BURSA`YA ENTEGRE OLMALIYIZ

BURSA`YA ENTEGRE OLMALIYIZ

AK Parti Milletvekili Aday Adayı Ayhan Salman, " İnegöl'ün bütün değerlerinin parlatılması, Bursa ile daha entegre olması gerekiyor."dedi.

 Hasbahçe Sohbetlerinin Konuğu AK Parti Milletvekili Aday Adayı Ayhan Salman oldu. Gazeteci Şerif Gürbaş`ın sorularını yanıtlayan Salman, İnegöl ve Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve hedeflerinden söz etti.

Ayhan Salman Kimdir Bize kısaca kendinizden söz eder misiniz?

"MİLLİ GÖRÜŞÇÜ BİR AİLENİN FERDİYİM"

1969 İnegöl doğumluyum. İnegöl İmam Hatip Lisesi’ni bitirdim. İnegöl’de sivil toplum örgütlerinde çalıştım. MÜSİAD’ta başkan yardımcılığı yaptım. Aile İnegöl’de geçmiş dönemden beri siyaset yapıyor. İlim hayatının, sosyal yardım kuruluşlarının içerisinde bulunmuş bir babanın evladıyım. Ailemiz, dedelerimiz Bosna’dan Balkanlardan İnegöl’e göç etmiş bir aile. Kendi mücadeleleri ile ticaret hayatına atılmış bir baba, dolayısıyla ondan ticareti devralmış ve sonrasında şirketleşmiş, istihdam üreten, ticareti ile önce İnegöl’e sonrasında Bursa ve yakın çevresine ticari faaliyetleriyle katkı sağlamış bir insanım. Siyasi olarak ailemizin zaten Milli Görüş’ten gelen bir kökeni var. İnegöl Milli Nizam Partisi’nin kurucusu 1969 yılında babam Fahrettin Salman’dı. O parti kapatıldıktan sonra da Milli Selamet Partisi’nin kurulmasını desteklemiştir. 1980 ihtilalına kadar İlçe Başkanlığı görevinde bulunmuş. Milli Görüş ve muhafazakâr çizginin egemen olması için elinden geldiği kadar gayret göstermiş. Aynı zamanda da 1974 yılında İnegöl İmam Hatip Lisesi’nin kurulması için daha öncesinde İlim Yayma Cemiyeti’ni kurmuş, İnegöl başkanlığını yapmış. Gerçekten önemli mücadelelerle o günkü İnegöl’ün ilim irfan anlamında ilerlemesi adına elinden geldiği kadar her platformda destek olmaya çalışmış bir ailenin çocuğuyum. Sonrasında AK Parti kuruluşundan itibaren AK Parti süreçlerinin içerisinde oldum. 2005-2012 yılları arasında İnegöl İlçe Başkanvekilliği görevini yaptım. Sonrasında il yönetim kurulu üyesi olarak 2012 kongresinde il yönetimine girdim. 2012-2015 yılların arasında il yönetiminde siyasi ve hukuki işler başkan yardımcısı, ekonomik işler başkan yardımcısı olarak görev yaptım. Bu süreçte Bursa’nın birçok ilçesini, beldesini, köyünü koordinatör olarak gezmek ve görmek imkânı buldum. Bütün ilçelerdeki teşkilat mensuplarımızla tanışma fırsatını buldum. 2014 Yerel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri süresince de Bursa ilçelerinde Milletvekillerimizle, Belediye Başkanlarımızla yoğun bir tempoda çalıştık. Bu seçimlerin sevincini birlikte paylaştık.

 

Niçin aday oldunuz. Sizi aday yapmaya iten en önemli sebep nedir? Aday adayı olmadan önce görüştüğünüz danıştığınız kimseler oldu mu?

 

Yıllarca siyasetin içerisinde çalışan bir insanım. STK’larda da ciddi tecrübelerim oldu. Daha önceki seçimlerde Ticaret ve Sanayi Odası başkan adaylığım oldu. Dolayısıyla iş dünyasından gelen, STK’lardan gelen ve siyasetten gelen yılların birikimine sahibim. Bu birikimi siyaseten önümüzdeki yeni Türkiye ve yeni güç vizyonu içerisinde İnegöl’e, Bursa’ya ve Türkiye’ye önemli katkılar sağlayabileceğime inandığım için, bu süreçte ben de hem safımı belli etmiş oldum. Hem de zihinsel ve fikirsel olarak bu sürece katkı sağlamak adına milletvekili aday adaylığımı koydum. Ailemle ve büyüklerimle görüştüm. Siyasette birlikte yürüdüğüm arkadaşlarımla görüştüm. Aslında onlar da bana bu dönemde aday adaylığı sürecinde mutlaka olmam gerektiğini söylediler. İl yönetiminden, ilçe yönetimlerinden, belediye başkanlarından iletişim kurduğum arkadaşlarım bizim böyle bir süreçte eğer nasip olursa bu görevi layığı ile yerine getirebileceğimizi, Bursa’yı TBMM’de olumlu bir şekilde temsil edebileceğimizi, bilgi birikimimizin bu anlamda da katkı sağlayacağını düşündüklerini samimi olarak bize ilettiler. Biz de Rabbim bize nasip ediyorsa, hakkımızda da hayırlısı olursa olmasını arzu ediyoruz.

