MESCİD-İ AKSA KUŞATMA ALTINDA...

MESCİD-İ AKSA KUŞATMA ALTINDA...

Allah Resulü`nün ümmete emaneti Müslümanların ilk kıblesi Mescidi Aksa günlerdir kuşatma altında. Ümmet ise suskun ve çaresiz bekliyor...

 

Müslümanların ilk kıblesi Kudüs`teki Mescid`i Aksa İsrail askerleri tarafından günlerdir kuşatma altında. Müslümanları kutsal mabede yaklaştırmayan ve ibadet etmesine fırsat vermeyen Siyonist İsrail devletine şuana kadar herhangi bir tepki verilmiş değil.

ÜMMETİ MUHAMMED NEREDE

İslâmî değerlere her platformda sahip çıkarak öncülük eden, dünya Müslümanlarının dertleriyle dertlenen İnegöl`de ki sivil toplum kuruluşlarının, Siyonist İsrail askerlerinin kuşatma altına aldığı Mescidi Aksa konusunda ki sessizliği ise hayret uyandırıyor.

Yine Filistin davasının yılmaz savunucu Saadet Partisi`nin İnegöl`deki yetkilileri de, Kudüs`te yaşanan kuşatmaya herhangi bir tepki vermiş değil.

Dünya lideri olarak telâffuz edilen, her fırsatta İsrail`e meydan okuyan, `one minute` çıkışıyla takdir toplayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın, İsrail`in bu insanlık dışı uygulamasına çıkıp tek bir kelâm etmemesi de şaşkınlıkla karşılanıyor.

MESCİDİ AKSA NEDEN ÖNEMLİ

Kudüs, İslam`da özel bir yere ve kudsiyete sahiptir. Zaten adı da kudsiyetine işaret eder. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa`yı bağrında barındırması ve Resulullah (s.a.s.)`ın isra ve miraç mucizesine şahid olması bu üstünlüğünün sebeplerinin başında gelir. Yüce Allah, Kur`anı Kerim`de şöyle buyurur: "Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescidi Haram`dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa`ya yürütenin şanı pek yücedir." (İsra, 17/1) Burada dikkat edilirse Mescidi Aksa`dan "çevresini mübarek kıldığımız" şeklinde söz edilmektedir. Mescidi Aksa`nın çevresi ise başta Kudüs sonra diğer Filistin topraklarıdır.

KUDÜS BİR İSLÂM ŞEHRİDİR

Kudüs kurulduğu günden buyana vahyi, ilahi tebliği ve peygamberlik müessesesini temsil etmiştir. Dolayısıyla burası kurulduğu günden beri bir İslam şehridir. Çok sayıda peygamber hayatlarının en azından bir bölümünü bu şehirde geçirmiştir. Son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.) de miraca yükseltilirken Kudüs`e kadar getirilmiş ve oradan göklere çıkarılmıştı. Allah dileseydi onu Mekke`den de göklere yükseltebilirdi. Ancak isra ve mirac olayında Hz. Peygamber (s.a.s.)`e refakat eden Cebrail (a.s.)`in onu önce Kudüs`e getirmesi sonra göklere yükseltmesi bu şehrin taşıdığı mana ve önem dolayısıylaydı. Yüce Allah son peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s.)`in Kudüs`ü ziyaret etmesini ve bu peygamberler şehrindeki ilahi ayetlere şahid olmasını dilemişti.

Kudüs Allah tarafından mübarek kılındığı bildirilen bir şehir olmasının yanı sıra peygamberler şehri olması itibariyle de İslam`da ayrı bir yere sahiptir. Çünkü İslam yani tevhid dini Hz. Adem (a.s.)`den buyana bütün peygamberlerin ortak dinidir. Yüce Allah bütün peygamberlerin insanlara aynı gerçeği tebliğ ettikleri konusunda şöyle buyurmaktadır: "Sana söylenen senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka bir şey değildir." (Fussilet, 41/43) İslam vahiy dinidir, Kudüs de vahyi sembolize etmektedir.

 

Bilindiği üzere peygamberlere onların soyundan gelinmek suretiyle değil onların insanlığa tebliğ ettikleri ilkelere sahip çıkmakla, onların yolundan gitmekle varis olunur. Çünkü onlar Allah`ın kendilerine vahyettiği yüce kitaplardan ve bu kitapların taşıdığı ulvi mesajlardan başka bir şeyi miras bırakmazlar. Bundan dolayıdır ki, peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed (a.s.)`in devam ettirdiği hanif dinde peygamberler şehri Kudüs`ün ayrı bir yeri vardır.

Kudüs Hz. İbrahim (a.s.)`in hanif dinini ve vahiy kültürünün temel dinamiği niteliğindeki tevhid inancını temsil eden kutsal bir şehir olduğundan bu şehrin gerçek sahipleri de "iman edenler"dir. Kur`an-ı Kerim, peygamberlerin gerçek varislerinin ancak tevhid inancına sahip ve hanif dine mensup olan mü`minler olduğunu çeşitli vesilelerle vurgulamaktadır. Örneğin bir ayeti kerimede şöyle buyurulur: "Şüphesiz insanların İbrahim`e en yakın olanları ona uyanlar, bu peygamber ve iman edenlerdir." (Ali İmran, 3/68) Bunun sebebi ise İbrahim (a.s.)`ın hanif bir Müslüman olmasıdır. "İbrahim ne bir yahudi ne de bir hıristiyandı. Ancak o dosdoğru çizgideki bir Müslümandı. O, müşriklerden de değildi." (Ali İmran, 3/67) Bu diğer bütün peygamberler için de geçerlidir. Nitekim İbrahim (a.s.)`ın ve onun torunu olan aynı zamanda İsrail oğullarının atası olarak bilinen ve Kur`an-ı Kerim`de iki yerde adı "İsrail" olarak anılan (Bkz. Ali İmran, 3/93, Meryem, 19/58) Hz. Ya`kub (a.s.)`un oğullarına tavsiyesi hakkında şöyle buyurulur: "İbrahim, oğullarına da bunu tavsiye etti. Ya`kub da aynı tavsiyede bulunarak şöyle dedi: "Ey oğullarım! Allah sizin için bu dini seçti. Artık ancak Müslüman kimseler olarak ölün." (Bakara, 2/132) Sonuç itibariyle Kudüs bir peygamberler şehri ve hanif dinin sembolüdür. Dolayısıyla oranın gerçek sahipleri de peygamberlerin gerçek varisleri ve hanif dinin mensupları olan mü`minlerdir.

