www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


AKTAŞ´TAN ÖZÜR DİLİYORUM

.


Dünya´nın en keyifli işi para harcamak. Hele bu para, alın teriye kazanılan para değilse ve harcadığında hesabı sorulmuyorsa yemede yanında yat.

Ülkemizde ise hoyratça para harcayabilen, nereye nasıl harcadığı ise hiç sorgulanmayan, temsil ettiği kurumu zarara uğratsa bile, kılıfını önceden hazırlayan makamların başında belediye başkanlıkları gelir.

Belediye başkanlarının yaptığı harcamalar her ne kadar meclislerin denetiminden geçsede, zaman zaman müfettişler tarafından incelemeye tabi tutulsa da, yapılan hizmetler gerekli mi gereksizmi, topluma faydalı mı faydasız mı, harcanan para ile verilen hizmetin bedeli birbirine örtüşüyor mu soran, sorgulayan yok.

Hele belediye başkanı iktidar partisinden ise, etrafında da beslediği bir takım gazeteciler ve medya grupları varsa, yaptıkları sittin sene sorgulanmaz ve eleştirilmez.

Eleştirildiği taktirde ise eleştirenin gücü nispetinde karşılık verilir.  Eğer eleştiren kişi avamdan, yani halktan biri ise önce uyarı alır, yapma etme denir, baktı vazgeçmiyor, işinden aşından edilirek pişman edilir. Yok, bu şahsiyet bir makam sahibi ise yolcudur abbas, zaten bağlasan da durmaz.

Eleştiri yapan bir gazeteci ise şayet önce,? ne derdi varmış?diye bir ön araştırma yapılır. Eğer gazeteci, derdine çare aramak için eleştiri yapıyor ve sorguluyor ise hemen derdine derman olunarak sesi kesilir. Yok, gazetecinin derdi üzüm yemek ise, yani halktan gelen şikâyetleri haberleştirmek ve yapılan yanlışlıkları dile getirmekse belediye başkanını hemen bir panik alır.

Ama böyle durumlarda da yöntem bellidir. Önce eleştiriye son vermeyen basın kuruluşu ile makam sahibinin başındaki kurum arasındaki bağ kesilir. Ardından nüfuz kullanılarak hem içerden hem dışarıdan ambargolar uygulanmaya başlar.

Baktı karşı tarafın sesi kesilmiyor, hatta sesi daha da gür çıkıyor bu kez,  ?Bunların mamasını kestik ondan böyle yazıyorlar? iftirası atılmaya başlar. Hâlbuki eleştiriler gelmeye başladıktan sonra irtibat kesilmiştir ve ambargolar uygulanmaya başlanmıştır, bunu kendileri de çok iyi bildikleri halde kamuoyunda algı yaratmaya çalışırlar.

Belediye başkanlarını eleştiren ve sorgulayan bir başka zümre ise muhalafet partilerinin temsilcileridir.

Adı üstünde muhalefet işte. Muhalifler dünyanın heryerinde iktidarları eleştirirler, halk adına sorgulama yaparlar. Bundan daha doğal bir şey olamaz.  Aslında eleştiriler haklı ve yerindeyse,  eleştirilen kişi bundan gocunmaması hatta ders çıkarması gerekir.

İşte ilçemizde de yukarıda anlattıklarıma benzer durumlar maalesef fazlasıyla yaşanmakta. Eleştiriye tahammülü olmayan belediye başkanı, önüne geleni satırlamaya çalışıyor. Şayet kendfisini eleştiren gazeteci ise o kurumu ticareten bitirmeye yemin etmişcesine hareket ediyor. Yok, siyasi ise eleştiren siyasetçinin işine ket koyarak, ya da üzerine beslediği basını salarak sesini kesmeye çalışıyor.

İlçemizde gazeteci olarak şahsım ile bir iki muhalif siyasetçi olmasa, inanın dünyanın en rahat ve keyifli belediye başkanlığını Sayın Alinur Aktaş yapacaktır.  Ama gazeteciliğin hamurunda eleştirmek ve sorgulamak olduğundan bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da en baba muhalefeti yapmaya devam edeceğimi belirtir, bundan önce verdiğim ve bundan sonra vereceğim rahatsızlıklardan ötürü de Sayın Aktaş´tan özür dilerim.