BUBİ TUZAĞI

BUBİ TUZAĞI

Türk Ceza Kanununun önce 163üncü maddesi zulme mermi yapıldı. 163 kalkınca esen düşünce özgürlüğü rüzgarları çok uzun sürmedi ve 312nci madde devreye sokuldu.

Türk Ceza Kanunu’nun önce 163’üncü maddesi zulme mermi yapıldı. 163 kalkınca esen “düşünce özgürlüğü” rüzgarları çok uzun sürmedi ve 312’nci madde devreye sokuldu.“İrticai Terör” uydurması ve tanımı yapılmamış laiklik uygulamalarıyla bu millete çok çektirildi. Şimdi ise “uluslararası gündem”den TCK’ya yeni bir kavram  taşınıyor: Nefret Suçu. Bu düzenleme inandığı gibi yaşama derdinde olanların yürüdüğü mayınlı arazide yeni bir bubi tuzağı, yeni bir zulüm çıbanı olacağa benziyor.

“Dış Mihraklar” Yönlendirdi             

Toplumun ciddi ve haklı endişelerine rağmen torba yasayla apar topar meclisten geçirilen nefret suçu yasasının pek çok dikkat çekici ve korkutucu yönü bulunuyor. Yapılan değişikliklerle milli ve manevi değerlerimize saldırının önünü açan yeni düzenleme ‘dış mihraklar’dan şikâyetçi olan Ankara’nın yine dış mihraklara boyun eğişinin somut bir kanıtı niteliğinde. Yapılan değişiklik ve uzun gerekçelerinde tam anlamıyla bir muallaklık, belirsizlik hâkim. Hukuk cambazlığıyla yapılan düzenlemelerle ‘nefret suçu’ ilk kez ülkemizde yasalaştırılmış oluyor. Küresel anlamda halkların uyanışını engellemeye çalışan ‘dış mihraklar’ın yönlendirmesiyle yapıldığı anlaşılan bu düzenlemelerin ilk hedefi anti-semitizm, yani Yahudi karşıtlığının önüne geçmek. Fakat böyle önemli bir konunun ‘torba yasa’ ile adeta araya sokuşturulması, kavram kargaşası yapılarak zihinlerin bulandırılması var olan şüpheleri haklı çıkartıyor.

 Laiklik Gibi Müslümanlara Saldırı Amaçlı Kullanılacak

Yasadaki en büyük sıkıntılardan biri ‘nefret suçu’nun net bir tanımının yapılmamış olması. Yıllarca, binlerce Müslüman’a çektirilen zulüm ve baskının başlıca müsebbibi olan, göreceli ve çifte standartlı bir hukuk anlayışına zemin hazırlaması bakımından laikliğin tanımının net olmayışına benzer bir durumla karşı karşıyayız. Laiklik mevzuunda olduğu gibi, bu değişiklikle de isteyen istediği kişiyi hukuk adı altında keyfi gerekçelerle istediği şekilde suçlu ilan edebilecek. Ucu açık kavramlarla yapılan kanun, gücü elinde bulunduranların meşrebine göre farklı amaçla kullanılacak. Aynı söz veya eylem, birisi için suç, diğeri için hak sayılabilecek. Dolayısıyla yıllardır olduğu gibi aynı fiil Müslümanlar yaptığı zaman suç unsuru olurken, diğerleri için bir hak sayılacak!

 Bu ihanetin vebali ödenmez

Şimdi ‘dış mihraklar’ın zoruyla ya da onlara yaranmak adına yapılan bu rezaletin sorumlularına sormak gerekir, İslâm’a savaş açmış ve Müslümanlara hiçbir zaman dost olmayacakları Allah’ın vaadiyle sabit kılınmış olan Hıristiyan ve özellikle de Allah’ın lanetlediği Yahudi kavminin azılı torunları olan Siyonistlere güvence sağlarken, Allah’ın hayvanlarla birlikte olmakla bir tuttuğu ve yine lanetlediği eşcinselliğe hoşgörü sağlarken amacınız nedir? Allah’ın sevmediğine, lanetlediğine olan bu hoşgörünüz, sevginiz ve kucak açışınızın bedelini nasıl ödeyeceksiniz? Milyonlarca Müslümanın, kanını, canını, namusunu, onurunu, malını, geleceğini, yani maddi manevi her şeyini sömüren, İslâm’a topyekûn savaş açmış olan ve bunu açıkça belirten Siyonizm’e ve misyonerliğine, ona tepki göstermeyi suç sayacak kadar destek vermenin karşılığında ne bekliyorsunuz!

 Kur’an-ı Kerim de suç mu olacak?

Şimdi sözde ‘engin hoşgörü sahibi’ sorumlulara soruyoruz, Hıristiyan’ı, Siyonist’i, misyoneri, hahamı, papazı, türlü türlü sapıklığı hoş görürken, Allah’ın indinde tek din olan İslâm’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’in ayetlerini, yani Allah’ın emirlerini ne yapacaksınız? Kâfirlerle ilgili hükümleri, Allah’ın Yahudiler hakkındaki laneti ve tanımlarını, sapıklık ile ilgili hüküm ve tanımları ne yapacaksınız? Siyonizm’e, emperyalizme ve özendiğiniz Avrupa’ya yaranmak için bu ayetleri de mi ‘nefret suçu’ kapsamına alacaksınız?  Gerçek Müslüman herkese ve her şeye karşı doğru olanı çekinmeden savunan, Allah’ın ayetlerini eğip bükmeyendir. Unutmayın kim ne derse desin, Hak olan Allah’ın sözüdür: “Yahudiler lanetlidir ve eşcinsellik de en büyük sapkınlıktır.” Tüm ifsad ve fitne çalışmalarına rağmen Allah’ın kelâmı baki kalacaktır ve Hakk daima galiptir!

 Sapıklığa da Yol Yapıyorlar

Dünyada, özellikle de Avrupa’da giderek normalleştirilen, hatta çocuk sahibi olma izni bile verilerek teşvik edilmeye başlanan eşcinsel sapkınlığa ülkemizde de normal bakılmasını yasal yollardan garanti altına alma çabası da işin en vahim yönlerinden biri. Tarihte eşi görülmemiş sapkınlıklarla nesilleri bozmaya ahdetmişçesine çaba sarf eden zihniyetin baskılarına dayanamayarak Müslüman bir toplumda, Allah’ın lanetlediği eşcinsel sapıklığa tahammül ve destek vermek, eleştirenleri ‘nefret suçu’ işlemekle yargılamak hangi dine, hangi vicdana sığar!



  • BIST 100

    10003,58%0,89
  • DOLAR

    32,36% -0,24
  • EURO

    34,75% 0,04
  • GRAM ALTIN

    2438,41% 0,00
  • Ç. ALTIN

    3954,35% -0,68