NEDEN BÖYLE

NEDEN BÖYLE

HERKES İÇİN-Av. Nilay PARLAR ATEŞ`İN KÖŞE YAZISI

Artık akşam haberleri izlemek, gazete okumak içimden gelmez oldu. Hemen hemen her gün yitirdiğimiz canlarımızın haberlerini görmek yüreğimi dağlıyor, bir şey yapamamanın verdiği çaresizlik ise çok da kötü.

            Bir şeyler yapması gereken birileri var. Hükümet mensupları, iktidar partisi. Ancak yitirdiğimiz canlarımız için “birkaç Mehmet” yakıştırmasını yapanlardan, “askerlik yan gelip yatma yeri değil” diyenlerden, “terörü konuşup onlara prim veriyorsunuz”, “PKK artık kendi kuyusunu kazıyor, son demlerini yaşıyor” diyerek yaşananları, kayıplarımızı görmeyenler, görmek istemeyenlerden ne yapmalarını bekleyebiliriz?

            AKP döneminden önceki 3 yılda yitirdiğimiz canların sayısı 59. AKP yönetime geldi, açılımları ile önce çıraklık sonra usta dönemine başladı. Neler oldu peki? Son demleri olduğu iddia edilen terör kaç canımızı daha aldı?

            2003 te 31, 2004 te 75, 2005 te 105, 2006 da 111, 2007 de 146, 2008 de 171, 2009 da 80, 2010 da 106, 2011 de 162…

            İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 2002-2011 yılları arasında ülke genelinde meydana gelen terör olaylarında 81 polis, 734 asker olmak üzere toplam 815 güvenlik mensubunun şehit olduğunu, toplam 5 bin 94 asker ve polisin de yaralandığını açıkladı. Bakan Şahin`in verdiği bilgiye göre son 8 ayda da terör örgütü 85 vatandaşı kaçırdı, 75`ini serbest bıraktı.

            Bu tablo insanın gözlerini yaşartıyor. Her gün acı haberler ile yıkılan ailelerin acısı hiçbir zaman dinmez. Bize de haberleri izleyip üzülmekten başka bir şey kalmıyor. Artık birilerinin bir şeyler yapma zamanı geldi, geçmek üzere. Hükümet acil önlemler almalı, daha çok canlarımızın kaybı yaşanmadan bir şeyler yapmalıdır.

            Yitirdiğimiz canlar, bizler geceleri rahat uyuyalım diye,  dağ başında nöbet tutuyorlar. Bunu bilerek yaşamamız gerekiyor. Yitirdiklerimize saygı duymamız gerekiyor. Acılarımı büyük, umalım daha da büyük olmasın.

OYLAT MAĞARASI

Burnumuzun dibinde olan bir doğa harikasını görmeye düne kadar fırsatım olmamıştı. Sonunda gördüm o muhteşem oluşumu, hem hayran kaldım hem de diğer yandan yine biz insanoğlunun doğaya karşı olan saygısızlığına şahit olmaktan dolayı utandım.

            Muhteşem mağaranın içine girip derinliklerine doğru yol aldığınızda, her yanda boş su şişeleri, sigara izmaritleri, meyve suyu kutuları, cips kâğıtları görüyorsunuz. Girişte uyarıcı levhalar yok. Aslına bakarsanız bizim ülkemizde levha olsa da işe yaramıyor. İçerde bazı yerlerde sadece Türkçe olarak “yerlere çöp atmayınız”, “sigara içmeyiniz” yazıyor. Yazıyor yazmasına ama mağarayı ziyarete gelenlerin büyük bir kısmı da turist. Yazsa da anlamıyorlar muhtemelen. Uyarı levhası olduğu halde, saygısızlıktan mıdır, bilinçsizlikten midir, nedendir aklım almıyor, uyarı levhası önünde sarkık ve dikit manzaralı sigara keyfi yapanlar, çöplerini her yere atanlar mağara içini doldurmuştu.

            Doğaya karşı olan bu saygısızlık ve umursamazlık yapımıza işlemiş, yazık… Yavaş yavaş yok ediyoruz doğayı… Kimsenin içi de sızlamıyor. Duyarlı olmamız lazım.

            Birey olarak yolda yürürken çöp kutusu bulamazsam, çantamın içini çöp kutusu haline getiriyorum, geri dönüşüm çöplerini ayrı, meyve çöplerini ayrı, atık yağları ayrı tutmaya özen gösteriyorum. Doğayı yeterince katlettik zaten, daha fazla zarar vermeyelim lütfen…



  • BIST 100

    10203,22%-0,05
  • DOLAR

    32,34% -0,05
  • EURO

    34,95% 0,47
  • GRAM ALTIN

    2401,90% 0,23
  • Ç. ALTIN

    3898,95% 0,54