www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


2018 RANTİYE BÜTÇESİ


2018 Yılı bütçesi TBMM´de görüşülerek kabul edildi. Maalesef her yıl olduğu gibi 2018 yılında da FAİZCİ RANTİYE KESiMİNE, BİR AVUÇ MUTLU AZINLIĞA büyük bir pay ayrıldı.

2017 yılı bütçesine 57,5 milyar TL Faiz ödemesi konmuştu.Bu para yetmedi.2017 Faiz ödemeleri Muhtemelen 60 milyar TL´yı aşacak.Bu nedenle 2018 yılı Bütçesine 71,7 milyar Faiz ödemesi kondu. Bütçenin yaklaşık % 10´u Faiz ödemelerine ayrılmış durumda.

Bütçe açığı ise 65,9 milyar TL. Yapılan zamlara, vergi artışlarına rağmen Gelirler, giderleri karşılamıyor.

Bu açığı Hazine nasıl kapatacak? Geçmiş yıllara bakıldığında borçlanarak kapatıldığını görüyoruz.

Yaklaşık 66 milyar borç alabilmek için de, yine yaklaşık 10 milyarTL faiz ödeneceğini dikkate alırsak, 2018 yılında Hazine yaklaşık 82 milyarTL.nın üzerinde Faiz ödeyecek.

Yavrulu bir İnek yaklaşık 6.000 TL.Bir aylık faiz ödemesi ile 1.000.000 adet gebe inek bedava dağıtılsa, 1 yıl sonra yavrusunu devlet alsa veya 1 yıl sütünün yarısını alsa hayvancılığımız kurtulur.

2007 yılında bir Sanayicimiz, Başbakan´a Devletin LED fabrikası kurulmasına öncülük etmesini teklif etmiş fakat olumlu cevap alamamıştı.Yaklaşık 4-5 milyar TL´lık bir yatırım.Özel sektör tek başına altından kalkamıyor.Aslında bir aylık faize giden para ile yaklaşık 5000 kişinin istihdam edebileceği bir tesis kurulabiliyor.Üretim olmadan olmaz.Tarımda ve Sanayide üretim artmadan ülke kalkınamaz.

Montaj Sanayi, İnşaat ülkeyi maalesef kalkındırmıyor.

Bu nedenle % 11 Büyüme rakamları olmasına rağmen işsizlik artıyor.İthalat artıyor.Dış ticaret açığı artıyor.İthalat ve İnşaata dayalı büyüme hormonlu büyümedir.Bunlar da yine kredi ile büyüyor.

Büyüdükçe Bankalara ihtiyacımız artıyor.Devlet borçlu, Kurumlar borçlu,Belediyeler borçlu, Sanayici borçlu, Çiftçi-Köylü borçlu, işçi borçlu, memur borçlu.Obez insanların şişmanlaması yani büyümesi onların vücuduna nasıl zarar veriyorsa, şu andaki Türkiye´nin Büyümesi maalesef buna benziyor. Büyüdükçe hastalıklar artıyor.Batışımız hızlanıyor.

2015 yılında Babacan bir itirafta bulunmuştu.?10 yıldır yol,köprü, hastane, okul yaptık.Ancak Üretim yapacak Sanayi tesisleri kurmadığımız için, şimdi o yaptıklarımızın borçlarını ödeyemiyoruz.Borçları döndüremiyoruz.?İşte bu açıklama kendisinin ayağının kaymasına neden oldu.

Yeni yatırımlar yapılmadığı gibi, önceden yapılmış olanlar da ÖZELLEŞTİRME adı altında yabancılara satılmış durumdadır.Halen satılmaya devam edilmektedir.

Bunun doğal sonucu olarak; Bugün her şeyi ithal ediyoruz.15 yıldır uygulanan İthalata dayalı ve inşaat ekonomisi ile,Ülkemiz dışarıya muhtaç duruma gelmiştir.Marketlerin rafları ithal mallarla dolu. Pirinç,buğday,mısır,soya,nohut,fasulye, muz,et, canlı hayvan gibi temel gıda maddelini bile ithal ediyoruz.20 yıl öncesine kadar tahıl ürünlerinde kendi kendine yeten Türkiye, maalesef bugün dışarıya muhtaç hale gelmiştir.  

Her yıl 70 milyar USD Dış ticaret açığı ve buna bağlı olarak yaklaşık 35 milyar USD Cari açık Türkiye Ekonomisini batma noktasına getirmiştir.Deniz bitmiştir.

İşte bu sebeple Milliyetçi söylemler artmıştır.Bundan sonra sürekli olarak vergiler artacak, zamlar artacak,döviz ve altın artacak, buna paralel savaş söylemleri de artacak.

ABD´ye efeleneceğiz, arka kapıda aracılar arayı bulmaya çalışacak. AB´ye çatacağız.Diğer taraftan AB Bakanlığımız havayı yumuşatmaya devam edecek.

Peki nereye kadar?