"İSTİKRAR TEK BAŞINA SÜRSÜN"

AK Parti Bursa Milletvekili ve 25. Dönem Milletvekili Adayı Hüseyin Şahin, istikrarın devamı için AK Parti`nin tek başına iktidar olması gerektiğini söyledi.

Seçim çalışmalarını sürdüren AK Parti Milletvekili Hüseyin Şahin, dün İnegöl Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaret etti. İTSO Başkanı Metin Anıl ve yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılanan Şahin, Türkiye`nin istikrarı için AK Parti iktidarının devam etmesi gerektiğine vurgu yaptı.

 KİMSEYLE KOALİSYON PAZARLIĞIMIZ YOK

Ziyarette konuşan Şahin, Bizim birileriyle koalisyon yapmak gibi bir talebimiz yok. Onunla koalisyon yaparız, bununla koalisyon yaparız gibi bir pazarlığımız da yok. Biz AK Partiyiz. Milletimizin bize tek başına görev vereceğine inanıyoruz. Geziyoruz, sahadayız, her türlü hizmetin içerisinde varız, aksayan yönler mutlaka olacaktır ama bunun tedavisi de, iyileştirmesi de AK Parti hükümetleri ve iktidarları tarafından yapılacaktır."dedi.

AK Parti Bursa Milletvekili ve 25. Dönem Milletvekili Adayı Hüseyin Şahin, beraberinde AK Parti İlçe Başkanı Adem Demirel, Belediye Meclis Üyeleri ve partililer ile birlikte İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Anıl, yönetim kurulu üyeleri ve oda üyelerini ziyaret ederek 7 Haziran Genel Seçimlerinde kendilerinin desteklerine talip olduklarını belirtti.

 EN DOĞRUYU SANDIK SÖYLEYECEK

Gerçekleştirilen ziyaret esnasında bir konuşma yapan İTSO Başkanı Metin Anıl, Siyasi partiler demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarıdır. Her işin bir harmanı vardır. Siyasetin de harmanı seçim önceleridir. Ülkemiz 7 Haziran'da bir seçime gidiyor. Yerel seçimler yapıldı, Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı, 7 Haziran'da da genel seçimler yapılacak. Bu 3 seçim Türkiye'nin geleceği için çok önemlidir. 2'si hayırlısıyla geçti, 3'üncüsü de hayırlısıyla bittikten sonra ülke dünyadaki bizim arzu ettiğimiz 10 büyük ekonomi olma yolunda emin adımlarla yürümeye devam edecek. 7 Haziran çok önemli. Milli iradenin sandığa yansıması adına çok önemli. Herkes bir şey söyleyecek ama en doğruyu sandık söyleyecek. Orada milli irade tecelli edecek. Biz de milli iradenin neticelerini iyi okuyacağız ve kendimize yeni stratejiler ve yeni yürüyüş yolları hazırlayacağız. Ne adına? Ülkenin kalkınması, büyümesi ve gelişmesi adına… Biz sanayici ve işadamları bunu yapacağız” dedi.

 VEKİLLİĞİ HAYIRLI OLSUN

İnegöl'ün parlamentoda en az 3 vekil ile temsil edilmesi gerektiği şeklinde geçmişte beyanatlarda bulunduğunu ifade eden Anıl, Bu benim gönlümden geçen. Bizim gönlümüzden geçen olmuyor. Siyasi partilerdeki İnegöllü arkadaşların sıralamalarına bakınca en şanslı olan bugün odamızı ziyaret eden Hüseyin Şahin arkadaşımız olarak ön plana çıkıyor. Buna da şükür. Hüseyin Şahin arkadaşımı kutluyor ve Allah kısmet ederse 2. çalışma döneminde başarılar diliyorum. Konumu itibariyle 2. dönem Bursa'nın, İnegöl'ün vekilliğini yapması konusunda hiçbir engel yoktur. Hayırlı ve uğurlu olsun” şeklinde konuştu.

