Hz.Ömer R.A. üzerinde yeni bir elbise olduğu halde bir konuşma yapmak üzere minbere çıkmıştı. ?Ey müminler! Beni dinleyin ve bana uyun.?dediğinde;Arka saflarda biri itiraz eder.?Ey müminlerin emiri! Seni dinlemiyorum ve sana itaat da etmiyorum! Çünkü sen,Allah ve Resul´ünün yolundan gitmiyorsun!?dedi.Halife, ?Neden?? diye sordu. O zat sebebini şöyle izah etti: ?Çünkü sen Adaletsizlik yapıyorsun. Ganimet taksiminde, bizlerden hiçbirine elbise diktirecek kadar bir kumaş düşmediği halde, görüyorum ki, sen o kumaştan fazla almış, bir elbise yaptırmışsın!?Hz. Ömer, cemaat arasında bulunan oğlu Abdullah´a R.A. işaret etti. Hz. Abdullah´da kalkıp durumu izah etti. Payına düşen kumaşı babasına verdiğini söyledi. Bunun üzerine O zat ayağa kalktı ve: ?Şimdi konuş, ey müminlerin emiri! Şimdi dinliyor ve sana itaat ediyorum.? dedi. Şöyle demedi.?Atın bu adamı dışarıya. Peygamber´in Halifesinden nasıl hesap sorarsın. Devlet Başkanına nasıl böyle konuşursun demedi.Çünkü daha İslâm Devleti´nin başlangıcında bir metre kumaş bile olsa yapılacak adaletsizlik Devletin çökmesine sebep olurdu.Devlet yaşamazdı.Devleti yaşatan ADALETTİR.
Yine Evliya Çelebi´nin Seyahatnamesi´nden bir örnek vermek istiyorum. İstanbul´un Fethinden sonra Sultan Fatih, mermer sütunları kısa kestiği için Mimarlardan Rum İpsilanti Efendi´nin elini kestirir. Elini kaybeden bu büyük usta, Kadılık makamına çıkar. Fatih'ten şikâyetçi olur. Bugün Üsküdar'da Adalet Müzesi olarak bulunan, Kadılık makamına çağrılır Fatih. Kadı Hızır Çelebinin huzuruna çıkan Fatih, sedire oturmak ister. Kadı Hızır Çelebi, sert biçimde uyarır davalıyı: Ayağa kalk, burası adalet makamıdır. Davacınla yüzleşeceksin. Taraflar yüzleşir. Ortada ihtilafa neden bir durum yoktur. Fatih olayı olduğu gibi anlatmıştır. Bir müddet sonra, Kadı kararını verir. Fatih haksızlık yapmıştır. Cezası, kısasa kısastır. Yani Fatihinde sağ eli kesilecektir. Odada buz gibi bir hava eser. Devlet erkânı donmuş kalmıştır. İpsilanti, karar sonrası büyük bir şaşkınlık geçirir. Böyle büyük bir cihangirin elinin kesilmesine rızam olmaz. Ömür boyu lanetlenen birisi olmak istemem diyerek, davadan vazgeçer ve diyete razı olur. Mahkeme kararıyla Fatih; İpsilanti Ustaya 150 altın ve çocuklarının ve ailesinin iaşesi için ömür boyu kendi kesesinden maaş ödemeye mahkûm edilir. Mahkemede alınan kararlardan sonra, Rum İpsilanti Usta Müslüman olmuştur. Evliya Çelebi Seyahatnamesi Millet Kütüphanesi Ali Emiri koleksiyonu el yazması nüshası 1. cilt 36.Sahifesi
Adalet Mülkün temelidir, yani Devletin temelidir.Adalet olmazsa Devlet yaşamaz.Ne kadar güçlü ordunuz olursa olsun Devleti yaşatamaz.Ne kadar çok konvansiyonel ve nükleer silahlarınız olursa olsun, Adalet olmadan Devlet yaşamaz.Bir Devlet Küfürle yaşar, fakat Zulümle yaşamaz.Adaletin olmadığı yerde Zulüm olur. Yargı ve Yönetim mutlaka birbirinden ayrı olmalıdır.Yargı İdarenin emri altında olursa Adalet tesis edilemez.Adalet karşısında Yöneticiler de dahil olmak üzere herkes eşit olmalıdır.Başta Yönetim olmak üzere, herkesten hesap sorulabilmelidir.Çünkü en fazla hata yapmaya müsait ve yakın olan İdare yani Yöneticilerdir.Hakimlerin Cübbeleri iliksiz ve düğmesizdir.Kimsenin karşısında düğme iliklemesinler diye. Yine cepsizdir, menfaat karşısında eğilmesinler diye.
Aslında anlatmak istediklerimizi özetleyen çok güzel atasözlerimiz de vardır:
?Zulüm ile Abad olanın, Ahiri Berbad olur.? ?Alma Mazlumun Ahını Çıkar Aheste, Aheste?
Bin defa mazlum olsan da bir defa zalim olma. Hz.Ali (ra)
Bin kere mazlum olmak, bir kere zalim olmaktan iyidir. Hz.Ali (r.a.)
Her kim zulüm kılıcını çekerse, günün birinde zalimlerin kılıcı altında can verir.
Bir Devlet Küfürle yaşar, fakat Zulümle yaşamaz?