 

 

Mevcut bir milletvekilimiz var. Kendisi yeniden aday adayı. Bu durumda İnegöl`den 2 milletvekili adayının listede yer alması, ya da mevcudun aday olmaması söz konusu mudur?

ADAYLARIN ÇOKLUĞU ZENGİNLİKTİR

İnegöl’den 1’den fazla aday olacağını düşünüyorum. İnegöl, gerek ekonomisiyle gerek nüfusuyla gerek potansiyeliyle Bursa için önemli ilçelerden bir tanesidir. İnşallah 1’den fazla milletvekilinin olması İnegöl’ün hem Bursa anlamında hem de Türkiye’de daha doğru temsil edilmesi açısından olumlu olur. Mevcut Milletvekilimiz de var geçmiş dönemde partimize güzel hizmetlerde bulunmuş arkadaşlarımız da var. Bursa’da da şuan itibariyle 220-230 civarında bir talep var. Bu da AK Parti’ye ciddi bir teveccüh olduğunu, Türkiye’nin yeni Türkiye vizyonunun vatandaşlar ve teşkilatlar tarafından doğru anlaşıldığını gösteriyor. Tekrar iktidarın AK Parti olacağı net bir şekilde belirlendi. Genel anlamda herkes bu sürece katkı sağlamak adına AK Parti’den milletvekilliği adaylığını talep ediyor. Güzel bir şey. İnegöl’den bu kadar zengin, bu kadar kapasiteli insanların aday adayı olarak bu sürece katılmış olması bana göre bir zenginliktir. İnşallah bunların içerisinden 1’den fazla kişinin de milletvekili olması İnegöl için olumlu bir şey olur. Biz isteriz ki biz olalım, ama biz olmasak da arkadaşlarımız bu konuda deneyimli ve tecrübeli arkadaşlardır. Fayda üretecek insanlar olduklarını düşünüyorum.

AK Parti geçtiğimiz dönem Bursa`da 11 milletvekili çıkardı. Bu dönem milletvekili hedefi nedir?

HEDEF 13 MİLLETVEKİLİ

Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç’ın 13 hedefi var. O hedef ulaşılamayacak bir hedef değil. Gerçekten Bursa’da AK Parti güzel hizmetlerde bulunuyor, Türkiye’de güzel hizmetlerde bulunuyor. Dolayısıyla 12-13 sayısına ulaşmak gibi bir hedefimiz var. Seçim sürecindeki süreçlerde bizim sayımızın ne olacağı, hangi partilerin barajı aşıp aşamayacağı belli olmaz. Sadece bizim aldığımız oy oranı sayıyı belirlemiyor. Bazı partilerin seçim barajını aşıp aşmamaları da bizim milletvekili sayımızın değişmesine vesile olabilir. Dolayısıyla 13 sayısına ulaşmak gibi bir hedefimiz var.

 

Milletvekili adayı olamazsanız ilerleyen dönemler için başka siyasi hedefleriniz var mı?

DESTEK OLMAYA DEVAM EDECEĞİM

4 yıl başka seçim yok. Kongreler de bitti. Dolayısıyla 2018 yılında kongreler, 2019 yılında da seçimler olacak. Biz AK Partiliyiz. Siyasetin illa ki bir makamla mevkiiyle yapılmak gibi bir zorunluluğu da yok. İnşallah Milletvekili olarak 2019’a kadar süreçlerin içerisinde olmayı tercih etmekle beraber, partimizin bize vermiş olduğu her görev bizim için kutsaldır, yapmak isteriz. O yönü ile bugünden bunu değerlendirmek çok mümkün değil ama bir üye olarak, AK Parti mensubu olarak siyasetin içerisinde olmak, destek olmak bizim için doğru olur.

13 yıllık AK Parti iktidarında İnegöl`e ciddî hizmetler geldi. Bu hizmetlerin dışında eksik gördüğünüz neler var. Yani milletvekili seçildiğinizde İnegöl için önceliğiniz ne olacak?

