HERKESİN KORKULU RÜYASI BEL FITIĞI

Bel ağrısının hemen herkesin karşılaştığı sıkıntılardan biri olduğunu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Yıldız Dirik, “Yapılan istatistikler tüm insanların yüzde 80’inin yaşamlarında en az bir kez ciddi bir bel ağrısı yaşadığını göstermiştir. Tüm ağrılar gibi bel ağrısı da bir alarmdır. Vücutta bir sorunun olduğunun işaretidir. Bel ağrıları kireçlenme veya fıtıkların, beldeki zorlanmaların, omurgayı tutan romatizmal hastalıkların, iltihabi bazı hastalıkların, osteoporoz gibi metabolik hastalıkların, kanserin, yumuşak dokulara bağlı veya iç organlardan kaynaklanan bazı hastalıkların belirtisi olarak da karşımıza çıkabilir. Bu yüzden, özellikle uzun süreli inatçı ağrıları önemsemek şarttır. Bel ağrısında öncelikle iyi bir fizik muayene ile gerekli radyolojik tetkiklerin yapılması esastır. Tanı ve tedavi için detaylı öykü alınması ve fiziksel muayenenin önemi büyüktür. Kesin teşhis için MR çektirilir. MR bel fıtığı ile aynı şikâyetleri oluşturabilecek kist, kireçlenme, kemik erimesine bağlı omurga kırıkları, omurilik ve kemik tümörü gibi hastalıkları da göstermektedir. Bel ağrısının nedeni saptandıktan sonra uygun tedavi yöntemi belirlenir” dedi.

BEL FITIĞINI ÖNLEMEK İÇİN EGZERSİZ YAPILMALI

Halk arasında bel fıtığı diye bilinen Lomber Disk Hernisi’nin bel ağrısının en önemli sebeplerinden biri olduğunu vurgulayan Dirik, “Disk hernisi, omurlar arasındaki disk denilen yapının kapsülünü yırtarak içerideki jöle kıvamındaki materyalin çıkıp omurilik kesesine veya sinir köklerine baskı yapması sonucu oluşan bir hastalıktır. Hastalarda öncelikli olarak bel ağrısı/ bel ve bacak ağrısı, bazen de bacaklarda uyuşma görülür. Nadir olarak da acil müdahale gerektiren idrar kaçırma şikâyeti de eklenebilir. Bel Fıtığı Tedavisi klinik ve radyolojik bulgulara göre değişkenlik gösterir. Hastada sadece bel ağrısı varsa istirahat ve ilaç tedavisi çoğunlukla yeterli olur. Bel ağrısının tekrarını önlemek ve beli güçlendirmek için her gün 5 dakika egzersiz yapılması arada bir egzersiz yapmaktan daha yararlıdır. Daha uzun süren ancak cerrahi gerektirmeyen bel ağrıları ve fıtıklarda Fizik Tedavi ve Egzersiz yöntemlerinden faydalanılır. Ortalama 21 günlük bir kür tedavi ile ağrılardan kurtulmak mümkündür. Her bel ağrısı fıtıktan kaynaklanmaz. Sinirin kalça seviyesinde sıkışması, bel kaslarının kuluncu gibi hastalıklar da bel fıtığı semptomları gösterir fakat cerrahi ile çözülmez çünkü problemin kaynağı farklıdır. Bel fıtığında cerrahi tedavinin mutlaka önerildiği üç durum vardır: Hastanın yaşamını ciddi derecede engelleyen, diğer tedavilerle giderilemeyen ağrı, Bel fıtığı nedeniyle idrar-gaita kaçırma, Bacakta gelişen kuvvet kaybı, Cerrahi sonrası mutlaka egzersiz tedavisi uygulanmalıdır. Kaslardaki zayıflık problemin tekrarlamasına sebep olabilir. Omurgada diske binen yükü azaltmak için bel kasları ve karın kaslarını güçlendirmek gerekir. Yüzme, yürüme ve sırt ve karın adalelerini güçlendirici egzersizler, bel kaslarını güçlendirir. Bel fıtığı ameliyatı olmuş kişilerde de 2 ay sonra yoğun bel egzersizi programı başlamalı, aslında ömür boyu, en az 6 ay süre ile devam etmelidir. Bel fıtığı için uygulanan bilim dışı yöntemler arasında bardak çekmek bel ağrısı için işe yaramaz.  Sinir baskısını bilmeden belin çekilmesi, çiğnenmesi ve bele uygulanan kuvvetler, zaten içeride ezilen sinirlere daha da fazla zarar verir, fıtığın kopmasına, felçlere neden olabilir. Bel çekilmesi sonucunda oluşabilecek en kötü sorunlar ani ve şiddetli ağrı, ayaklarda felç, idrar veya büyük abdest kaçırma ve cinsel güç kaybı gibi durumlardır. Acil cerrahi girişim gerektirir” diye konuştu.

