GENÇLİĞE SAHİP ÇIKALIM

GENÇLİĞE SAHİP ÇIKALIM

AHİD Başkanı Naci Köseoğlu, Stres, bunalım ve depresyon tehlikesiyle karşı karşıya olan, ruhunu kaybetmiş gençliğe sahip çıkmalı ve toplumu yeninden Allah'a yeniden dönmeye, rabbiyle barışık yaşamaya davet etmeliyiz” dedi.

Aile Hayatını İyileştirme Derneği Başkanı Naci Köseoğlu, son zamanlarda İnegöl’de artan intihar vakaları sonrasında bazı açıklamalarda bulundu.

CİDDİ MANEVİ VE AHLAKİ SIKINTILAR MEVCUT

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Aile Hayatını İyileştirme Derneği Başkanı Naci Köseoğlu, “İnegöl’ümüzde son aylarda art arda yaşanan intihar olayları bütün devlet yetkililerini, sivil toplum örgütlerini, anne-babaları, kısaca tüm halkımızı derinden düşündürmeli ve önlem almaya, gençliğimize, çocuklarımıza sahip çıkmak için ciddi manada dertlenmeye, proje üretmeye sevk etmelidir. Ailelerde ve gençlerimizde ciddi manevi ve ahlaki sıkıntılar mevcut. Bonzai, esrar, uyuşturucu müptelalığı gibi; televizyon, internet, cep telefonu bağımlısı bir gençlikle karşı karşıyayız. Bir yandan gençlerimiz ve çocuklarımız sanal dünya bombardımanına maruz kalırken, anne- babalarda evde veya kahve köşelerinde televizyon kolik bir hale gelmektedir. Saçının telini namahreme göstermekten hayâ eden bir ninenin torunu kız; bugün sosyal medyada uygunsuz fotoğraflarını yüzlerce namahrem erkekle paylaşmakta, internet üzerinden anne-babasının haberi olmadan flört yapmaktadır. Evlerimiz maalesef televizyon ve sanal dünyanın işgali altındadır. İlim, zikir, sohbet ve ibadetlerle nurlanmasını ve böylece huzur ve sükûn mekânı olması gereken yuvalar, otel odası, sinema ve internet salonlarına dönüşmektedir. Ahlaksız dizi ve filmler, sanal dünyada işlenen günahlar insanımızın kalbini ve ruhunu karartmakta her geçen gün özümüzden, inancımızdan uzaklaşmaktayız. Altmış yıl yaşayan bir insanın elli yıl boyunca günde üç saat seyrettiğini düşünürsek, ömrünün 6 yıldan fazlasını televizyon karşısında israf ettiğini görürüz. Oysa 6 yıl insan bir medresede ilim tahsil etse büyük bir İslam âlimi olur. Evet, televizyon ve sanal dünyanın karşısında nice ömürler heba ediliyor, ruhlar kararıyor, istidatlar köreliyor ve bir nesil helak oluyor” dedi.