İNEGÖL`ÜN DEĞERLERİ PARLATILMALI

İnegöl gerçekten AK Parti döneminde çok güzel hizmetler aldı. Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri sürecinde İnegöl ile ilgili bizim çok güzel projelerimiz vardı. 10 adımda İnegöl markası adı altında özetlemiştik. İnegöl’ün bugüne kadar yapılmış, genel ve yerel idarenin yapmış olduğu birçok hizmet olmakla beraber bundan sonraki süreçte İnegöl markasının çok daha fazla geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizim için özel olan endüstri dediğimiz mobilya endüstrisinde İnegöl’den çok daha fazla markaların çıkabileceği, İnegöl ekonomisine katma değer üretebilecek, yeni inovatif fikirler üretebilecek firmaların mutlaka desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. İnegöl’ün şehircilik anlamında da önümüzdeki süreçte daha yaşanabilir bir şehir olmasını sağlamamız gerekiyor. Gerçekten havasıyla, suyuyla, yeşilliğiyle daha modern, dünya standartlarında gelişmiş, yaşanabilir, daha güzel bir şehir haline getirilmesi için çalışmalarda bulunmamız gerekiyor. O dönemde İnegöl’ün gelişmesi adına belki İnegöl’e özel bir üniversite kazandırılması projemiz vardı. O aslında İGİAD, MÜSİAD gibi işadamlarımızın söylediği bir yapıydı. Böyle bir süreçte bunun da peşinde olmayı düşünüyoruz. İnegöl’ün eğitim anlamında da İnegöl sanayicisine de hitap edebilecek ama çok daha donanımlı üniversitelerin oluşturulması gibi de bir hedefimiz olabilir. İnegöl’ün bütün değerlerinin parlatılması, Bursa ile daha entegre olması gerektiğini düşünüyorum. İlişkilerin biraz daha sağlıklı ve düzgün hale getirilmesi planlanıyor. Büyükşehir yasasından kaynaklanan bugün belki İnegöl’ün çok da iyi algılamadığı, anlamadığı ya da hayatında hissetmediği bir takım ihtiyaç ve süreçlerin de bizim dönemimizde çok daha iyi entegre edilebileceğini umuyorum. İnegöl’ün Büyükşehir’in imkânlarından ve etkinliklerinden çok daha fazla istifade edebilmesi lazım. Ekonomik anlamda İnegöl bir ilçe pozisyonunun üzerinde bir yer. Dolayısıyla mutlaka İnegöl’ün ekonomik girdilerinin İnegöl’ün boyutlarına uygun hale getirilmesini sağlamamız lazım. Şu anki ekonomik getirileriyle İnegöl boyutunda sanayisiyle büyümüş bir şehrin çok da yeterli olmadığını düşünüyorum. Bu konuda ciddi çalışmalar yapmak lazım. Netice itibariyle İnegöl sanayicisinden, İnegöl esnafından, İnegöl’de yaşayan bütün insanlardan mutlaka burada daha nitelikli bir yaşam alanı oluşturmamız gerekiyor. Bu konuda tabi ki Bursa Milletvekili olmakla beraber TBMM’nin bir mensubusunuz. Dolayısıyla yerel anlamda yapacaklarınız olduğu gibi, aslında TBMM’nin en önemli ihtiyaçlarından bir tanesi yeni anayasanın oluşturulması. İnşallah AK Parti önümüzdeki süreçte Türkiye’nin darbe döneminde oluşturulmuş bu anayasanın daha modern, daha dünya normlarında bir anayasa haline getirilmesini sağlamak da öncelikli görevlerimiz arasında. Başkanlık sistemi tartışılıyor, bana göre başkanlık sistemi de Türkiye’nin olmazsa olmazlarındandır. Başkanlık sisteminin ayrıca tartışılması gerektiğini ve çok önemli olduğu düşünüyorum. Daha demokratik anlamda da vatandaşın kendi temsilcisini seçebilmesi açısından dar bölge sistemi ile gelecek seçimlerde daha doğru bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla TBMM mensuplarının hem yerel anlamda kendi bölgelerine bir takım katkılar sağlamak gibi bir görevi olmakla beraber asıl görevleri yasama görevini götürmektir. Yasama da Türkiye’nin önünü açtığınızda, anayasayı değiştirdiğinizde, insan hak ve hürriyetleri anlamında daha doğru işler yaptığınızda, müteşebbisin önünü açtığında dolayısıyla bu İnegöl’e de Bursa’ya da Türkiye’ye de yansıyacak olumlu bir takım etkenleri doğuracaktır. İnşallah biz işadamı kimliğimizle bu sürecin içerisinde olduğumuz için İnegöl de bir sanayi ve ekonomi şehri, İnegöl’ün sorunlarını ve dertlerini de ilk ağızdan anlatabilecek bir potansiyelimiz olduğunu düşünüyorum. İnegöl çarşısını da perakende sektörünü de mobilyasını da orman ürünlerini de sanayisini de biliyoruz. Hepsiyle çalışmalarımız, yatırımlarımız oldu. İnegöl’e uygun bir aday olduğumu düşünüyorum. O yüzden inşallah meclise gitme kısmetimiz olursa İnegöl’ün sıkıntılarını ve sorunlarını orada çok daha doğru ifade edebileceğimize inanıyorum.

 

Aynı soruyu Türkiye için sormak istiyorum. Hangi konular önceliğiniz olacak.

