Taş, Özür Diledi

Aralık ayında iki grup arasında çıkan ve bir kişinin darp sonucu yaralanarak hastanelik olduğu olayın devamı olan silahlı saldırı, iki mahalle arasında etnik gerginliğe neden olmuştu. Öfkeli grubu sakinleştirmeye çalışan İnegöl Ahıskalılar Derneği Başkanı Mehmet Taş da konuşmasındaki bazı ifadelerden dolayı özür diledi.

2 KİŞİ AĞIR YARALANMIŞTI

Taş, yaptığı yazılı açıklamada; ?10.12.2016 tarihinde bu olaydan 1 hafta önce meydana gelen ve adliyeye de intikal eden kavga bahane edilerek, 5-6 kişilik bir grup tarafından Akhisar Mahallesi´nde Ahıskalı bir kardeşimizin işyerine silahlı saldırı yapılmıştır ve 2 kişi ağır şekilde yaralanmıştır. Aynı işyerine geçtiğimiz yıl da molotof kokteyl atılmış ve silahlı saldırı yapılmıştır. Bu yıl yapılan saldırıda bir önceki hafta meydana gelen kavga ile hiçbir ilgisi olmayan 2 vatandaşımız yaralanmıştır. Halen her ikisi de hastanede tedavi görmektedir? dedi.

TEHLİKELİ BİR DURUM ORTAYA ÇIKTI

?10.12.2016 tarihinde Cumartesi gecesi 2. olay sonrasında Akhisar bölgesinde yaşayan Ahıska kökenli insanlarımız galeyana gelmiş ve kontrol edilmesi zor bir topluluk oluşmuştur? diyen Taş; ?Bu topluluk içinde aklıselim olmayan insanların da söylemleriyle kontrol edilmesi mümkün olmayan tehlikeli bir durum ortaya çıkmıştır. Kontrolsüz olan bu topluluğun içindeki pek çok provokatörlerle farklı yöne sevk edilmesi pek çok olayla ve konuyla alakası olmayan insanların zarar görmesine sebep olması, ülkemiz gündemine oturacak hiçbirimizin arzu etmeyeceği noktalara gidilmesinin an meselesi olduğu süreçler oluşmuştur. Bu durumun önüne geçmek amacıyla, dernek yöneticilerimiz birebir mücadele etmiş, yaptıkları pek çok konuşmalarla topluluğu yatıştırmaya çalışmıştır. Yine bu oluşan kontrolsüz topluluğun kontrol altına alınabilmesi için, İlçe Kaymakamımız, İlçe Emniyet Müdürümüz, Bursa Emniyet Müdür Yardımcısı ve Bursa´dan Gelen Çevik Kuvvet Ekibi hiçbir kimsenin zarar görmemesine büyük özen göstererek durumu kontrol altına almışlardır. Aynı saatlerde de hepimizi üzüntüye boğan İstanbul´daki patlama meydana gelmiştir? şeklinde konuştu.

SÖZLER YANLIŞ ANLAŞILDI

Taş, ?Olayları yatıştırmak, kontrol altına almak için; İçinde pek çok provokatörü barındıran kontrolsüz topluluğu yatıştırmak, daha büyük olayların önüne geçmek, münferit olan bir olayın toplumsallaştırılmasını engellemek amacıyla topluma doğaçlama olarak hitap ettiğim süreçte; olaya sebep olan kişilerin Emniyetimizce yakalanacağını, silahlarının da nerelere sakladılarsa Emniyet güçlerimizce bulunması ile ilgili konuşma yaptım. Kontrolsüz ve içinde provokatörlerin bulunduğu topluma, yatıştırma amacıyla yaptığım doğaçlama konuşmada; hainler, kalleşler ve benzeri kullandığım kelimeler doğaçlama konuşmam esnasında olup, yaralama ve işyerine silahlı saldırı yapanları kastederek yaptığım konuşmadır. Asla Huzur Mahallesi´nde yaşayan Kardeşlerimize değildir. Bizler ayrışmanın asla yanında yer almayız. Her zaman bir olmanın bütün olmanın yanında yerimizi aldık ve alacağız. Hiçbirimizin gidecek bir ikinci ülkesi yok. Bu vatan hepimizin. Her ne kadar amacım saldırıyı yapanlara ise de benim doğaçlama söylemimi farklı algılayan kardeşlerimizin olduğunu görüyorum. Bundan üzüntü duyuyorum ve özür diliyorum.?

BİZLERİ BİRBİRİNE DÜŞÜREMEZ

?Ertesi gün Pazar günü saat 16.00 da Akhisar Bölgesindeki bütün insanlarımızı davet ederek toplantı yaptık. Ve orada da pek çok konuşmam oldu. Daha iyi anlaşılmam için oradaki konuşmamın bir pasajının özetini aşağıda ifade ediyorum; ?Hepimiz buraya ekmek parası kazanmaya geldik. Ve hepimiz rızkımızın peşinde koşuyoruz. Huzur Mahallesi´ndeki kardeşlerimiz de aynı amaçla geldiler. Ve onlarda aynı şekilde çaba sarf ediyorlar. Birkaç genç arasında meydana gelen kavga asla bizleri birbirine düşürmemeli. Birkaç kişinin yaptığı olay asla bir topluma mal edilemez. Huzur Mahallesi´nde yaşayan kardeşlerimiz ile dostluk içinde yaşama kültürünü geliştirmeye yönelik ifadelerdir. Bizim anlayışımızda önce ülkemiz, sonra milletimiz gelir. Ülkemizi zora sokacak hiçbir oluşumun içinde yer almadık, almayız da? ifadelerini kullandı.

Haber ve Fotoğraf: Onurhan BAYRAKTAR