MUTLU AİLEDE İLETİŞİMİN GÜCÜ

İnegöl Rehber Eğitim ve Kültür Derneği (Rehberder) ve İnegöl Belediyesi işbirliğinde önceki akşam ‘Mutlu Bir Ailede İletişimin Gücü’ konulu konferans düzenlendi. Sani Konukoğlu Konferans Salonunda düzenlenen ve vatandaşların da yoğun ilgi gösterdiği konferansa konuşmacı olarak ise eğitimci yazar Sebahattin Yaylamaz katıldı.

İLGİ OLMADAN BİLGİ OLMUYOR

Konferans öncesi bir konuşma yapan Rehberder Başkanı Metin Tahirler, bilgi çağında olduğumuzu söyledi. “Bilgi kelimesi beş harften oluşuyor. Bunun 4 harfi ‘ilgi’” diyen Tahirler; “Bizler Rehber Eğitim Derneği olarak gençlerle yapmış olduğumuz çalışmalarda bilginin öncesinde ilgiye de önem duyuyoruz. İlgi olmayınca maalesef bilgi de olmuyor. Bu akşamki programımızda konumuz çocuk gelişiminde etkili anne-babalık. Biz velilerin de eğitime ihtiyacı var. Bu konuda alanında uzman olan Sebahattin Yaylamaz hocamız bizlere ‘Mutlu Bir Ailede İletişimin Gücü’ adlı konferansı verecek” dedi.

İNSAN BEYNİNİN YÜZDE 1’İ BİLİNÇ ÜSTÜ, YÜZDE 99’U BİLİNÇALTIDIR

Konferansın konuşmacısı eğitimci yazar Sebahattin Yaylamaz ise, konferansa gösterilen ilgiden dolayı memnun kaldığını belirtti. Yaylamaz, Hipokratın tıp doktorlarına öncelikle hastalıkların arkasındaki nedenleri öğrenmeleri gerektiğini söylediğini kaydederek; “Biz ise sorunlarla ilgileniriz, ama sorunların arkasındaki ile ilgilenmeyiz. Perdenin önünde ne varsa onu görürüz, ama perdenin arkasına bakmayız. Gerçek sorunların nedenleri perdenin arkasındadır. İnsanın sağlıklı ve sağlıksız halleri arasında bir patolojik çizgi vardır. Ruhsal açıdan sıkıntıya girerseniz patolojik çizgiye gelmiş olursunuz. Ne yazık ki bana gelen insanların büyük çoğunluğu o patolojik çizgide bulunuyor. İnsanların beyninin yüzde 1’i bilinç üstü, geri kalan yüzde 99’u bilinçaltıdır. Bir bilgisayarın hard diski insanın bilinçaltıdır. İnsan bir şeye karar verir, ama bilinçaltı müsaade etmediği takdirde devamını getiremez. Örneğin, insan bilinç üstünde sigarayı bırakmaya karar verir fakat bilinçaltı buna müsaade etmez. Bazı kadınlar evin tozunu halının altına süpürürler. Ev ne kadar temiz gözükse de aslında pisliği evden gitmemiştir. İşte bilinçaltı da böyledir. Siz sorunlarınızı bilinçaltına süpürürsünüz. Biliyorsunuz ki 1994 yılında Ümraniye çöplüğü patlamıştı. Bunun sebebi oradaki çöplerin meydana getirdiği gazların tahliye edilmemesiydi. İşte insanın bilinçaltı da böyledir. Sorunlarınızı tahliye etmek yerine bilinçaltına atarsanız, o sorunlar birikerek aynı o patlama gibi patlama meydana getirir. Bu yüzden sorunlarımızı eşimizle paylaşmalı ve çözümler üretmeliyiz. Bu şekilde içimizdeki sıkıntıları tahliye etmeliyiz. Eğer sorunlarımızı içimize atmaya devam edersek kendimiz için büyük tehlike oluşturabiliriz” dedi.

0-10 YAŞ ARASI YAŞANANLAR, 30 YAŞINDAN SONRA PROBLEM OLUYOR

Sebahattin Yaylamaz, çocukken öğrenilen ilimin taşa yazmak, yaşlıyken öğrenilen ilimin ise suya yazmak gibi olduğuna vurgu yaparak, “Bilinçaltı herkesin özel anayasa merkezidir. Ve bu anayasa 0-10 yaş arasında oluşuyor. Çocuk eğitimi anne karnından da önce başlar. 0-10 yaş arası yaşadığı problemler insanın 30 yaştan sonra karşısına çıkmaya başlıyor. Şu an insanların yaşadığı problemlerin ana nedeni 0-10 yaş arasında yaşadıklarıdır” diye konuştu.