ANAYASADA SIKINTILAR VAR

Anayasanın mutlaka Türkiye’nin ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi lazım. Maalesef yama yapa yapa yürütülen bir anayasayla çok modern ve gelişmiş insan hak ve hürriyetlerini sunabilmeniz müteşebbis için de aynı sıkıntılar var. İşçi için de aynı sıkıntılar var, işveren için de aynı sıkıntılar var. Yaşayan her insan için aynı sorunlar var. Bunların mutlaka yeni, modern dünya normlarında sivil bir anayasayla giderilmesi lazım. Mevcut anayasamız 1980 sonrasında askeri vesayet üzerine oluşturulmuş, o günün ihtiyaçlarına göre yapılmış bir anayasa… Yeni anayasanın daha sivil, daha modern, daha özgürlükçü ve daha sade bir anayasa olması halinde olması gerektiğini düşünüyorum. Başkanlık sisteminin de Türkiye’nin genetiğine daha uygun olduğunu düşünüyorum. Geçmişteki süreçlere baktığınızda Türkiye’nin ve Türk insanının tek başlılıkla ve demokratik bir şekilde yönetildiğinde daha güçlü, hareket kabiliyeti daha yüksek bir yönetim anlayışı olduğuna inanıyorum. İnşallah ben böyle bir anayasa değişikliğiyle referanduma getirilecek bir başkanlık önerisinin de Türk insanları tarafından büyük çoğunlukla kabul edileceğine inanıyorum.

Sizce AK Parti hükümetinin en başarılı ve başarısız olduğu konular neler?

ÇOK BAŞARILI OLDUĞUMUZU DÜŞÜNÜYORUM

AK Parti hükümetlerinin çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Zaten sadece ben de düşünmüyorum, 13 yıl sonra 13 yıl önceki aldığı oydan yüzde 50 daha fazla oy alan bir iktidarın dünya standartlarında dünya siyasetinde başka bir örneği yok. Dolayısıyla AK Parti’nin iktidara geldiği dönemdeki ekonomiyi, sağlık sistemini, ulaşım sistemini incelediğimizde ve bugünle kıyasladığımızda hemen hemen her alanda AK Parti’nin bariz bir şekilde başarılı icraatlar yaptığını rakamlarla da görebiliriz. Bunlar tartışılacak ve yorumlanacak şeyler de değil. Ölçeklendirdiğimizde hemen hemen her alanda ciddi yatırımlar olduğunu, eğitimde yıllarca Milli Eğitim bütçesinin savunma bütçesinden fazla olması gerektiği konuşulurdu. Yıllardır AK Parti dönemlerinde Milli Eğitim bütçemiz genel bütçeden en büyük payı almaktadır. Sağlık sistemindeki gelişmelere baktığımızda, enflasyonun durumuna baktığımızda, 6 sıfırın atılışına baktığımızda, denk bütçeye, ihracat kalemlerindeki artışa baktığımızda, turizmimize baktığımızda ve nereye bakarsak bakalım AK Parti dönemlerinin çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Özellikle son başörtüsünün imam hatiplerde açılması konusu çok önemliydi. Dolayısıyla AK Parti hükümetlerinin benim açımdan da çok başarılı olduğunu, kamuoyunda halkımız nezdinde de çok başarılı olduğunu aldığı oy oranlarının her geçen seçim artmasından da görmekteyiz. Çok başarılı bir iktidar olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra da başarıların artarak devam edebileceğine inanıyorum.

Seçim öncesi iç güvenlik yasası meselesi gündeme damgasını vurdu. TBMM`de iktidar ve muhalefet milletvekilleri sürekli kavga ediyor. Bu tabloyu bir milletvekili aday adayı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