 SİYASET ZOR ZANAAT

40 yıldır İnegöl'ün sosyal ve siyasi hayatının içerisinde olduğunu belirten Anıl, Siyaset zor zanaattır. Gerçekten çok zordur. Seçilmekle iş bitmez, seçildikten sonra o taahhütlerin yerine getirilmesi gece gündüz çalışılarak olur. Hele ki Bursa gibi İnegöl gibi hızla büyüyen, hızla gelişen, sorunları artarak yoluna devam eden yerleşim yerlerinde sorunların çözülmesi konusunda siyaset yapmak çok zordur, özveri ister, zaman ister. Allah kolaylık versin. Bizim bu manada İTSO olarak yapabileceğimiz ne varsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

 İNEGÖL ÜNİVERSİTESİ KONUSUNDA ŞAHİN'LE BERABERİZ

4 yıllık çalışma dönemi içerisinde İnegöl'de yapılan mega projelerde Hüseyin Şahin'in damgasının olduğunu aktaran Anıl, Gümrüğün kurulması konusunda, köprülü kavşakta, İnegöl'ün içme suyu barajı konusunda, 2. OSB konusunda ve daha aklıma gelmeyen bir sürü yatırımlar konusunda çalışmaları fevkalade yerinde ve özveri içerisindedir. Kendisine teşekkür ediyorum. İnegöl hızla göç alan, sanayileşen, buna paralel olarak sorunları olan bir yerleşim yeri ama İnegöl'ün bir şansı var, İnegöl insanı ortak aklı ortaya koyarak İnegöl'ün menfaatlerinin olduğu yerde hiç siyaset yapmayarak İnegöl'ün problemlerini hızlı bir şekilde çözüyor. Yeni çalışma döneminde yeni oluşacak parlamentoda Hüseyin Şahin arkadaşımızın olması konusunda bir sıkıntı yok. Bu İnegöl için bir şanstır. Bunu iyi değerlendirmek mecburiyetindeyiz. İnegöl'ün yüksekokuldan sonra fakülte, fakülteden sonra da bir üniversite ihtiyacı olduğu ve bu konuda çalışmalarının sürdüğünü memnuniyetle gördüm. Biz yeni dönemde İnegöl'e üniversite kazandırılması konusunda Hüseyin Şahin arkadaşımızla beraberiz. İnegöl'deki sosyal ve kültürel yapıyı değiştirecek en önemli yatırımlardan bir tanesi İnegöl'ün üniversiteye kavuşması olacak. Gümrüğün İnegöl'e gelmesinde büyük efor sarf etti ama şuanda gümrüğün olduğu yerde sıkıntı var, acilen yerinin değişmesi ve o sıkıntıların ortadan kaldırılması noktasındaki çalışmalarını biliyorum. Yatırımların hızlandırılması konusunda aciliyetimiz var. Bizden tam destek” dedi.

 YENİ FUAR ALANINDA YANIMIZDA OLACAKTIR

Mobilyacıların fevkalade bir çaba içerisinde çalıştıklarını dile getiren Anıl, Fuar alanlarımız yetersiz. Mayıs'ın 10'unda Mobilya AVM açılacak. Mobilya AVM'nin performansını gördükten sonra İnegöl'ün yeni bir fuar alanına ihtiyacı var mı yok muya karar verirsek, eğer ihtiyaç vardır kararını verirsek bu konuda Sayın Vekilimizin de bizimle beraber ter akıtacağı ve koşacağı kanaatindeyim” şeklinde konuştu.

 KALİTEMİZ TSE TARAFINDAN TESCİLLENMELİ

Mobilyacıların üretimlerinin testi adına TÜV Rheinland'ın İnegöl'e getirilmesi konusunda Genç İşadamları Derneği, İTSO, STK'lar ve İnegöl Belediyesi hep birlikte çalıştıklarını hatırlatan Anıl, TÜV Rheinland'ın İnegöl'e gelmesini sağlamıştık. Geçtiğimiz günlerde aradığını bulamadığı için İnegöl'ü terk ederek memleketine döndü. Israrla kalitemizin tescillenmesi adına TÜV Rheinland olmayabilir ama yerine birini koymamız lazım. Bu kurum TSE'dir. Bu konuda Sayın Vekilimizin desteklerini bekliyoruz. TSE'nin İnegöl'de mobilya test laboratuarının kurulması konusunda her türlü desteğe hazırız” diye konuştu.

 TALEP BULUNURSA TEKNOPARK ÇALIŞMALARI SÜRECEK

Teknopark konusunda çalışmalar başlattıklarını hatırlatan Anıl, Teknopark, İnegöl'de üniversite-sanayici işbirliğinin hayata geçirilmesi adına yapılacak bir yatırımdır. Bununla alakalı fizibilite çalışmaları BEBKA desteği ile bitirildi. Fizibilitenin sonuç raporunda İnegöl'ün bir teknoparka ihtiyacı olduğunu gördük. Bu konu ile alakalı arkadaşlarımızdan bir talep bulursak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Vekilimizden de o zaman destek isteyeceğiz” ifadelerini kullandı.

