TEK DEVLET İÇİN ?EVET´

TEK DEVLET İÇİN ?EVET´

İnegöl´de konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, ?Çanakkale´de, Sakarya´da, 45 yıldır PKK terör örgütü, 15 Temmuz´da FETÖ ile beceremedikleri gibi Allah´ın izni ile 16 Nisan´da da beceremeyecekler. Tek devlet için evet, tek vatan için evet, tek

 Uluslararası Aliya Düşünce Derneği tarafından düzenlenen konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, referandumun önemine dikkat çekti.

Sani Konukoğlu Konferans Salonu´nda düzenlenen programa Belediye Başkanı Alinur Aktaş, siyasi parti temsilcileri, oda ve dernek başkanları ile çok sayıda vatandaş katılım gösterdi.

 TÜRKİYE´DE BİR BOSNA TRAJEDİSİ YAŞATILMAK İSTENİYOR

Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı´nın okunması ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan Uluslararası Aliya Düşünce Derneği Başkanı Ahmet Sert, yaptı. ?19 Ekim 2003 tarihi Aliya İzzetbegoviç´in rahmana yürüdüğü tarihtir.Bu vesile ile şehitlerimizi ve Aliya´yı rahmetle anıyorum. Aliya, tüm zalimane tutumlara rağmen sabır ve merhametin temsili idi. Özgürlüğü keyfilik değil sorumluluk olarak anlayan ve anlatan bir insandı. Bizler de bu sorumluluk anlayışından hareketle Aliya´yı fikirleriyle hayatta tutmak üzere 19 Ekim 2016´da İnegöl´de Uluslararası Aliya Düşünce Derneğimizi; ?kritik analitik düşünceyi önemseyen, sevdiğimiz ve ait olduğumuz İslam düşüncesini insana ve topluma ne gibi görev ve sorumluluklar yüklediğini okuyan, düşünen, anlayan, yorumlayan, aktaran, yaşayan öncü bir kuşağın yetişmesine katkı sağlamak istiyoruz´ misyonu ile yola çıktı. Bosna Hersek ile var olan kardeşlik ilişkilerimizi her alanda daha ileri taşıma çabasındayız.?dedi.

 Başkan Sert´in konuşmasının ardından merhum lider Aliya İzzetbegoviç´in hayatını anlatan sinevizyon gösterimi izlenildi.

 BENİM BİR KIZIL ELMAM VAR; TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜ

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı 63. Hükümet Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, ise, ?Çanakkale şehitlerimizi, medeniyet coğrafyamızda Allah, vatan, bayrak için toprağa düşen tüm şehitlerimizi, FETÖ terör örgütü kalkışmasında toprağa verdiğimiz şehitlerimizi, 45 yıldır PKK mücadelesinde verdiğimiz şehitlerimiz rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize sağlıklı ömür diliyorum. Benim bir hayalim var. Kızıl elmam AB değil. AB ile iyi geçinmek, ticaret yapmak isterim. Akıllıysalar Ay Yıldız ile dost olup AB içine alırlar, almazlarsa da küsmem. Benim bir kızıl elmam var,Türk-İslam ülküsü. Benim kızıl elmam bu? Onun için Aliya´nın, Boşnak kardeşlerimin gönlümde tıpkı Ahıskalı, tıpkı Abhazlar, tıpkı ümmetin diğer bahadır evlatları gibi apayrı bir yeri var. Alija, Şehy Şamil, Mehmet Akif, Fatih, Ömer, Ebubekir, Ali bütün ümmetin ortak değeridir. Biz birbirimizi, değerlerimizi bilirsek, bir olursak diri olursak ne Srebrenitsa´da katliam olur, ne Karabağ Ermeni esaretinde kalır, ne Filistinli çocuk Yahudi işkencesiyle inler, ne de biz parçalanmış kumlarda yüzükoyun yatan Aylin bebeklerin cenazeleriyle karşılaşırız. Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız, koskoca bir devlet ve koskoca bir ümmet olacağız. Onun için Aliya´yı, Şeyh Şamil´i bilmek çok önemli. Abhaz kardeşlerimiz Karadeniz´den çıkan balıkları bile yememişler, o zamanlar ölenler ve ölecek olanlar Karadeniz´e atılmış. O balıklar bizim kardeşlerimizi yediler, biz o balıkları yemeyiz demişler. Ümmet ayrılırsa bize tek tek gereğini yaparlar. Küfür tek millet, İslam tek millet. Bunun örneğini TV´lerde seyrediyoruz, Suriye´de ne işimiz var diyorlar. Çanakkale´ye Anadolu´dan en çok şehit veren yerlerden biri Bursa´dır ama Çanakkale´ye en çok şehit veren yer Şam, Halep. Yani daha dün bizim Maraş´ımız, Antep´imiz gibi olan yerler. Ne işimiz var diyenler bunu sorguluyorlar. Oranın yansıması burası, buranın yansıması orasıdır. Kürt, Türkmen, Arap, Çerkez´in üzerine Olympos dağı çocukları bomba yağdırıyor. Yıkıntılar altından çıkarılan çocuklar sizin 1. dereceden akrabanız ve dindaşınızdır. Orada bizim çocuklarımız ölüyor. Aylan bebeğin bizim bebeklerimizden bir farkı yok??