ANARŞİ DİYE BİR ÖZGÜRLÜK OLAMAZ

Enteresan buluyorum. Çünkü maalesef bazı yürüyüş ve protesto gösterilerinde bazı marjinal grupların yapmış olduğu yüzlerini kapatarak, molotof kokteyli atarak yakıp yıkmalarından dolayı aslında en çok şikâyet edeler de muhalefet parti liderleriydi. Niye hükümet bunlara engel olmuyor, niye bunlarla ilgili bir çözüm bulamıyor diye eleştirdikleri konularla ilgili… Bugün hükümetin yapmış olduğu paket de dünyadaki gelişmiş ülkeler göz önünde bulundurularak hazırlanmış bir paket. Yani oradaki protestocular ne yaparlarsa hangi cezaları bulacakları tespit edilerek yapmış bir takım uygulamaları sırf AK Parti’nin paketi olması hasebiyle eleştirip abartma niyeti olarak görüyorum. Tabi ki özgür ve demokratik bir ülkede siz bazı olayları protesto edebilirsiniz, yürüyüş yapabilirsiniz, basın açıklaması yapabilirsiniz, ama bu özgürlüğünüz sizin normal vatandaşın özgürlüğünü de kısıtlamaması, onun can ve mal güvenliğine kast etmemesi gerekiyor. Dolayısıyla siz bunu yapmaya kalkarsanız otorite olarak da kamu güvenliğini sağlamak zorunda olan devlet otoritesinin de mutlaka buna bir çözüm bulması gerekiyor. Anarşi diye bir özgürlük olamaz. Siz birilerinin dükkânının camını kıramazsınız, yakamazsınız, kamu malına zarar veremezsiniz. Bunları yapıp sonra da hiçbir şey yapmamış gibi, elinizi kolunuzu sallayarak dolaşamazsınız. Sonuçta zarar verilen o mal ya da can ya bizim vatandaşın malı ya da devletin malı. Dolayısıyla devletin mutlaka buna engel olması gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde polisin hak ve yetkileri neyse, protesto edenlerin nereye kadar özgür kalacakları, nereden sonra müdahale görecekleri nasılsa Türkiye’de de öyle olması gerektiğini düşünüyorum. Bir işveren olarak da istemem. Benim de evime, işyerime veya yolda yürürken o tarz ortamlara maruz kalmayı ben de tercih etmem, kimsenin de tercih edeceğini düşünmüyorum. Dolayısıyla öyle dönemlerde güçlü bir devletin mutlaka caydırıcı unsurlarının da olaylara müdahale etmesi ve samimi protesto yapan insanlarla provoke etmek için araya girmiş marjinal insanların ayrıştırılarak suçluların cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum.

Nasıl bir milletvekili olacaksınız? Halkla diyaloğunuz nasıl olacak?

AKTİF VE DİNAMİK BİR MİLLETVEKİLİ OLACAĞIM

Ayhan Salman bu şehirde doğmuş, yaşamış, tanıdığınız, bildiğiniz, STK’larda çalışmış, iş hayatında koşturmuş, mütevazi, efendi, elinden geldiği kadar da hedeflerini koyan ve azimle çalışan bir insan profili çizdiğimi düşünüyorum. Sevgi dolu ama kararlı. Dolayısıyla böyle bir milletvekili olacağıma inanıyorum. İnegöl için Bursa için vatandaşımız için gerekli olan meseleleri hazırlık yaparak, onlarla ilgili plan ve projeler sunan, aktif bir şekilde TBMM’deki çalışmalara katılan, bunlara elinden geldiği kadar katkı sağlayan, kanun çalışmalarına hazırlık yapabilen, sık sık kürsüye çıkıp sorun ve dertleri anlatan, kendi bulunduğu komisyonlarda hem şehrin hem de vatandaşın dertlerini, sorunlarını dile getiren, dinamik, aktif, iş hayatından ve STK’lardan öğrenmiş olduğu meseleleri de TBMM’nin içine yansıtmaya çalışacak olan bir milletvekili olacağını düşünüyorum.

 

13 yıllık iktidarınızda iki farklı milletvekilimiz oldu. Siz bu iki milletvekilimize kıyasla nasıl bir milletvekili profili çizeceksiniz.

