göremezdiniz, şuanda her yer fabrikayla dolmuş durumda. İnegöl´de kontrolsüz büyüme gerçekleşti.İnegöl´de her yer doldu, yetmedi bir de İhtisas OSB´ye geçtik. Çok güzel bir durum. Baktığınızda gurur verici bir durum. Orada olmak isterdim. Yatırımlar çok büyük. Mobilyacının kazancına aklım ermiş değil, ermez de. O döngü nasıl dönüyor, trilyonlar nasıl yatıyor, nasıl cesaret edip o fabrikaları ön aşamada yapıyorlar? İhtisas OSB´de belki 50-60 tane inşaat halinde olan, bitmiş olan fabrikalar var ama bir fabrikayı bitirip burayı kiraya veriyorum diyen adamın aklına şaşarım. Minimum maliyet 4 trilyon, istenen kira bedeli 15-20 bin TL. 4 trilyonu oraya yatırıyorsan 15-20 bin TL kira hiçbir şey? Biz de zamanında fabrikamızı yaptık ama o zaman o paralara vereceksiniz, kiralayacak fabrika yok. Ben şuan yatırım yapmam, hazır fabrikayı kiralayıp işime bakarım. Ne yazık ki o fabrikaları yapanlar kendi fabrikaları olan insanlar değiller. Kendi kirada olup kiraya vermek için yaptıran kişiler. Gelecekte bunların zararını çekecekler. Tabi bu içlerinden bazıları. Esas olan konuyu söylemek istiyorum. 3 yıl önce Milletvekilimiz Hüseyin Şahin bizi Ankara´ya davet etti. O günün İGİAD´ı, İNSİAD´ı,  İMOS´u ve birkaç dernek ile onların üyelerinden oluşan 25 kişi toplantı yaptık ardından TOKİ Başkan Yardımcısının yanına gittik. Giderken şu tartışılıyordu; TOKİ metrekaresini 400-500 liraya mal ediyormuş. Vatandaş kendince şu hesabı yapıyor; hafriyat, prefabrik, beton, demir, sıva, cam, işçilik şu kadar diyerek 250-300´ü geçmiyor kendince. TOKİ 450-500´e mal ediyormuş diyerek otomatikman soğuk bakıyor. TOKİ Başkan Yardımcısının odasına girdiğimizde bu konu hasıl oldu. Kişi sesini yükselterek o gün şunu söyledi; ?400-500 lira fiyatı nereden çıkarttınız? Sizi son kez uyarıyorum. Biz TOKİ´yi konut projelerinden hariç fabrika projesini hiçbir yerde gerçekleştirmedik. O dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan´ın kendisinin birebir direktifidir. İnegöl İhtisas OSB TOKİ şeklinde yapılacaktır, şu kadar ödenek ayrılmıştır fakat bugüne kadar sizden en az 50 dosya istediğim halde 1 tane projelendirilmiş dosya önüme gelmedi. Benim önümde hiçbir veri yokken birinin hafriyatının farklı oluşu, zeminlerin farklı oluşu gibi konular varken neye göre maliyet çıkarttınız? Haziran ayındayız, Ağustos´un 30´una kadar bu dosyaları getirdiniz getirmediniz, getirmediniz bu iş kapanır. 50 tane projelendirilmiş dosya istiyorum, pazara çıkıp fiyat alacağım. Size en sağlam verileri getireceğim. Maliyetleri vereceğim´ dedi. Adam bağıra bağıra anlattı. ?Anahtar teslim olarak 1-2 yıl içerisinde içeri gireceksiniz, yüzde 15 bedel tahsil edeceğim, teslimatta KDV´nizi alacağım, başlayacaksınız. 1-2 yıl sonra ödemesiz 7 yıla böleceğim, iyi düşünün´ dedi. Oradan yer almadığıma pişman oldum. Çıktık İnegöl´e geldik. Ne olduysa oradaki muhabbet 25 kişinin içinde mi kaldı? Görevli kişiler ya üzerine yattılar ya sesleri çıkmadı, kapandı gitti. Aradan 1 sene geçmedi, tüm üyeleri topladılar, şu tarihe kadar projelendirdiniz, inşaata başladınız yoksa yönetim yerleri yapacaklara satar? Onca insanlar orada yatırım yaptılar. Kredilendiremediler. İnsanlar zar zor emeklerini oraya akıttılar. 60 firmadan 10´u özveriyle yapmıştır gerisi kredilendirmeyle yapmıştır diye düşünüyorum. O TOKİ treni kaçtı. Şuanda aslında İhtisas OSB´de çok fabrikayla harekete geçmiş durumdaydık, hali hazırda bitmişti. İnegöl´ün parasının çoğu Mobiliyum AVM´ye gitti. Yarısı da OSB´ye gidiyor. Bundan sonra 2. OSB gelecekte neler görür bilemiyorum ama şuan gurur verici. Böyle bir fırsatı kaçırmamamız gerekirdi. Vekilimiz Hüseyin Şahin´in uğraşı boşa gitti. Biz bir gönül derneğiyiz. Ben sermayesiz bir başkanım. Sadece yön verebilirim, anlatabilirim. Bunları yapmak için güzel bir karşılama tesisi olması gerekir. Sermaye yapısının güçlü olması gerekir. Çalıştırdığı ofis ortamındaki elemanlarının ufukları geniş olmalı. Bunları yapmak için de nakit gerekir. Bu bizde olmadığı için biz sadece söyleriz. Para kimde var? Bugün bu kriterlere sahip olan İTSO´muz, Belediyemiz, MODEF Fuar alanımız var. Sıcak paranın olduğu yer var. İsteselerdi bu iş yüzde 100 olurdu. İstemediler. Neden istemediler? Yarın öbür gün o fabrikalarda yaşanan sıkıntılar akıllarını başlarına getirecek. Kendilerini etkilemedikleri için böyle bir durum yaşandı. İstense her şey yapılır? dedi.

