HAK-BATIL MÜCADELESİ KIYAMETE KADAR DEVAM EDECEK

Saadet Partisi Hanım Kolları, Muharrem ayı nedeni ile dün parti lokalinde Aşure Günü programı düzenlendi.

Aşure programına katılan İl Başkan Vekili Salih Berber, burada yaptığı açıklamasında Aşure Gününün Hicri Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. Günü olduğunu belirterek; “Aşure gününde Yüce Allah insanların önderleri yani peygamberler ve büyük zatlar aracılığı ile insanlığa ve inananlara büyük lütuflarda, ikramlarda bulunmuştur. Aşure Günü Hz. Allah (c.c.); Hz. Musa (a.s.) ve ümmetini denizi yararak, Firavun ile ordusunu denizin dibine batırarak, zulmünden kurtarmıştır. Hz. Nuh (a.s.)’ın ve ümmetini, Nuh’un gemisini karaya oturtarak kurtarmıştır. Hz. Yunus (a.s.)’ı balığın karnından kurtarmıştır. Hz. Âdem`in (a.s.)’ın tövbesini kabul etmiştir. Hz. Yusuf’u kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşure Günü çıkarmıştır. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir. Hz. Davud’un (a.s.) tövbesi o gün kabul edilmiştir. Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur. Hz. Yakub’un (a.s.), oğlu Hz. Yusuf’un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur. Hz. Hüseyin Aşure Günü Şehid Olmuştur. Bir kısmını zikrettiğimiz olaylar Aşure Günü olmuştur” dedi.

HAK BATIL MÜCADELESİ İNSANLIK BOYUNCA DEVAM ETTİ

Hz. Hüseyin’in şehit oluşunun diğerlerinden farklı gibi gözüktüğünü belirten Berber, “İşin özüne baktığımız da, Hz. Hüseyin’in şahadetinde de Yüce Allah insanlara büyük ikram da bulunmuştur. Ben Aşure Gününün bu yönüne dikkat çekmek istiyordum. Çünkü diğer konular her yerde anlatılmaktadır. Hz. Hüseyin’in şehit oluşunda insanlık için büyük ibret ve ikram vardır. Şöyle ki; insanlık tarihi boyunca hak-batıl mücadelesi devam etmiştir ve kıyamete kadar da devam edecek. Peygamber Efendimize kadar gelen süreçte insanlık fesada girdiğinde yeni bir vahiy, din veya yeni bir peygamber gelerek hakkı insanlara sunmuş ve insanlığı doğru yola davet etmiştir. Peygamber efendimizden sonra yeni bir din ve peygamber gelmeyeceği için, hak-batıl mücadelesi gerçek İslam ile manası bozulmuş günün tabiriyle ılımlı İslam arasında devam edecek. Geçmişte peygamberlerin görevini gerçek İslam’ı savunanlar yapacaktır. İşte Hz.Hüseyin saltanata, zulme, ahlaksızlığa, hak-hukuk tanımazlığa karşı gerçek İslam’ı savunmuştur. Hz.Hüseyin’ın kıyamı ve şehit oluşu ile, batıldan Yezid’ten yana olanlarla Haktan Hz.Hüseyin’den yana olanlar birbirinden ayrılmıştır. Halifeliği,  Müslümanların ve insanlığın yönetimini Yezid’e fasık, kibirli, sarhoş, zalim birine layık görenlerle Hz.Hüseyin’e haktan yana, ehli namaz, metanetli birine layık görenler Hz.Hüseyin’in baş kaldırışı ve şahadeti ile ortaya çıkmıştır. Hz.Hüseyin Kerbela Çölünde şöyle sesleniyordu: ‘Ceddim Muhammed’in dini benim kanımla ayakta duracak ise, alın kılıçlar beni’ Kuran’ı Allah (c.c.) koruyacaktı. Korunması gereken şey onun özüne uygun anlayıp yaşamaktı. Unutulmamalı ki Yezid kendisini halife olarak takdim ediyordu. Dini bir bütün olarak inkar etmiyor, dini kullanarak zalimce ve ahlaksızca bir hayat sürüyordu. Muharrem Ayından, Aşure Günüden ibret almak isteyen varsa safını belirlesin. Bu günü anmak isteyen varsa haline baksın: Hüseyin’den mi yanayım, Yezid’ten mi? Yaşantısı, konuşması, seçmesi, oturması, kalkması, yemesi, içmesi vs. Hz.Hüseyin ve dostları gibi olanlar Hz.Hüseyin ve haktan yanadırlar. Yezid ve taraftarları gibi olanlar batıldan ve Yezit’den yanadırlar. Herkes safını buna göre belirlesin” dedi.