KOLAY ULAŞILABİLEN BİR VEKİL OLACAĞIM

Önceki arkadaşlar da bana göre gerçekten gayret etmişlerdir, çalışmışlardır, İnegöl için güzel hizmetler yapmışlardır. Ben de aynı şekilde düşünüyorum. TBMM’ye gidiyorsanız, milletin vekili olacaksanız milletle sık sık istişare etmeniz gerekiyor. Çünkü sizi oraya gönderen insanlar sorunlarını, dertlerini, problemlerini de size daha sık iletebilme imkânlarını bulmaları gerekiyor. Tabi biz işadamı kimliğimiz olduğu için sık sık buralarda dolanacağız. Kısmet olup milletvekili olursak parlamento çalışmalarının haricinde sık sık buraya gelip burada vatandaşımızla insanımızla da istişare edebilmek, istiyoruz. Tabi Bursa çok büyük bir şehir. Sadece İnegöl milletvekili değil arkadaşlar da değildi. Bu dönem gidecek insanlar da sadece İnegöl milletvekili olarak parlamentoya gitmeyecekler. Dolayısıyla teşkilatımız dediğinizde koskoca 3 milyon nüfuslu Bursa’nın bütün ilçelerinin de o teşkilatın mensubu olması belki Milletvekili arkadaşlarımızın da işini zorlaştırıyor. İnegöl’deki insanlarla da bir araya geliniyor Karacabey’deki, Kemalpaşa’daki vatandaşla ve teşkilatla da bir araya geliniyor. Bir taraftan parlamento çok yoğun çalışıyor. Torba yasa ve diğer önemli kanunların çalışmaları hafta sonları da devam etti. Dolayısıyla burada yüz yüze görüşmek de çok önemli ama bir de bir şekilde farklı kanallarla iletişim halinde olmak lazım. Yerel basın sorunları dile getiriyor. Oraları takip ettiğinizde kamuoyunun beklentilerini de alıyorsunuz. Sizin cep telefonunuz, iletişim bilgileriniz vatandaşımızın cebinde olduğu sürece sizi sık sık arayıp sorunlarını, beklentilerini, dertlerini, ihtiyaçlarını da dile getirebilirler. Bizler de her an onların yanında olacağız. Orada da bir şekilde sorunları hallederiz. İstişare kültürü çok önemli çünkü gerçekten ihtiyaçları birebir yaşayanlar daha iyi bilirler. Sizin bazı şeyleri dışarıdan görebilme şansınız olmayabilir. Bizim öyle bir avantajımız var. Biz çarşıda esnaflık yaptık. Bütün çarşı esnafıyla bir diyalogumuz var. Sanayide esnaflık yaptık. Sanayideki arkadaşlarımızdan bilgi alabilme şansımız var. Çiftçilerimizle diyalogumuz var, hizmet sektörleriyle diyaloglarımız var. Hemen hemen toplumun bütün katmanlarıyla iletişim halindeyiz. Dolayısıyla çok kolay ulaşılan, iletişime çok açık, sık sık bir araya gelinebilen ve bunları daha kurumsal hale getirmiş, zaman dilimlerini oluşturmuş, sadece seçim dönemlerinde değil, periyodik olarak bir araya gelinebilecek organizasyonları bir araya getirmek lazım. İnegöl bizim için çok önemli, Bursa için çok önemli, Türkiye için çok önemli… Baktığınız zaman dinamik bir İnegöl var. İşsizliğin Türkiye ortalamalarının çok altında olduğu, dış ticarette fazla veren, ekonomik anlamda sanayisinin, tarımının, ticaretinin geliştiği bir şehir. Bir marka. İnegöl standartlarını eğer Türkiye’ye getirebilirsek 2023 vizyonunu da yakalamış oluyoruz. Dolayısıyla bu modeli Ankara’ya da doğru anlatmak lazım. Bu modeli İnegöllü insanlar oluşturdu, yaptı. Baktığınız zaman özel sektör ile müteşebbis İnegöllü ruhu İnegöl’ü bu noktaya getirebildi. Dolayısıyla bu modeli neden Türkiye’de İnegöl gibi olmasın diye bunun planlamasını yapıp, bunu doğru anlatıp İnegöl’ün en önemli zaafı olan konumunu, pozisyonunu ve hak ettiği durumu İnegöl dışındaki insanlara anlatmakta zorlanıyoruz. Hak ettiğinden daha az ilgi görüyor. Bunu anlatabilmek lazım. Bu modelin doğru bir model olduğunu ve Türkiye’nin hedeflediği bir model olduğunu anlatabilmek lazım. Bu doğru planlanarak sunulduğunda İnegöl modeli Türkiye’nin birçok noktasında farklı iş kollarıyla oluşturulduğunda Türkiye’nin 500 milyar dolar ihracat hedefini, kişi başına 25 bin dolar gayrisafi milli hâsıla hedefini oluşturabilmemizin de mümkün olacağını düşünüyorum. Bunu anlatacağız.

 

Türkiye`de milletvekillerinin genel başkanlarına liderlerine biat ettiği ve tabandan gelen seslere kulak tıkadığı iddia ediliyor. Bu durum AK Parti`de de böylemi. Siz tabandan gelen talepler karşısında nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?

 