 İTSO BENİM EVİM

Son olarak söz alan AK Parti Bursa Milletvekili ve 25. Dönem Milletvekili Adayı Hüseyin Şahin, İTSO'da 9 yıl meclis üyeliği yaptım. Burada bulunmayı her zaman kendime keyif saydım. Kendimi en rahat hissettiğim yerlerden birisi burasıdır. Kendimi evimde gibi hissediyorum. İTSO'nun İnegöl'ümüze kazandırdıkları saymakla bitmez. Birçok destek sağladılar. Bunların artarak devam edeceğine inanıyorum. Kurumumuz güçlü, kararlı ve kimliği olan bir kurumdur. İTSO, varlığıyla İnegöl'ün şimdiye kadar en büyük yatırımları olan 1. OSB, 2. OSB ve üniversite fakültelerinin ve İMYO'nun açılması gibi birçok sosyal olayda aktif olarak yer almış ve ekonominin İnegöl'de yönlendirilmesinde önemli bir paydaş olmuştur. Bunun böyle devam etmesini arzu ediyorum. Kurum içinden gelen biri olarak nerede olmamı istiyorsanız orada olacağım” dedi.

 ŞAHİN, SİYASİ GEÇMİŞE PARMAK BASTI

6 hafta sonra yaşanacak olan Genel Seçimi hatırlatarak konuşmasını sürdüren Şahin, Cumhuriyet kurulduğundan bu yana 25. kez parlamento seçimleri yapılacak. Darbe dönemleri haricinde parlamento devamlı açık oldu. Parlamentonun açık olduğu, demokratik kuralların işlediği ve bu süreç içerisinde iktidarların tek başına yönetildiği hükümetler oluşturulduğu dönemde Türkiye'miz çok büyük ilerlemeler kaydetmiş ve ekonomik, sosyal, kültürel, dış politika, siyasal alanlarda ütün başarılara imza atmıştır. Çok partili hayata 46'da geçtik. O dönem açık oy, gizli tasrif yapılan dönemlerdi. 50'de de gizli oy, açık tasrife geçişle birlikte ‘Yeter söz milletindir' anlayışıyla milletin Demokrat Parti'ye iktidar vermesiyle başladı. 3 kez üst üste rahmetli Başvekilimiz Adnan Menderes Türkiye'de hükümet etti. Başına hiç tasvip etmediğimiz, darbelerin başlangıç sürecini başlatacak 27 Mayıs ihtilalı geldi ve sonra da Bakanlarımızla birlikte onun ahrete intikalini yaşadık. O dönem Türkiye'de ekonomik büyümenin olağanca hızıyla ilerlediği merkez bankası rezervlerinin 1950 ile 1960 yılları arasında 3-4 katı arttığı dönemlerdir. Sonra darbe dönemi, milli birlik komitesi dönemi ve zorlama bir iktidar, 65 yılında yeniden bir seçim ve tekrar DP ruhunun Adalet Parti adı altında millete kendini beyan etmesi ve yeniden tek başına iktidara gelmesi… 65-71 yılları arasında Türkiye'nin yeniden sıçramaya geçmesi, ekonomik büyümesini yukarıya doğru götürmesi, merkez bankası rezervlerinin 5 yıllık süreçte azalmadan sonra yukarıya doğru gitmesi, çok büyük yatırımların bu dönemde gerçekleştirilmesi süreçlerini yaşadık. Bu sürece 12 Mart muhtırasıyla bir nokta kurulması, teknokrat hükümetleri, koalisyonlar ve darbe… Türkiye'nin tarihinin geriye gidişinin başladığı, 1 ilerleyip 2 gerilemeye başladığımız dönem, anarşi dönemi… Millet daha sonra sandık benim elimde, oy pusulası da benim elimde diyerek rahmetli Özal'ı iktidara getirdi. 8 yıllık büyük bir hızlı büyüme süreci, dış ve iç politikada başarılar… 91-2002 yılları arasında tekrar koalisyonlara mahkûm olduk. Hele ki son 3 yılında 3'lü koalisyon hükümetinin çok büyük ekonomik başarısızlıkları, siyasi çalkantıları yaşandı. 3 Kasım 2002'de yeni bir süreç başladı. 50'de de 83'te de 65'te de 2002'de de bu aziz millet ‘Ben daha iyi bilirim' dedi, yeni kurulmuş bir partiye hükümet etme görevi verdi. Demokrasi kendi rayı içerisinde sistemi doğrulaştırdı ve hükümetimizin başına birçok hadise geldi. Darbe planlarına maruz kaldık, 27 Nisan'da e-muhtıraya maruz kaldık. İktidara ‘Siz Cumhurbaşkanı seçemezsiniz' mesajı verildi. Milletten vize almış Başbakanın daha önceki süreçlerin aksine ‘Siz benim memurumsunuz. Bunu yapamazsınız' diyişiyle Türkiye'de yeni bir süreç başlamıştır. Bugün o sürecin 8. senesi.  Hemen akabinde Başbakanımız erken seçim ilan ederek 34 ile geldiğimiz iktidar sürecine 47 ile geldik. 2008 global krizi meydana geldi, biraz küçüldük ama çabuk atlattık. 2011'de 50 ile iktidara geldik. 7 Şubat'ta MİT müsteşarına mahkeme celbi gönderilmesiyle başka bir vesayet anlayışının demokrasi üzerinde teessüs etmesini yaşadık. 17-25 Aralık'ta bu başka bir şekilde zuhur etti. Gezi parkı hadiselerini yaşadık. 12,5 yıl iktidar olduk, çok şeyi başardık. Ekonomimizi 230 milyar dolardan aldık bugün 820 milyar dolarlık bir ekonomiye sahibiz. 2002'de dünyanın en büyük şirketinin cirosu Türkiye'nin GSMH'sının 2 katı ekonomiye sahipti. Çok şükür bugün aldığımız noktanın 3,5 katına getirdik bu arada dünyanın en büyük şirketi hala aynı seviyede. Şirketler daha hızlı büyürlerken onlardan da hızlı büyüme gösterdik” şeklide konuştu.