 16 PARTİ BİRLEŞİP TEK ADAMIN KARŞISINA DİKİLDİ

?16 Nisan´ı ülkemiz için eşik olarak görüyorum. Her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor. Niye biz her zaman yar başı noktaya geliyoruz? Siyaseten yar başı noktadayız. Haziran seçimlerinde demiştim; temsili siyaset yapmıyorum. 2011´de ben temsili siyaseti bıraktım. Allah biliyor denedim, rahmetli Muhsin beyle bir parti kurup denedik. Rahmetliyi çok sevdiğinizi söylerdiniz, ona yapılan sevgi gösterilerini bizzat bilirim. O rahmetli olduktan sonra insanımız bana da aynı şeyi yaptı, onun gibisin dedi.Seçimlere girdim, mecliste siyasetin delikanlı, Anadolu yüzü olur dedim ama kimse oy vermedi. Siyaset benim geçim kapım değil, milletin söylediğini anladım dedim. Tayyip Bey de beni gözlüyormuş, yüzde 49 oy aldı. Rahmetli Muhsin Bey Sivas´ta 10´un üzerinde oy alırdı, Sivas bana yüzde 3 verdi. Takdir buymuş. İlla temsili olarak yapmaya gerek yok diyerek temsili siyaseti bıraktım. Memleket meseleleri var? O günlerde Cumhurbaşkanlığı seçimi söz konusu. Ülkede garip şeyler oluyordu. Kimse hatasız değildir, Tayyip Beyin de hataları vardır ama 10 küsur yıldır görev yapan bir adam çıkıp Cumhurbaşkanı olacağım diyor ve hemen onun karşısında 16 tane parti bir araya geliyor. Bunu nasıl okumam gerekir? Tayyip Beye muhalefet edebilirsiniz, karşısına aday çıkarabilirsiniz ama 16 parti bir anda bir araya geldi. Söyledikleri şahıslarla alakalı değil, bir tezgâh. Bugün olan da aynı. Bir başta Kemal Bey, öbür başta Haydar hoca, arasında 16 tane parti. Tayyip Beyin karşısında bir araya geldiler. Ülkücü orijinden yetişmiş birisiyim, siyaseti çok iyi okurum. Böyle bir şey siyasetin ne aklına ne diline ne usulüne ne üslubuna uygun değil. Bu bir proje olmasa 16 parti Anadolu çocuğu karşısında ip gibi dizilmez. Dizildiler de ne oldu? 1 şahsiyeti ortaya koydular, 3 ayda 16 partinin lideri adını söyleyemedi.16 parti Tayyip Beyin karşısında bir araya geliyorsunuz, bir şahsiyet buluyorsunuz ama onun da adını söyleyemiyorsunuz. Demek ki bu bir yerlerden tutuşturuldu. 16 Nisan´da vereceğiniz oy şunun için evet; artık iktidarlar localar tarafından, paşalar tarafından, hocalar tarafından, yargıçlar tarafından belirlenmeyecek, doğrudan millet tarafından belirlenecek.O zaman ne oldu? Hocalar cübbeleri giydi, Anıtkabir´e koşup Gazi Mustafa Kemal´e onun evlatlarını şikâyet ediyorlardı. Biz Selçuklu, Osmanlı ve genç Türkiye Cumhuriyeti´nin evlatlarıyız...?

 BANA TEKLİF EDİLEN SİZE EDİLSE DİNİNİZİ DEĞİŞTİRİRDİNİZ

?O zaman da referanduma götürdüler. O zaman 60´ın üzerindeki sayıyla ?Cumhurbaşkanını millet seçsin´ dediler. İnşallah bu seçimde bu rakamın daha üzerine çıkacağız. Kendileri çukur eştiler, kendileri düştüler.Bizim mahalle çocuğunun etrafını 77 düvel sarmış, elin adamı onun yakasını çekerken ben susacak mıyım? Sandığa gidip Tayyip Erdoğan´a oy vereceğim demiştim. Bu siyasetin içerisinde elleri tertemiz adam aranıyorsa benim. İnanmadığım hiçbir şeyi bir Allah´ın kulu bana söyletemez. Ben bir şey söylemiştim, birileri aptalca onu yazıyor çiziyor, bana teklif edilen size edilse dininizi değiştirirdiniz. Vekillik için bu memlekette neler yapıldığını en iyi bilen benim.?

