Eğitim Birsen Şube Başkanı Sinan Aktaş, yaptığı açıklamasın da öğrencilere getirilen kılık kıyafet serbestliğinin öğretmenlere de getirilmesini savundu.
Kılık kıyafet serbestîsini savunan biri olarak, özellikle başörtüsü ile derslere girmek isteyen bayan öğrencileri ve öğretmenleri sonuna kadar destekliyorum.
Zira başörtüsü Allah’ın Müslüman kadına bir emridir. Allah’ın emri olan tesettürü bir takım egemen güçler, yıllardır saçma sapan nedenlerle yasakladılar.
Bu yasağın artık devletin tüm kurumlarında son bulması gerekmektedir. Toplumsal barışın sağlanması, özgürlüklerin genişlemesi ile ancak mümkündür..
Ancak kılık kıyafet serbestliği isteyen ve eylem yapan Eğitim Bir Sen üyesi öğretmenlere ve diğer eğitim sendikalarının dikkatini çekmek istediğim daha mühim bir konu var.
O da İnegöl’deki okullarda baş gösteren öğrenci kavgaları ve öğrencilerin öğretmenlere yönelik sözlü ve fiili hakaretleridir.
Son dönemde İnegöl’deki eğitim yuvalarından kulağıma gelen bilgilere göre; Bir öğrencinin hem de öğretmenler gününde öğretmenine sınıfın ortasında galiz küfürlerle hakaret etmesi, oğlu bir başka öğrenci tarafından dövülen velinin, bıçakla sınıfı basması ve son anda öğrenciler tarafından etkisiz hale getirilmesi, kız öğrenciye laf atma tartışması nedeniyle aynı okulun öğrencilerinin birbirlerine taş ve sopalarla saldırması, bir kız öğrenci ile emekliliği gelmiş bir öğretmenin kabul edilemez yakınlaşması gibi, hoş olmayan durumlar var okullarımızda…
Yine sigara ve alkol alan öğrenci sayısının her geçen gün artmasını ve okuldan kaçarak uygunsuz yerlerde takılan öğrencileri de, eğitim yuvalarımızdaki disiplinsizliklere örnek gösterebiliriz.
Eğitim Bir- Sen üyelerinin kılık kıyafet konusuna gösterdikleri ehemmiyeti, geleceğe hazırladıkları gençlere göstermelerini ve o yönde kafa yormalarının daha doğru olacağını kanaatindeyim.
Milli Eğitim Müdürlüğünün koltuklarında oturan müdür ve şube müdürlerimiz, eğitim başarımızın çıtasını yükseltmek adına çok önemli işlere imza atmış olabilirler. Ama ahlaki değerlerini yitiren ve yozlaşan bir nesil, tüm akademik başarıları gölgeleyecektir.
Bugün basın olarak kamuoyuna yansıtmadığımız, benim de üstün körü, okul ismi vermeden anlatmak istediğim sorunlar, ilçe kaymakamlığından milli eğitime müdürlüğüne, okul müdürlerinden öğrenci velilerine kadar herkesi aynı oranda sorumlu kılmaktadır.
Eğer okullardaki disiplinsizlikler ve başıboşluk bu haliyle devam ederse, eğitim yuvalarımızda daha acı olayların yaşanması kaçınılmazdır. Okullardaki idarecilerin dizginleri bir an önce eline almaları, sorunlu öğrencilerin problemlerini ilgili mercilere ileterek çözmeleri zaruridir.
