KURBAN KESECEKLER BUNLARI SÖYLEMESİN...

KURBAN KESECEKLER BUNLARI SÖYLEMESİN...

İlçe Müftüsü Bayram Canbey, kişilerin aldıkları kurbanın büyüklüğünü, etinin iyiliğini sağda solda överek konuşmalarının ahlaki olmadığını dile getirdi.

 

 

İlçe Müftüsü Bayram Canbey, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.

 

VÜCUT AZALARI TAM OLMALI

Kurban alırken öncelikle hayvanın sağlıklı olmasına dikkat edilmesi gerektiğini belirterek konuşmasına başlayan İlçe Müftüsü Bayram Canbey, “Vücut azalarından herhangi birisinin eksik olması kurban olmasına engeldir. Gözünün kör olması, kulaklarının düşmüş olması hatta dişi hayvanlar için memelerinin düşmüş olması, boynuzlarının kırık olması, hasta görünümlü olması gibi böyle noksanlıklar kurban olmasına manidir. Bunların dışında sağlıklı olduğuna kanaat getirilen hayvanların kurban edilmesi lazımdır. Azaların tam olmasına dikkat edilerek kurban alınması lazım. Küçükbaş hayvanlarda 1 yaşını doldurmuş olması yeterlidir ama büyükbaş hayvanlarda 2 yaşını doldurmuş olma şartı vardır. 2 yıl özellikle aranmalıdır. Hatta bu hayvanlar alınırken veya satıcılar tarafından pazara sürülürken gebe olup olmadıkları araştırılmalıdır. Doğum yapacak olan, karnında yavrusu bulunan bir kurbanlığı pazara sürmek doğru değildir. Bir insanın da bunu fark ederek, bilerek alması da uygun değildir. Niye? Bir kurban kesiyoruz ama onun yavrusunu da katletmiş gibi bir pozisyona düşmüş olabiliriz. Bundan dolayı caiz değildir. Küçükbaş hayvanlar 1 kişi için kesilebilir ancak büyükbaş hayvanlar 7 kişiye kadar kurban edilebilir” dedi.

 

ÜZERİNE VACİP DEĞİLSE OLABİLİR

‘Kurbanı bu sene kendime gelecek sene hanımıma keseceğim’ şeklindeki söylemlerin halk arasında çokça duyulduğunun hatırlatılması üzerine konuşan Bayram Canbey, “Belli nisap miktarları vardır. Bunlara sahip olan insanların kurban kesmesi, fıtır sadakası vermesi gerekir ama bizim toplumumuzda şöyle bir şey vardır; ‘Kurban Bayramı’nda ne yapayım edeyim bir kurban alıp keseyim, çoluk çocuğumu başkasının eline baktırmayayım’ veya ‘Evimizde bir kurban kesilsin’. Böyle bir maddi imkân var mıdır konusunu dikkate almadan borç ile bir kurban alıp evinde kesiyor. Bir aile böyle üzerlerine vacip olmayan bir kurbanı kesiyorsa evet olabilir, 1 sene beyine kesiliyorsa ertesi sene hanımıma kesilebilir ama zenginliğinden dolayı kurban kesiyorsa kim zengin ise onun adına o kurbanın kesilmesi lazım. Erkek zengin ise kurban ona kesilmesi lazım. Bunun yanında hanımının da belli miktarda altını, ziyneti, eşyaları, parası vardır. Bunlar nisap miktarını aşıyorsa kadının da erkeğin de kurban kesmeleri gerekir. Ama üzerlerine vacip olacak kadar imkânları olmayıp da kurban kesenler bir sene kendisine bir sene de hanımına kurban kesebilir. Onun ölçüsü sadece ve sadece zenginlik ölçüsüdür. O mal varsa kim zenginse onun kurban kesmesi gerekir ama o ölçüde bir mal varlığına sahip değilse o zaman erkek veya kadın herhangi birine kesebilirler” şeklinde konuştu.

