www.haberyorumgazetesi.com
www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


ADALET Mİ? ASALET Mİ?


15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlatılan FETÖ operasyonları hızla sürüyor. Operasyonlar kapsamında yüzlerce polis ve asker tutuklanırken, binlerce bürokrat ve memur görevden el çektirildi. Ancak FETÖ´nün siyasi ayağı için halen düğmeye basılmaması sinirleri iyice germeye başladı.

Geçmişte maklübe yemiş insanların bile FETÖ ile suçlanıp hapse atıldığı bir dönemde, Cumhurbaşkanına meydan okuyanı ayakta alkışlayanlar salınırken, FETÖ´nün kurum ve kuruluşlarına her türlü maddi ve manevi destek veren siyasler halen görev başındayken,  adalete olan güvenin günden güne azalmaya başladığını üzülerek belirtmek istiyorum.

Sıradan vatandaşlar, FETÖ ile mücadelenin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra başladığını sansa da, iktidarın FETÖ ile mücadelesi 17-25 Aralık´tan çok önce başlamış, ama milad olarak 15-25 Aralık tairihi kabul edilmiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının, hükümeti düşürmeye yönelik bir girişim olduğunu ifade ettikten sonra; Fethullahçılara haşhaşi, terör örgütü gibi benzetmelerde bulunması ve çocuklarınızı bunların okullarına göndermeyin şeklindeki uyarıları, en başta AK Parti´li makam sahiplerinin muhatap alması gereken ikazlardı. Ancak uyarıları dikkate alması gereken bazı siyasetçiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan´ı ipine bile takmadılar. Çünkü çok güvendiği abileri halen işbaşındaydı.

Bu konuda uzağa gitmeğe gerek yok, ilimizde ve ilçemizde siyaset yapan üst düzey görevlerde bulunan makam sahibi bazı AK Partililer, 17-25 öncesini bir tarafa koydum, sonrasında bile Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın ikazalarına aldırış etmeden, FETÖ´nün kurumlarına maddi manevi destek yaptığını, FETÖ´cü bazı işadamlarıyla oturup kalktığını onlarla ortaklıklar kurduğunu biliyoruz.

Bir tarafta milat olarak kabul edilen 17-25 sonrası bile FETÖ´ye hizmet hareketi deme cüretini gösteren, onların iyi ve tatlı günlerinde yanlarında olduğunu söyleyerek oy devşirmeye çalışan ve halen görev başında siyasetçiler,  diğer tarafta ise FETÖ´nün dershanesinde ya da okulunda eğitim aldı diye görevinden el çektirilip, çoluk çocuk sefil hale getirilenler.

Hele Cumhurbaşkanı Erdoğan´ı tehdit edenlere, ayağa kalkıp alkış tutan damatların bir yolunu bulup salıverilmesi yok mu? İşte bu durum, hukukun adalete göre mi, yoksa asalete göremi işlediği sorusunu akıllara getirmiştir.

15 Temmuz darbesi, FETÖ ürünü bir darbe ise ki, bütün bulgular ve belgeler onu gösteriyor, o vakit, tarihine bakmaksızın, hukuken suça karışmış kim varsa; ister darbeye teşebbüs, ister sınav sorularını çalma, ister himmet adı altında makam ve nüfuzunu kullanarak para koparma, ister siyasi menfaat uğruna hizmet etme ve gönül dili ile onlara meyletme. İşte bunların kimliğine, soyuna sopuna, makamına ve asalatine bakılmaksızın adaletin tecelli ettirlmesi gerekmektedir. Yoksa FETÖ ya da bir başka benzeri terör örgütleriyle mücadelede asla başarıya ulaşılmaz.