SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YENİ HAKLAR VERİLMELİ

Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, dün Sağlık-Sen İnegöl Şubesi’nin açılışı için geldiği İnegöl’de basın mensuplarının ‘Tam Gün Yasası’ ve ‘Sağlıkta şiddet’ konularında kendisine yönelttiği sorularını yanıtladı.

BÜTÜN SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YENİ HAKLAR VERİLMELİ

İlk olarak tam gün yasasını değerlendiren Memiş, yasa uygulamaya konulduktan sonra bazı üniversite hocalarının istifa ettiklerini ya da emekliye ayrıldıklarını söyledi. Yeni dönemde yeni Bakan’ın bu hocaları geri kazanmak adına bazı düzenlemelerin yapılması noktasında çalışma başlattığını ifade eden Metim Memiş, “Elbette biz bu çalışmaları önemsiyoruz. Ama bu çalışmalar yapılırken asla tam günde geri adım atmak yerine, hocaların özlük haklarında iyileştirme yapılmak kaydıyla bir geriye dönüş sağlanmalı. Yalnız bu arada da sağlık işinin bir ekip işi olduğu da unutulmamalı. Yani tam güne geçtiği dönem itibariyle uyum sağlayan yüzde 96`lık bir kesimin sorunları gündeme getirilmeden yine sağlık hizmetinin bir ekip işi olduğu bilinciyle bu görevin yapılmasında sağlık çalışanlarının sorunları gündeme getirilmeden, sadece küstürülen hocaların geri döndürülmesi adına bu düzenlemelerin başlatılması doğru ve yeterli değil. Onun için bizim genel talebimiz bütün sağlık çalışanları adına bu düzenlemede yeni haklar verilmeli ve geçmiş dönemde tam güne uyum sağlayan hekimler başta olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının özlük haklarında iyileştirme yapacak tam gün düzenlemesi yapılmalı” dedi.

CEZAİ İŞLEM UYGULANMIYOR

Son dönemlerde basın yayın organlarında sıkça rastlanan sağlıkta şiddet konusunda da değerlendirmelerde bulunan Memiş, sağlıkla ilgili vatandaş memnuniyetinin yüzde 39’lardan yüzde 76’lara çıktığını, ama ne tezattır ki son dönemlerde sağlıkta şiddet olaylarının da arttığını söyledi. Şiddetin sadece sağlıkta değil, toplumun bütün kesimlerinde arttığını ancak sağlıktaki şiddetin biraz gün yüzüne çıktığını ifade eden Metin Memiş, “Daha fazla olaylar yaşanıyor. Bu anlamda biz Sağlık Bakanlığıyla birlikte bir sempozyum gerçekleştirdik. Bu sempozyumda bir kampanya başlattık. Emeğe saygı şiddete sıfır tolerans kampanyası. Ve bakanlık bunun üzerine bir genelge yayınlamak kaydıyla beyaz kod uygulaması, çalışan hakları ve güvenlik tedbirlerinin artırılması gibi bir takım önlemler aldı. Yalnız biz bunların caydırıcı tedbirler olmadığını düşünüyoruz. Geçtiğimiz aylar da TBMM sağlıkta şiddeti araştırma komisyonuna sendikamızın önerilerini sunduk. Caydırıcı tedbirlerin alınması gerektiğini ifade ettik. Bu tedbirler arasında mesela kabahatler kanununa göre sokağı kirletenlere cüzi de olsa bir ceza yazılabiliyor. Ama sağlık ortamında fiili yada sözlü şiddet uygulayanlara, ortamı rahatsız edenlere bir cezai işlem uygulanmıyor. Kabahatler kanunu kapsamın genişletilmek ve cezalar artırılmak kaydıyla ağır para cezaları yazılmalı. İngiltere`de şiddet uygulayan insanlar hastanede değil, karakolda muayene olmak zorunda. Bizde de karakolda muayene olmasa bile kayıt altına almak kaydıyla şiddet uygulayan kişi hastaneye geldiğinde kolluk kuvvetleri nezaretinde muayene olabilmeli. Yine özel savcılıklar kurmak kaydıyla şiddet uygulayan kişilerin yargılanma süreleri tutukluk süresinde yargılanmaları yapılmalı ve dava bir an önce sonuçlandırılmalı. En büyük görev de basın mensuplarına düşüyor. Bu verilen cezaların, yani şiddet uygulayanların aldığı cezaların kamuoyuna deşifre edilmesi lazım. Bu bahsettiklerimiz vatandaştan bir intikam almak değil. Caydırıcı önlemler. Burada öfke kontrolünü sağlamak amacıyla istenen talepler. Çünkü bir araştırma yaptık. Yaptığımız araştırma sonucunda vatandaşın yüzde 48`i `Şiddetin kaynağı biziz` diyor. Kendisi kabulleniyor. `Ama bizim yaptığımız şiddet sayılmamalı` diyor. `Çünkü ben can havliyle hastaneye gidiyorum. Orada kendimden geçip, bu şiddeti uyguluyorum.` diyor. Onun için bu öfke kontrolünü sağlayacak tedbirler alınırsa, caydırıcı önlemler alınırsa umut ediyoruz ki şiddete sıfır toleransa yakın olunur diye düşünüyoruz” açıklamalarında bulundu.