 ?TÜRKİYE´DE PARMAKLA YÖNETEBİLECEKLERİ

 BİR SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İSTİYORLAR"

?Cumhurbaşkanlığı seçiminin ne kadar önemli olduğunu, niye 16 partinin bir insan karşısında bir araya getirildiğini gördük. Arkasında tıpkı bugün olduğu gibi AB ülkelerinin ve ABD´nin anlı şanlı basın organlarının bir tamamı Tayyip Erdoğan hakkında olumsuz yazılar yazdı.Size ne? Biz Cumhurbaşkanı seçiyoruz, size ne oluyor? Neden bunu yaptılar? Çünkü 100 yıl evvel Abdülhamit Han Hazretlerini alaşağı ettikten sonra medeniyet coğrafyamızı parça parça ettiler, 100 yıl sonra yine medeniyet coğrafyamızda harita belirleyecekler. İstiyorlar ki Türkiye´de iradesi olmayan, parmakla yönetebileceğimiz siyasi istikrarsızlık olsun. Onun için bu seçimler onlar için çok değerli, onun için onların gazeteleri bizim seçimimize karışıyor. Son olarak atlarını, itlerini nalladılar, 7´den 70´e Türkiye´nin karşısına dikildiler, gizli saklıyı bıraktılar. Hollanda´da gördüğümüz manzara bu? Devlet adamları, siyasileri, basınları, medyaları hep beraber tıpkıÇanakkale´de, Sakarya´da, Dumlupınar´da Mustafa Kemal´in askerlerine yaptıkları gibi? Bu seçimle birlikte siyasi istikrarımızı garantileyeceğiz. 50+1´i alan iktidar olacak ve bunlar istedikleri gibi iktidar belirleyemeyecekler. Şimdi öyle biri var ki; o harita belirlenirken o masada olacağım, o topraklarda olacağım. Dert bu? Bu parti meselesi değil, dert tamamen bu. Bunun ötesi yok. Demokrasi ile alakası yok, siyasetle alakası yok. Bu bir Erdoğan meselesi değil, bu gelecekte ümmet coğrafyasında her doğanın meselesi? Bana senin gibisi gerek değil diyor, bana öyle birisi gerek ki ben oraları dilim dilim doğrarken senin başında birisi var ikide bir kabadayılık yapıyor. Gireceğim dedi girdi. Benim lafımı dinlemiyor. Hâlbuki benim istediğin ?Ne işimiz var Suriye´de´ diyen bir anlayış. Diktatör olacakmış diyorlar ya, bunların hepsi laf. Tek dertleri Türkiye´de parmakla yönetebilecekleri bir siyasi kadroyu iş başına geçirmekti, beceremediler. Çanakkale´de, Sakarya´da, 45 yıldır PKK terör örgütü, 15 Temmuz´da FETÖ ile beceremedikleri gibi Allah´ın izni ile 16 Nisan´da da beceremeyecekler. Tek devlet için evet, tek vatan için evet, tek millet için evet, tek bayrak için evet. Bu Tayyip Erdoğan meselesi değil, Çanakkale´de dedelerimiz neyin yanında duruyor idiyse onun meselesi, Sakarya´da dedelerimiz neyin yanında duruyor idiyse onun meselesi. Hep beraber dedelerimizin yaptığını yapacağız. Sandık başında hep beraber o gün dedelerimizin kurşun sıktığı gibi bugün de mühürlerle evet vuracağız. Birileri siyaset diyor. Acele etmeyin, 2019 geliyor. Tayyip Erdoğan´ı istemiyorsanız 2019´da seçim var, isterseniz yine 16 parti birden bir araya gelirsiniz. Yetmez arkanıza AB´yi alırsınız, gelirsiniz sandığa, görürsünüz gününüzü. Sizin AB´niz, ABD´niz, FETÖ´nüz, PKK´nız, bizim de Allah´ımız milletimiz? Şimdi sistem değişecek, telaşınız neden? Geçmişte önce mülkiye, 10 yılda bir harbiye, vakit kalırsa Türkiye?Siz sandığa gitmişiniz önemli değil, onların istedikleri iktidar oluyor.Bu sistem bize 65 hükümet kurdurttu fakat bu sistem olsaydı bu sayı 17 olacaktı. Refah-Yol´dan örnek vereceğim; 28 Şubat´ta bir irticanın yatak odası görüntüsü önümüze konuldu. Medya bastırdı, AB bastırdı Refah-Yol hükümeti memur, işçi, köyünün lehineydi, Erbakan´dan millet memnundu ama memnun olmayan kesimler vardı. Gulu gulu dansı yaparak iktidarın gitmesini irtica ile saçlı sakallı adamlarla sağladılar? ifadelerini kullandı.

 Haber ve Fotoğraf: Onurhan BAYRAKTAR



  • BIST 100

    10276,88%0,67
  • DOLAR

    32,34% -0,07
  • EURO

    34,74% 0,06
  • GRAM ALTIN

    2390,37% -0,26
  • Ç. ALTIN

    3880,65% 0,07