Siyasi partilerde özellikle AK Parti’de 2 tane unsur var. Bir tanesi parti içi demokrasi bir tanesi de parti içi disiplin. Lider ne derse öyle oluyor diye bir şey yok. Her hafta ilçe başkanları il başkanıyla beraber toplantı yaparlar, kendi ilçelerindeki sorun ve problemleri anlatırlar. İl başkanları her ay genel merkezde başbakan ve bakanlarla toplantıya katılırlar, her ildeki ilçelerden aldıkları sorunlarla kendi dert ve ihtiyaçlarını iletirler, kendi beklentilerini iletirler. Bahsettiğiniz bu konularla ilgili kendi illerinin ilçelerinin ne düşündüğünü anlatırlar. İl Başkanlar toplantısına aynı zamanda o ilin belediye başkanları, o ilin il başkanları, o ilin il kadın kolları başkanları ve o ilin gençlik kolları başkanları da katılırlar. Genişletilmiş il başkanları toplantısı vardır. Dolayısıyla buralarda o kadar çok şey anlatılır ki milletvekilleri toparlanır, başbakanımız il başkanlarıyla da milletvekilleriyle de bütün bu meseleleri tartışır. Orada demokratik olarak herkesin çıkıp kendi fikrini sonuna kadar savunma hakkı vardır. Ama orada parti içi demokrasiyle bir karar çıktıktan sonra bütün bunlara rağmen çıkan sonuca parti içi disiplinle ‘öyle düşünmüyorum’ deme şansınızın olmaması lazım. Şirketlerde de böyledir. Yönetim kurulu oturup tartışır, herkes fikrini söyler, bir tarafın dediği olur. Öbür tarafın bu düşünceyi devam ettirmesi o şirketin hayrına değilse bu tip olaylarda da sizin buradaki ihtiyaçları, meseleleri anlatmanız, sonuna kadar savunmanız, rest çekmeniz parti içi disipline aykırı bir durum. Biz İnegöl için bir şeyleri çok arzu ediyoruz ve istiyoruz ama bir takım uygulamaları yaparken Türkiye örneğinde baktığınızda formata da uymamaktan kaynaklanan sorunlar oluyor. AK Parti dönemlerinde hiçbir ilçe il yapılmamış. Hiçbir ilçenin il yapılmadığı bir yerde İnegöl niye il olmadı sorusunu sormak çok hakkaniyetli bir soru olmuyor. Bunu biz bazı toplantılarda da konuştuğumuz zaman şunu sordum; ben ilkokuldaydım 67 tane ilimiz vardı. Bugün 81 tane var. 14 tane il olmuş. Bu ne zaman olmuş. AK Parti’ye kadar olmuş. İnegöl’de siyaset yapmış, Ankara’da milletvekilliği yapmış, Bursa’da il başkan yardımcılığı yapmış birçok arkadaşımız oldu. 67 tane vilayet 81 tane vilayete çıkarken o 14 tane vilayetin içerisine İnegöl’ü koyamamışız, ondan sonra hiçbir ilçe il yapılmamışken niye İnegöl il yapılamıyor sorusunu soran arkadaşların çok da insaflı olmadıklarını düşünüyorum. O zaman da söyledim, eğer Türkiye’de 1 tane ilçe il olacaksa Allah’ın izni ile İnegöl olacaktır. Ama hiçbir tane olamıyorsa niye olamıyoruz sorusunu sormak çok doğru bir soru değil. Dolayısıyla İnegöl’ün il olmasını hepimiz arzu ettik, keşke olsaydı ama mesele Büyükşehir yasası çıktığında baktığımızda kaynakların verimli kullanılması ve ölçek ekonomisi açısından baktığımızda Türkiye’nin geneli ile ilgili çok önemli bir şey. Alanya-Antalya arasında seyahat ettiyseniz küçücük beldelerle dünyanın en önemli turizm destinasyonlarını yönetmeye çalışan bir yapı vardır orada. Dolayısıyla Büyükşehir yasasının Türkiye’nin geneli anlamında çok olumlu olduğunu düşünüyorum. Daha verimli kullanıldığını düşünüyorum, projelendirmenin bütünsel olduğunu ve bütün büyükşehir sınırlarının bir merkez yapı tarafından projelendirildiği, imar ve şehircilik ile ilgili planlamaların daha doğru yapılabildiği, küçük belediyelerde nitelikli insan istihdam etmek mümkün değildi, ekonomik kaynakları yeterli değildi, Büyükşehir’in bunu planlaması çok kolay. İnegöl’e uyuyor mu? Bugün itibariyle bir takım istediğimiz şeyler olmasa da önümüzdeki dönemde Büyükşehir ile birlikte İnegöl’ün de ciddi katkı sağlayacağına inanıyorum. Burada önemli olan bizim yerel siyasetçilerimizin de bu iletişimi, veri akışını doğru kurgulaması, doğru anlatabilmemiz, Bursa ya da Ankara’ya kendimizi daha doğru ifade edebilmemiz lazım. Doğru projelerle, planlamalarla oradan çok daha güzel getiri alacağımızı düşünüyorum.

 

Yerel bir soru sormak istiyorum. Siz aynı zamanda Hadim marketler zincirinin yönetim kurulu başkanısınız. Geçtiğimiz günlerde belediye kaldırıma ürün teşhirini yasakladı. Bunu aynı zamanda bir ticaret erbabı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