MOBİLİYUM AVM TÜRKİYE´NİN GURURUDUR

Mobiliyum AVM´nin Türkiye´nin gururu olduğunu belirten Özdemir, ?Hiçbir destek almadan üstün cesaret gösterip ön ayak olan, her aşamasında emeği geçen tüm arkadaşlarıma ve yapımına sabırla güven teşkil eden yer sahiplerine İGİAD adına teşekkür ederim. Ben Bursa pazarına çalışıyorum. Kendi sektörümle alakalı hizmet ettiğimde söyledikleri kelimeler tüylerinizi diken diken ediyor. Bu proje İnegöl´ümüze rahmetli Hikmet Şahin´in kazandırdığı Kültürpark´tan sonraki tek ve kalıcı eserdir. Başka da bir eser yok. Tasarım, inovasyon ve proaktif fikirler oluşturulması ve bunların uygulanması gerekir. Mobilya mühendislik okulunun İnegöl´de kesinlikle ve kesinlikle açılması gerekir. Teknolojiyi ne kadar kazandırsak da onu kullanan nitelikli eleman olmadığı sürece bu işi yapamayacağız. Mobilyada üret ve sat anlayışından algıla ve yanıtla anlayışına geçilmelidir. Bunun anlamını kendileri düşünerek çıkartsınlar. Mobilyada standart ürünler haricinde akıllı ve elektronik tasarımlar uygulaması, dekorasyona yönelik mimari çizimlerin üretilmesi, otel mobilya üretimi, banyo dolapları üretimi, ahşaptan mamul oyuncaklar, ahşap bungalov evler, ofis mobilya üretimi genele yayılmalı, taahhüt işleri uygulanır hale gelmelidir. Devletten beklentiler neler? Mobilyada uygulanacak KDV indirimi sektörün kayıt altına girmesini sağlayacaktır. Biraz da olsa piyasayı rahatlatır. O zaman çeke gerek yok. Daha bu muhasebe fikirlerine sahip değiliz. SGK primlerinin sektörel bazda değişkenlik göstermesi kanaatindeyim. Bir mobilya sektörüyle yurtdışına mal gönderdiğinizde 15 liralık mal alıyoruz, 85 lira tahsil ediyoruz. Demek ki bizim başka bir sektörden farkımız var. Bize gerekli indirimi sağlasınlar.?