 DEMOKRATİK BİR SİSTEMİMİZ OLACAKTI…

Vesayet anlayışı 82 anayasasına konmamış olsaydı, vesayetin kendine taban bulduğu bazı kurumlar demokratik olarak, hükümet olarak iş başına gelmiş siyasetin üzerinde kendilerini demokrasinin kılıcı gibi hissettirmeselerdi ve bazı yaptırımlarda bulunmasalardı bugün 1 trilyon dolar GSMH'mız olacaktı” diyerek sözlerine devam eden Şahin, Demokratik bir sistemimiz olacaktı. Bu bize ekonomide, siyasette, dış politikada, sosyal ve kültürel alanda, sportif anlamda birçok başarıları da getirecekti. Dünyada demokrasisi tekâmül etmiş bütün ülkeler bu başarıları en üst seviyede yaşamaktalar” diye konuştu.

 EL BİRLİĞİYLE YENİ TÜRKİYE'Yİ OLUŞTURALIM

Yeni bir Türkiye'nin arifesinde olduklarını aktaran Şahin, Sizden destek istiyoruz. El birliğiyle yeni Türkiye'yi oluşturalım. Bizden sonra gelen nesiller bize; ‘Türkiye'de bir nesil gelmiş, 2015 yılında yapılan seçimlerle iktidara gelen hükümete demokratik Türkiye'yi bütün kurumlarıyla işletecek bir anayasa yapma görevini vermiş' desinler. 1960 yılında Menderes'in darbeye maruz kaldığı dönemde halkımızın bilinç noksanlığından, böyle kurumların kendine kazandırdığı tecrübe birikiminden yoksun olmasından dolayı darbeye dur diyemediği inancındayım. Keşke o bilinç olsaydı, o gün dur denseydi. Bugün Türkiye bulunduğu noktadan düşünemeyeceğimiz bile çok ileri noktalarda olurdu. Bugün o gün. Bugün demokratik kurumların yeniden işletilmesi, gelişmiş batı normlarında demokrasinin bütün nimetlerinin insanımıza yaşatılacağı yeni anayasanın arifesindeyiz. Herkesin içinde kendini eşit bulduğu bir demokrasiden bahsediyoruz. Bu eşitliğin üst sağlayıcısı siyaset kurumudur. Bugün ben bir siyasi parti adına buradayım, yarın başka arkadaşlarımız başka siyasi partiler adına burada bulunacaklar. Bulunmaları kadar güzel bir şey yok. Bunu ülke milli menfaatleri doğrultusunda yapanlar için bunu söylüyorum. Hepimizin üst yapı normunda daha ileriye, daha büyük Türkiye'yi, daha gelişmiş Türkiye'yi anayasamızdan da vesayetçi anlayışların atıldığı yeni Türkiye'nin oluşturulmasının arifesindeyiz. Bunu gittiğimiz her yerde toplumumuza anlatacağız. Başkanlık sistemini içine koyarız, halkımıza sorarız, kabul ederlerse uygularız etmezlerse uygulamayız. AK Parti olarak dayatmacı bir anlayışımız asla olmaz. Demokratik kuralların ve kurumların işleyişinin teminatı olacak bir anayasaya ihtiyacımız var. Bugün 82 yılında yüzde 92,5 oyla kabul edilmiş anayasa Türkiye'ye dar gelmektedir ve bu bedeni sıkmaktadır. Yapılacak icrai, siyasi, dış politika faaliyetlerinin bizim üstümüzde gördüğümüz demokratik ülkeler açısında ilerlememize, onlara yetişmemize imkân sağlamıyor. Bunu toplumumuza iletmek istiyoruz. Bunun ne kadar elzem olduğunu geçmişteki acı tecrübelerden bir daha yaşamamamız gerektiği anlayışıyla söylüyorum” ifadelerini kullandı.