 

AHLAKİ DEĞİL

Kişilerin aldıkları kurbanın büyüklüğünü, etini sağda solda överek konuşmasının çok doğru bir değerlendirme olmadığını aktaran Canbey, “Onu hepimiz gayri ihtiyari iyi çıktı gibi konuşuyoruz ama biz eti için almıyoruz o kurbanı. Eti için kesmiyoruz. Allah rızası için kesiyoruz, kanını akıtıyoruz. Dolayısı ile yaptığınız kurbanın yağlı olması, etinin fazla olması, eksik olması hiç önemli değil. Tabi güçlü kuvvetli bir hayvan alınır kesilirse güzel olur zayıf bir hayvan kesilirse farklı olur. Bu anlamda değerlendirilirse belki bir derece öyle düşünülebilir ama öbür türlü etine takılıp, gösterişe takılıp konuşmak çok ahlaki değil” diye konuştu.

 

KURBAN ETİ KİMLERE DAĞITILIR?

Kurban etinin dağıtımı ile ilgili konuşan Canbey, “Peygamberimiz Müslümanların daha fakir olduğu dönemlerde ‘3 günden fazla evinizde kurban eti bulundurmayın’ şeklide bir uygulaması olmuş. Yani kesin, yiyebileceğinizi yiyin, komşularınıza, fakir fukaraya dağıtın’ demiş. Ama ilerleyen yıllarda Müslümanların durumları daha iyi noktaya geldiği zaman da ‘Kurbanı 3’e taksim edin. Bir kısmını kendi aile fertlerinize ayırın. Bir kısmını dostlarınıza ayırın. Bir kısmını da fakir, fukaraya dağıtın’ diye tavsiyesi olmuş. Biz bugün bunu dikkate alabiliriz. Pek çok insanımızın Allah’a şükür hali vakti yerinde. İstediği zaman et alabiliyor. Bunun yanında çevremizde fakir fukara varsa bir kısmını kesinlikle onlara dağıtmak durumundayız. Hatta vekâleten kurban kesim kampanyaları var. Vekâleten kurbanımızı birine burada kestirebildiğimiz gibi bir başkasına da başka bir yerde kesilmek şartı ile vekâlet verebiliyoruz. Bu anlamda evimizde birkaç tane kurban kesiliyorsa 1 tanesinin başka bir yerde kestirilmesi için vekâlet vermemiz daha uygun olur. Çünkü çevremizdeki insanlara kestiğiniz kurbandan takdim edebiliriz ama gerek ülkemizde gerekse ülkemizin dışında Suriye’de, Gazze’de, Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da, Afrika’da, Somali’de pek çok fakir insan var. Özellikle onlara kurban bayramında İslam’ın böyle bir emri gereği kesilen hayvanların etlerinden takdim edilmesi çok ayrı bir anlam ifade ediyor. Yüce Rabbimizin de hoşuna gidebilecek güzel bir davranış. Çünkü Müslüman kardeşlerimizi uzak da olsa görmesek de tanımasak da bilmesek de Allah rızası için onları tercih etmiş oluyoruz. Dolayısı ile onlara da ulaştırabiliriz. Bu şekilde kurbanlarımızın başka yerde kesilmeleri için vekâlet verebiliriz. Bu anlamda Türkiye Diyanet Vakfı’nın devam eden kurban bağış kampanyaları var. Bayram öncesi arefe günü mesai bitimine kadar vatandaşlarımız bankalara, müftülüğe veya cami görevlerimize paraları yatırabiliyorlar. Bu manada kurban bağış makbuzlarını alıyorlar. Böyle bir kampanya var. Hatta aile fertleri kalabalıksa ve imkânları kısıtlı ise tamamen kendi aile fertleri içerisinde bunu tüketebilirler. O da caizdir” ifadelerini kullandı.



  • BIST 100

    10276,88%0,67
  • DOLAR

    32,34% -0,07
  • EURO

    34,74% 0,06
  • GRAM ALTIN

    2390,37% -0,26
  • Ç. ALTIN

    3880,65% 0,07