www.haberyorumgazetesi.com
www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


Çalışanın hakkı bu değil!

Çalışanın hakkı bu değil!


2021 yılında uygulanacak asgari ücret yüzde 21.56 oranında zamlanarak, 2 bin 324 TL'den 2 bin 825 liraya çıktı. Yapılan zam oranı hükümetin açıkladığı enflasyon rakamlarına göre ideal, ancak gel gelelim marketlerdeki fiyat artışları, açıklanan enflasyonun en az 2 katı, hatta bazı ürünlerde 3 katı…

Ben kim ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin, bu ülkede 4 kişilik bir ailenin asgari geçiminin en az 5 bin lira ile mümkün olacağına inananlardanım.

Zira İnegöl özelinde en düşük ev kirası, 1000 TL’den başlıyor.  Özellikle kış aylarında bir evin aylık doğalgaz gideri 400 ila 600 lira arasında değişiyor. Elektrik gideri desen 150-200 lira civarlarında.. Yine su, internet cep telefonu giderleri aylık 150 TL’leri buluyor. Topladığımızda sadece 5 kalem ana gider aylık 2000 lira civarlarında…

4 kişilik bir ailenin şuan belirlenen 2 bin 825 lira ile bile geçinmesi mümkün değilken, u aileler 2020 yılı içerisinde 2 bin 300 lira ile geçinmek zorunda kaldılar.

Nasıl geçindiklerine dair bir araştırılma yapılsa, asgari ücretlilerin evlerine etin, meyvenin, çerezin girmediğini göreceklerdir.  Yine bu ailelerin kahvaltıda tereyağ yerine margarin kullandıklarını, margarinin yanında zeytin ve peynirin de en ucuzunu az miktarda tükettiklerini göreceklerdir. Asgari ücretle çalışan bir babanın, çocuklarının özendiği bir çikolatayı, bir bisküviyi bir oyuncağı alması bile abartmıyorum lükse girer.

Asgari ücretin belirlenmesi için toplanan komisyon üyeleri, acaba 4 kişilik bir ailenin 1 aylık geçimini hangi kıstaslara göre belirliyor. Geçmişten gelen uygulamaları baz alarak, enflasyon oranında, ya da az üstü zam yaparak tamam bu iş oldu denilmesi ile bu işin olması mümkün değil. Zira hesap ortada. Yukarıda saydığım ana giderlerden sonra bir işçinin eline yeni maaşa göre 825 lira para kalıyor.  825 lira ile evini geçindirebilecek bir babayiğit varsa gelsin anlatsın…

Birde şu var; Asgari ücretle geçinilen bir evde hiç musluk bozulmayacak, evin ampülü hiç patlamayacak, kombi, beyaz eşya hiç arıza yapmayacak ve buna benzer hiç ekstra bir gider olmayacak ki, Afrikalı usulü bir hayat sürsün…

Özetlersek, tüm ana giderlerden sonra elinde 825 lira para kalan bir aile sabah, öğle, akşam simit yiyip çay içse bile maalesef geçinemiyor. Geçim sıkıntılarının her geçen gün zorlaştığı ülkemizde evlenme oranları düştüğü gibi, ekonomik sebeplerden ötürü boşanma olayları da hızla artmış durumda.

Devletin belirlediği asgari ücret her ne kadar yukarda saydığım sebeplerden ötürü çalışan kesimi tatmin etmese de, yapılan zammın muhatabı olan  işveren ise kara kara düşünüyor. Zira bir işçinin işverene maliyeti maaş+ sigorta+ stopaj+ yemek ve ulaşım 5 bin lira.

İktidarın son zamdan sonra işverenin üzerindeki yükün hafiflemesi için, sigorta primlerinde yüzde 50’lik bir indirime gitmesi zaruridir. Yoksa bu ekonomik durgunlukta, birçok küçük işletme çalışanını kapının önüne koyacaktır ki, bu en büyük sosyal tehlikedir. Devletin her şeye rağmen ayakta durmaya çalışan esnaf ve sanatkâra, bir kişiyi dahi çalıştırıp istihdama katkı koymasından dolayı teşekkür etmesi ve yanında olması gerekir.

Son olarak, asgari ücrete yapılan zam, devletin açıkladığı enflasyon ile kıyaslandığında oransal olarak fena değil, ancak gerçek enflasyona göre çok düşük kalmıştır. Yine işverenin yükü artmıştır. Yeni yıl pandemi ile birlikte ekonomik krizin yol açacağı sosyal patlamalarla çok daha kötüye doğru seyredecektir. Umarım yanılırım…