ÜLKÜCÜLER 3 MAYISI KUTLUYOR

Irkçılık-Turancılık davasının gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız, Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra yapılan kutlamalar, özellikle ülkücü kesim tarafından büyük önem taşıyor. İnegöl Ülkü Ocakları da 3 Mayıs’ı anma adına bir basın açıklaması yayınladı.

İnegöl Ülkü Ocakları yönetimi adına Ülkü Ocakları Başkanı Emrah Sazıl’ın yaptığı açıklamada; Türk milliyetçiliği tarihinin ülkücüler tarafından mihenk taşlarından olan ve aziz milletimizin yiğit ve cefakâr evlatları Türk milliyetçileri için manası çok yüksek olan 3 Mayıs 1944’ün 68. yıldönümünü yaşadıklarını söyledi. 1944 şartlarının göz önüne getirildiğinde; bir yanda ülkemizi ve tüm dünyayı tehdit eden yayılmacı ve zalim komünist anlayışa, diğer yanda da her türlü farklı sesi susturmayı kendine şiar edinmiş bir iktidarın anti-demokrat tutumuna rastlandığını ifade eden Emrah Sazıl; “Dönemin iktidarının farklı fikir ve düşüncelere gösterdiği tahammülsüz tutuma rağmen, Sovyet emperyalizminin esiri ve maşası durumundaki zihinlerin devlet içerisinde kadrolaşmasına göz yumulmuş, bölücü ve komünist faaliyetler bu dönemde ülkemizi karanlığa sürükleyebilecek bir boyut ve hız kazanmıştır. İşte böyle bir dönemde; ömrünü milletine ve inandığı değerlere adamış büyük dava adamı Hüseyin Nihal Atsız ve diğer Türk milliyetçisi mütefekkirler, ülkemizin karşı karşıya bulunduğu tehlikelere dikkat çekmiş, devlet yöneticilerine ve necip milletimize tarihi uyarılarda bulunmuşladır. Ülkemizin üzerindeki karanlık, bu tarihi ikazdan çok ürkmüş ve Atsız Bey’i çeşitli mesnetsiz iftiralarla linç etmek, onun şahsında Türk milliyetçiliğini ve Türklük ateşini mahkûm etmek istemiştir. Fütursuzca bir tiyatro sergilenmiş ve Atsız Bey’e dava açılmıştır. 3 Mayıs 1944’te Türk gençliği, komünist ve materyalist akımlara karşı, Türk vatanında Türklüğü yargılamak isteyenlere karşı, bağımsız bir Türk Dünyası için haykırmıştır. 3 Mayıs 1944’te baskıcı siyasal koşullara rağmen Türk milliyetçileri, ülkemizde sivil ve demokratik muhalefetin ilk örneğini vererek Türk demokrasisine çok önemli bir katkıda bulunmuşlardır” dedi.

3 Mayıs 1944 tarihinin merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’in de aralarında bulunduğu inançlı bir grubun, Türk milliyetçiliğini bir fikir ve duygu olmaktan çıkarıp hareket haline getirdiği tarih olduğuna da vurgu yapan Sazıl, şöyle konuştu: “Ancak 3 Mayıs, Türk milliyetçileri için işkence ve cefayla dolu bir dönemin de başlangıcı olmuştur. Türk milliyetçileri milletinin menfaatlerini ve soydaşlarının bağımsızlığını savundukları için büyük eziyetler çekmiş; Türk milliyetçisi olmanın bedelini işkencelerle ödemişlerdir. Ancak bugün de Türk milliyetçilerine karşı var olan düşmanlığın azaldığını söylemek oldukça güçtür ve yine bugün de, Türk milletinin birliğinden ve vatanın bütünlüğünden rahatsız olan ihanet odaklarının karşısındaki yegâne güç Türk milliyetçileridir. Bu nedenle Türk milliyetçiliği ve milliyetçiler bugün de hedef tahtasındadır. İyi bilinmelidir ki; Türk milliyetçilerinin gayrı milli unsurlara karşı bugüne kadar gösterdiği net tavırda herhangi bir değişiklik olmamıştır. Bugün de aziz milletimize kast eden her türlü ihanetin karşısında Türk milliyetçileri yıkılmaz bir bent olarak durmaktadır. 68 yıl önceki 3 Mayıs ruhunun bugün de içimizde olduğundan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle başta merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş ve Hüseyin Nihal Atsız olmak üzere Türklük için mücadele etmiş tüm dava adamlarını minnet ile yâd ediyoruz.”