RABBİYLE ARASI İYİ OLMAYAN POTANSİYEL RUH HASTASIDIR

Batı kültürünün, dünya hırsının, tüketim çılgınlığının, ticaretimize karışan haram lokmanın, evimizdeki aşın bereketini götüren faiz bataklığının, kısacası günahların bizi her geçen gün Rabbimizden, O’nun yüce kitabı Kur’an’dan uzaklaştırmakta ve ruhumuzu kaybedip seküler bir toplum haline dönmekte olduğumuzu belirten Köseoğlu, “Galaksileri, gezegenleri, kuyruklu yıldızları keşfettik ama kendi ruhumuzu, çocuğumuzu keşfedemedik. Dünyanın öbür ucuyla iletişim kurduk ama komşularımızla, akrabalarımızla hatta en yakın eşimizle iletişimimiz zayıfladı. Düşünelim bir kere intihar ederek hayatına kıyan bir insan en az birkaç aydır psikolojisi bozuk gezip dolaşan bir insandır. Peki, bu insan dertleşebileceği, sıkıntısını paylaşabileceği, sıcak sohbetiyle rahatlayabileceği, kendisini takip eden, derdiyle dertlenen bir insan bulabilse büyük ihtimalle canına kıymaktan vazgeçecektir. Ama televizyon ve internetin başında saatlerimizi harcayan bizler, yanı başımızda; psikolojik sıkıntı içerisinde kıvranan komşumuzdan habersiz kaldık. Her geçen gün yalnızlaşıyoruz. Medyatikleşen, teknoloji çılgını, komşularına, akrabalarına, ailesine karşı duyarsız ‘Ben’ merkezli, sorumluktan kaçan, münafıkla şan bir toplum olmaya doğru gidiyoruz. Rabbimiz yüce kitabında bizlere sesleniyor; ‘Bu gidişiniz nereye’. Tekvir; 56 yine yüce kitabında; ‘Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin’ buyuruyor. Bakara. Unutmayalım ki namazdan zevk almayan, yani rabbiyle arası iyi olmayan her insan potansiyel bir ruh hastasıdır. Yani psikolojisi bozuktur. Onun mutluluğu sunîdir. Bir takım maddi nimetlerin sevinciyle kendini aldatmakta, mutlu olmaya çalışmaktadır. Rabbiyle diyaloğunu koparmış bir babanın, annenin çocuğuna verebileceği bir ahlak kalmamıştır. Çok hızlı yaşıyoruz, sabırsız, öfkeli ve bencil insanlar olduk. Her türlü teknoloji elimizin altında olmasına rağmen, zamanın bereketi kalmadığı için birçok işimiz yarım kalıyor. Erken yatmasını ve erken kalkmasını beceremiyoruz. Seher vakitlerimiz ölü geçiyor. Sabah namazına kalkmayınca güne zaten stresli ve uyuşuk başlıyoruz. Kur’an’a ve sünneti seniyyeye uymayan hayatımızdan Allah bereketi aldı, ruhi, ahlaki ve ailevi çöküntü yaşıyoruz. Bunu sonucu olarak toplumda stres, bunalım, yalnızlaşma, intiharlar artmaya başladı. Yine rabbimiz yüce kitabında; ‘Kim Allah’tan sakınırsa (takva sahibi olursa) Allah ona bir çıkış yolu gösterir ve ummadığı yerden rızıklandırır’. Demek ki bunalan, daralan birçok çıkış yolu bulamayan intihar etme yolunu değil; Allah’tan sakınıp rabbine yönelme yolunu tutmalıdır. İşte o zaman rabbimiz kendisini sıkıntıdan kurtarıp, bir çıkış yolu gösterecektir. Ama kişi imanlı ve takva sahibi değilse; Allah (c.c)’a yönelme yerine şeytan ve nefsin vesvesesiyle intihar yolunu seçmektedir. Bütün mesele dış dünyamızdaki bütün olumsuzlukları bir imtihan olarak bilip; iman, sabır ve tevekkül ile rabbimize yönelip dua etmek, dirayet ve Akl-ı Selim’i muhafaza etmektir. Kul üzerine düşen zahiri ve batıni sebeplere sarılır, sonucu rabbimize bırakın. Resulü Ekrem (s.a.v) efendimiz ne güzel buyuruyor; ‘Mümini hali ne acayiptir başına bir musibet gelir sabreder kendisine ecir olur; nimet isabet eder, şükreder yine ecir(sevap) olur. Bu husus sadece mümine mahsustur.’ Kısacası; stres, bunalım ve depresyon tehlikesiyle karşı karşıya olan, ruhunu kaybetmiş gençliğine sahip çıkmalı ve toplumu yeninden Allah’a yeniden dönmeye, rabbiyle barışık yaşamaya davet etmeliyiz. Ey iman edenler; Samimi bir tövbe ile Allah’a dönün. Şair ne güzel söylemiş; ‘Durun Kalabalıklar; Bu cadde çıkmaz sokak! Haykırsam kollarımı makas gibi açarak.’ Evet, huzurlu fert, huzurlu aile, huzurlu bir toplumun yolu; yüce Allah’a teslimiyet ve O’nun şerefli dini İslam’ı yaşamaktır” dedi.



  • BIST 100

    10276,88%0,67
  • DOLAR

    32,34% -0,07
  • EURO

    34,74% 0,06
  • GRAM ALTIN

    2390,37% -0,26
  • Ç. ALTIN

    3880,65% 0,07