BEL FITIĞINDAN KORUNMANIN YOLLARI

Bel ağrısı ve bel fıtığı hastalıklarından korunmanın yollarını da anlatan Dirik, şöyle konuştu: “Bel ağrısı oluşmasının ana nedenleri bel sağlığımıza özen göstermememiz, çok kilo almamız ve ağır yükleri uygun olmayan pozisyonlarda kaldırmamızdır.  Bele aşırı yüklenmek, yanlış hareketler yapmak, yanlış oturma pozisyonları, uzun süren hareketsizlikler, uzun süre bilgisayar ve televizyon karşısında kalmak, düzenli spor yapmamak, kötü yatak kullanımı bel ağrılarının oluşumunu kolaylaştırır. Kilo almak bele binen yükleri arttırır. Aldığınız 1 kg belinize 10 kg yük olarak yansır.Yatağınız ortopedik- orta sertlikte olmalı ve deforme olduğunda mutlaka değiştirilmelidir.Genel bilinenin aksine, tahta gibi sert zeminde yatmak sırt ve bel bölgesinde ezilmelere ve ağrının artmasına neden olmaktadır. Çalışan kişilerin bel sağlığı için yapabilecekleri en önemli şey iyi bir ofis sandalyesine sahip olmaktır. Masa başında yoğun çalışanlar bel destekli ergonomik ofis sandalyelerinde 90 ile 110 derece açıyla sandalyesini masaya yakın tutarak oturmalı, her saat başı 2 ya da 3 dk masa başından kalkarak dolaşmalı öne arkaya doğru yumuşak bel hareketleri yapmalıdır. Masada bilgisayar ve klavyeyi doğru yere yerleştirmek de önemlidir.  Göz seviyenizin bilgisayar ekranının üst-orta seviyesine gelmesi, Klavyenin karşınızda konumlanmış halde ve dirsek seviyesinde bulunması gereklidir. Ağırlık kaldırmanın prensibi; çömelerek yerden alınan yükü bedene yakın tutarak kaldırmaktır. Yükleri dengeli iki ele eşit dağıtılarak taşımaya özen gösterilmelidir. Bel sağlığını korumak için günlük hayatta taşıyabileceğimiz yük 7-10 kg aşmamalıdır. Her gün kullandığınız iş çantası ağır olmamalı, çantayı hep aynı tarafta taşımamaya da dikkat etmelisiniz. Ayakta dururken belinizi düz tutmaya çalışın. Ayakta iş yaparken beldeki çukurluğu hafifletmek için ayak iskemlesi kullanılmalıdır. Bel ağrıları için ayakkabı seçimi de önemlidir. Bayanlar için orta yükseklikteki topuklar topuksuz ayakkabılara göre beli daha az zorlar. Yüksek topuklu ayakkabılar ise beldeki kavsin artmasına yol açarak ağrı oluşumuna neden olabilir.”