KÜSTAHÇA VE HESAP SORAR GİBİ DENETİMLER YAPIYORLAR

?Son zamanlarda işyerlerinde uygulanan mali denetimler, iş güvenlik müfettişleri, sanayi bakanlığı müfettişleri var. Tabi ki gelip denetlesinler ama kendi yaşadığım şöyle bir durum var; küstahça, hesap sorar gibi yaklaşıyorlar. Oturttuğunuz odayı beğenmiyorlar. Patronun odasını gösterdiğinizde patron masasına oturup hesap sorar gibi küstahça denetimler yapıyorlar. Bununla alakalı düzenlemeler bekliyoruz? şeklinde konuştu.

ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ KLASÖRÜ HÜSEYİN ŞAHİN´E TESLİM EDİLDİ

İGİAD´ın geçmiş dönemlerde İnegöl Meslek Yüksek Okulu ile ilgili yaptığı çalışmaların yeni yönetim tarafından nasıl sürdürüleceğinin sorulması üzerine konuşan Özdemir, ?İGİAD ile alakalı gelecek planlarımız var. Bir şeyleri yapmak istiyorsanız bütçeniz olması lazım. Kendi arkadaşlarımızdan ayda bir para alarak bazı şeyleri kendi imkânlarımızla gerçekleştiriyoruz. Biz sadece fikir satabiliyoruz. Arkadaşlarla düşündük, bazı aktivasyon programlarımız oldu, bizi aydınlatacak kişilerle oturup konuşmalarımız oldu, bir şirket neden batar tecrübelerini alabileceğimiz büyük ağabeylerimizden ders alarak bir şeyler gerçekleştireceğiz. İnegöl´de şehir üniversitesi olması lazım diyerek oturup 1,5-2 ay boyunca 2 günde bir toplanarak araştırmalar yapıp klasör hazırladık. Bunu hazırlarken üniversitenin hangi bölgelerde konuşlanacağı, yer krokisinden, dönümünden,hangi bölümlerin İnegöl´de olmazsa olmaz olacağı, hangi bölümlerin olabileceği, İnegöl´e getirecekler, İnegöl´den negatif olarak götürecekleri, öğrenim görecek öğrencilerin İnegöl ile alakalı bakışları, üniversiteli açısından nasıl bir yaşamın istendiği kayıt altına alındı. Hazırlanan dosya kısa süre önce Sayın Vekilimiz Hüseyin Şahin´e taslak halinde mecliste sunduk. Gelecek cevapla ilgili beklemedeyiz. Bu hayalimizin gerçekleşmesini temenni ediyoruz. Bir gün gerçekleşecektir ama bununla alakalı tekrar öncü olalım, bir şeyleri yapalım, semeresini ileride çocuklarımız da görsün istedik. Bu üniversitelerin İnegöl boyutundaki ticaret hacmine, boyutuna, nüfusa, alana sahip X yerde yapılan üniversitenin o bölgedeki artı ve eksilerini katarak da dosya hazırladık. Edremit´te üniversite yapılıyor, Burdur´da fakülte var. Bu gibi yerler hesaplanıp alternatif olarak konuldu. İnegöl´de çok öncesinden üniversite yapılması gerektiği ortaya çıktı. Bunların hepsi şuanda Ankara´da vekilimizin elinde. Gelecekte neler olur beklemekteyiz? diye konuştu.