Siyonistler yahudileri Kudüs topraklarına toplayabilmek için ellerindeki Muharref Tevrat`tan çıkardıkları birtakım uyduruk hikayeleri sonuna kadar değerlendirmeye çalışıyorlar. Oysa Müslümanların, vahyedildiği gibi muhafaza edilen Kur`an-ı Kerim`deki ilkelere yapışmakta ve bu ilkelerin ışığında Kudüs üzerindeki haklarına sahip çıkmakta çok daha kararlı olmaları gerekir.

KUDÜS`E MÜSLÜMANLAR SAHİP ÇIKMALIDIR

Yüce Allah, Kur`an-ı Kerim`de şöyle buyuruyor: "Allah`ın mescidlerini ancak Allah`a ve ahiret gününe iman eden, namazı kılan, zekatı veren ve Allah`tan başkasından korkmayan kimseler onarabilir. İşte bunlar doğru yola erenlerden olabilirler." (Tevbe, 9/18) Yani Allah`ın kutsal kıldığı mekanlara ve mabedlere sahip çıkacak olanlar takva sahibi mü`minlerdir. Başkalarından bu konuda bir duyarlılık bekleyemeyiz. Ancak uluslararası güçlerin öne sürdüğü yapay kahramanları da gerçek kimlikleriyle tanımamız, onların ne gibi dümenler çevirdiğini bilmemiz gerekiyor. Aksi takdirde onların ihanetlerini bize siyasi birtakım hesaplar gibi yutturabilirler. Nitekim Müslümanların son yüzyılda başlarına gelenler hep, ihanet için özel olarak yetiştirilen yapay kahramanları gerçek kimlikleriyle tanıyamamalarından kaynaklanmıştır.

KUDÜS DAVASI BÜTÜN MÜSLÜMANLARIN DAVALARIDIR

Kudüs ve Filistin davası sadece Filistinlilerin veya Arapların değil bütün Müslümanların davasıdır. Bugün Filistin topraklarında o toprakların bağımsızlığı, Kudüs`ün ve Mescidi Aksa`nın kurtarılması için mücadele eden bir tek kişi olmasa bile Müslümanların yine de bu davaya sahip çıkmaları gerekir. Nitekim Salahuddini Eyyubi, Kudüs`ü ve Mescidi Aksa`yı bu inanç ve şuurla haçlılardan kurtarmıştı. Onun haçlı işgalini içine sindirememesi ve o kutsal mekanlar için uykularının kaçması bir Filistinli ya da Arap olmasından değil Müslüman olmasından kaynaklanıyordu. Onun zamanında haçlıların işgali altındaki yerlerde herhangi bir fiili mücadele olmamasına rağmen Salahuddini Eyyubi yine de harekete geçmiş ve işgale son vermişti. Bugün Allah`a şükür o topraklarda bir bağımsızlık mücadelesi var. Ama ne yazık ki, başka yerlerde yaşayan Müslümanlar onların mücadelelerini sahiplenmekten bile çekiniyorlar. Hala birçokları Filistin ve Kudüs meselesine bir Arap meselesi olarak bakıyor. Artık bu düşüncenin değişmesi ve "ben Müslümanım" diyen herkesin o kutsal mekânların bağımsızlığı için sürdürülen mücadeleye destek vermesi gerekir.

Kutsal Kudüs şehri tarihte olduğu gibi günümüzde de Müslümanların bir aynası niteliği taşımaktadır. Dolayısıyla bu mukaddes şehrin ve o şehrin bağrında barındırdığı kutsal mirasın siyonistlerin işgali altında olmasından bütün Müslümanların rahatsız olması gerekir. İman hassasiyeti taşıyan her Müslüman, Yüce Allah`ın mübarek kıldığını bildirdiği mekanların yeniden İslami kimliğine kavuşmasında kendinin de mutlaka bir sorumluluğunun olduğunu bilmelidir.

KUDÜS`TEKİ İSLÂMÎ MİRAS

İslam bütün peygamberlerin ortak dini olduğuna göre Kudüs`teki eski peygamberlerden kalma eserlerin tümü İslami mirastır. Bu kutsal miras, Kudüs`ün Hz. Muhammed (s.a.s.)`in kurduğu İslam devletinin orduları tarafından fethedilmesinden sonra bir hayli zenginleştirilmiştir. 1517`de Kudüs`ü Memlükler`den alan Osmanlılar da bu şehirde zengin bir İslami miras bırakmışlardır. Kudüs`teki İslami mirastan söz edilince ilk akla gelecek eser şüphesiz Mescidi Aksa`dır



  • BIST 100

    10276,88%0,67
  • DOLAR

    32,34% -0,07
  • EURO

    34,74% 0,06
  • GRAM ALTIN

    2390,37% -0,26
  • Ç. ALTIN

    3880,65% 0,07