 TSE'NİN ARZUSU VAR

TÜV Rheinland konusunun işlemediğini belirten Şahin, Orası bir özel kuruluş. Ben bir milletvekiliyim, ticari bir konseptte değilim. Bu konuda arkadaşlarımız bize irtibat sağlarlarsa ben TSE ile rahatlıkla TÜV Rheinland'ı görüştürebilirim. Burada bir mobilya test laboratuarı yapmak konusunda TSE'nin arzusu var. Belki de geliştirip başka ürünler de test edilebilir. Bana düşen bir görevde TSE de bu konuyu biliyor. Benden herkes bu konuda elinden tutup götürmemi bekliyor. Özel sektör. Özel sektörün elinden tutunca başınıza ne geleceğinizi bilemezsiniz ama işin içerisinde paydaşlar olduğu zaman başarıyı yakalarsınız. Bana sadece ittirmek kalıyor. Kurum burada, kapatmış müessese burada, işin paydaşları burada, arzumuz da budur. Bize bunu bütünleyip siyasi baskıyı yapmak kalıyor. Bu konuda adım atarsak başaracağımız inancındayım. Bir takım görüşmeleri yaptım. TÜV Rheinland'a giderek ‘Bunu TSE'ye devreder misiniz?' diyemem, böyle bir yetkim yok. Ama kamuya hizmet ettiği için kamunun temsilcisi olan sizler gelirseniz bu işi rahatlıkla yaparız. Bu konuda bir takım hazırlıklarımız var. Allah nasip ederse başarırız” dedi.

 İSTİKRARIN TEK BAŞINA SÜRMESİ İÇİN DESTEK İSTİYORUZ

AK Parti olarak destek istediklerini belirten Şahin, İstikrarın tek başına sürmesi, bu süreç içerisinde Türkiye'nin büyümesi noktasında sizden tekrar destek istiyoruz, oylarınızı istiyoruz ve buna talibiz. Bizim birileriyle koalisyon yapmak gibi bir talebimiz yok. Onunla koalisyon yaparız, bununla koalisyon yaparız gibi bir pazarlığımız da yok. Biz AK Partiyiz. Milletimizin bize tek başına görev vereceğine inanıyoruz. Geziyoruz, sahadayız, her türlü hizmetin içerisinde varız, aksayan yönler mutlaka olacaktır ama bunun tedavisi de, iyileştirmesi de AK Parti hükümetleri ve iktidarları tarafından yapılacaktır. Bunun bilincindeyiz. İnşallah 8 Haziran'da istikrarın sürdüğü, Türkiye'nin büyümeye devam ettiği, işadamlarımızın ekonomik kâbuslar görmediği, 10 büyük ülke hedefi içerisinde hızla ilerleyen bir Türkiye'nin kurulduğu günde yeniden buluşmak dileğiyle”dedi.

 HBR: Onurhan BAYRAKTAR



  • BIST 100

    10003,58%0,89
  • DOLAR

    32,36% -0,24
  • EURO

    34,75% 0,04
  • GRAM ALTIN

    2438,41% 0,00
  • Ç. ALTIN

    3954,35% -0,68