KOLTUĞUN PARASINI BİZ ÖDÜYORSAK HESAP SORARIZ

Gündeme dair soruları yanıtlayan Özdemir, Kent Konseyi Başkanı Haydar Cerrah´ın tartışmaya yol açan sözlerine ilişkin, "Ben İGİAD Başkanım benim de seçmenlerim var bana bir eksiğimin söylenmesinden ders alırım. Benim kendi yaptığı firmamda yaptığım ürünle alakalı, benim altımdaki beni hiç bir zaman etkilemez. Örnek alabileceğim bir firmayı kendime örnek olarak seçerim. Ama kendimin de eleştirilmesini isterim. Yani eleştirileceğim ki, kendimle alakalı yanlışları düzeltebileyim.  Siyaset olsun ne olursa olsun, seni oturduğun yeri vatandaş belirledi. Orası babanın koltuğu değil. Biz seçtik, parasını biz ödüyoruz. Biz hesap sormak durumdayız.  Özel egolar işin içerisine girmemesi gerekiyor."dedi.

BU İŞLER FÖN ÇEKTİRMEYE BENZEMEZ

Haydar Cerrah´ı şifahen tanıdığını kaydeden Özdemir, " Haydar Cerah böyle bir söylemde bulunduysa, ben seçmen olarak gurur duydum. Bir insanın kendi eksiğini arkadaşlarına söylemesi kabul etmesi kadar doğal bir şey olamaz. kendisini tebrik ederim, isteyen istediği gibi düşünebilir. Bir haftadır istifa etsin mi etmesin mi çalkantı var. Bana göre başarılı bir arkadaşımız.  Kendisini tanımıyorum bana göre başarılı bir arkadaşımız. Demek ki bir eksik var ki, deklare etmek durumunda kaldı. İçten içe konuşarak çözemedi, yavaşça fısıldadı. Bunda bir zarar yok ki. Ben bu sözleri okusaydım, duysaydım hiç sıkıntı yapmaz geçerdim.  Bu problemi ayyuka çıkartan kim, tekrar ertesi gün gaza gelip cevap veren belediye başkanı. Sen niye hesap soruyorsun ki. Adam doğruları söylüyor. Bugün Ankara sana proje getirmiş uygulamışmısın. Ankara genele bakıyor kavşaklar viyadükler üst düzey yatırımlar yapıyor. Ama sen belediye olarak hiç bir şey yapamıyorsun. Bir vatandaş bir şey sorduğunda büyükşehir belediyesi karışıyorsun diyorsun. Sen hiç suyu, lağımı tıkanan kişiye belediyeye geldiklerinde çalışanının ona nasıl davrandığını soruyormusun.  görüyormusun, şahitmisin. Bu işler saat 11´de gidip fön çektirmeye benzemez. Denizbank´ın önüne arabayı çekip berberin önüne kadar bekleyip 100 metre yürüyemeyen bir belediye başkanı var başımızda. Ondan sonra Haydar Cerrah şunu yaptı, bunu yaptı. Ya adam senin kendi adamın, senin eksiklerini söyleyecek. Sen geniş olacaksın. Bak ben söyledim iki tane, yarın tutuşur yine. Yaptığı yanlışlar, bana sorarsanız bende tomarca var. İnegöl´de muhalefette yok ne yazık ki. Kimse sormuyor, çünkü menfaat ilişkisi var. Eğer Haydar Cerrah yarın istifa ederse, ben onu haklı görürüm. İstifa etmezse değişik şeyler düşünürüm."diye konuştu.

İFTAR YEMEĞİ FORMATI DEĞİŞTİ

Özdemir son olarak üyelere yönelik düzenlenen iftar programını iptal ederek yerine 27 Haziran 2016 Pazartesi günü üyeler adına aş evinde iftar yemeği düzenleyeceklerini belirterek bu uygulamanın diğer STK´lar ve kurumlara örnek olması temennisinde bulundu.

 



  • BIST 100

    9506,34%-0,25
  • DOLAR

    32,49% 0,13
  • EURO

    34,72% 0,03
  • GRAM ALTIN

    2489,94% 1,14
  • Ç. ALTIN

    4168,04% -0,71