İLK UYAN BİZ OLDUK

Hadim şirketler grubu olarak biz İnegöl’den çıkmış bir markayız ama bölge coğrafyasının birçok ilinde ve ilçesinde hizmet vermeye çalışıyoruz, farkı sektörlerde ve farklı yerlerde de iş yapıyoruz. Açıkçası bu yıllardır hep konuşulan, vatandaşımız ve kadınlarımızın büyük bir çoğunluğu tarafından eleştirilen bir konuydu. İnegöllünün yolda yürümesiyle ilgili bir espri vardır. Geçmişte de bunun sebebinin bir kısım insanlar tarafından kaldırımların arabalarla, bazen esnafımızla bazen farklı sebeplerle işgal edilmekte olduğunu söylüyorlar. O yüzden vatandaşın da yolda yürümek gibi bir alışkanlık edindiğinden bahsederler. Dolayısıyla ben şöyle düşünüyorum; bunu çok destekleyen bir kesim de var. Kaldırımda rahat yürüyebilmekten keyif alan vatandaşlardan çok ciddi bir teşekkür ve tebrik geliyor. Bazı esnafımız için de tartışma konusu oluyor. Değişim zor bir şey. Nerede nasıl bir değişim yaparsanız yapın ilk etapta mutlaka bazı sorun ve sıkıntılarını yaşamak çok doğal. Ben bir süre sonra bunun vatandaşımıza da esnafımıza da alışkanlık yapacağını düşünüyorum. Siz eğer ürünlerinizi dışarıda teşhir etmeye alıştıysanız onları içeriye almak ilk etapta zor geliyor. Zaman içerisinde bunun bir şekilde sağlıklı hale geleceğini düşünüyorum. Gelişmiş ülkelere baktığımızda böyle bir şey yok. Avrupa’nın belirli ülkelere gittiğinizde bütün ürünler işyerlerinin içinde. Dolayısıyla geçmişte kısmen bir takım uygulamaların zaman içerisinde de yürütülmediği ortaya çıktı. Orta bir formül bulunabilir miydi bilemiyorum, ama inşallah sağlıklı bir şekilde bunun eninde sonunda olması, gelişmiş bir şehir, modern bir şehir, büyük bir şehir olacaksak burada şehircilik anlamında daha doğru olması gerektiğini düşünüyorum. Bu gündeme geldiğinde kent konseyinin aldığı bir karar aslında. İnegöl Belediyesi’nin tek başına verdiği bir karar değildi. Özellikle bu rahatsızlık Kent Konseyi’nin kadınları tarafından dile getirildi. Kadınlarla ilgili yapılan değerlendirme ve araştırmada özellikle bundan bayanların çok rahatsız olduğu dile getirildi. Bu ilk dile geldiği andan itibaren dikkate aldık, arkadaşlara talimat verdim. Hiç Kent Konseyi ve Belediye ile görüşmeden basından takip ettiğim kadarıyla ‘İlk biz buna uyacağız’ dedim. Çünkü bizim İnegöl esnafına, vatandaşına örnek olmamız gerekiyordu. Dolayısıyla arkadaşlar bununla ilgili çalışmaları hemen yaptılar. Biz hiç kimseden herhangi bir talep gelmeden bunu sağladık. Sonrasında belediyede çalışan arkadaşlarımız da mutlu oldular, bizim örnek olmamız onların da rahatlamasını sağladı. Esnafımızın da işlerini etkilemeyeceğini düşünüyorum. Orta bir formül, yumuşak bir geçiş ya da bununla ilgili bir takım planlamalarla kavga etmeden yapılan bu çalışmayı da, esnafa zarar vermek için yapılan bir çalışma olarak görmeden çözmek lazım diye düşünüyorum.

 

Son sorum olsun, aday adayı olarak sıralamadaki yeriniz ne olur. Artı Bursa ve Türkiye genelinde çıkaracağınız milletvekili sayısı ile ilgili bir tahmininizi alabilir miyiz?

HAKKIMDA HAYIRLI OLANI İSTİYORUM

İsterim ki, anayasayı tek başına değiştirebilecek bir sayı çıksın. Bu 367’yi geçmek anlamına geliyor. AK Parti’nin şöyle bir taahhüdü var. Biz anayasayı tek başına değiştirecek kadar bir güce bile ulaşsak referanduma götüreceğiz denmişti. Dolayısıyla bu da 330 demek. AK Parti 330 milletvekilini aştığı zaman yapacağı anayasayı referanduma götürecek. Ben AK Parti’nin 335-350 civarında bir oy alacağını düşünüyorum. Tabi Cumhurbaşkanımız parti kast etmeden hedefimiz 400 milletvekili dedi. 400 milletvekili hedefi de hangi partilerin barajı aşacağı, hangi partilerin barajı aşamayacağı, hangi bölgelerde ne olduğuyla alakalı da önemli. Ben Ayhan Salman olarak şansımı görüyorum, ben olsam beni seçerdim. Neticede birikimi olan, iş hayatını bilen, STK’larda çalışmış, İnegöl’de doğmuş büyümüş, Bursa’da iş yapan, ticari faaliyetleriyle istihdama ve ekonomiye katkı sağlayan, birikimleri olan, yıllarca da siyasete hizmet etmiş bir insan olarak bu görevi layığı ile yapabileceğimi düşünüyorum. İnşallah teveccüh göreceğime de inanıyorum. Bunlar nasip kısmet işidir. Cenab-ı Allah takdir etmişse olabilirsiniz, takdir etmemişse ne yaparsanız yapın, dünyanın en etkili insanı bile olsanız Rabbim nasip etmemişse olabilme şansınız yok. Hakkımızda hayırlısı olsun. Hakkımda hayırlısıysa en güzel şekilde yapabileceğime inanıyorum.



  • BIST 100

    10276,88%0,67
  • DOLAR

    32,34% -0,07
  • EURO

    34,74% 0,06
  • GRAM ALTIN

    2390,37% -0,26
  • Ç. ALTIN

    3880,65% 0,07