www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


AYASOFYA FETHİN SEMBOLÜ

.


 İstanbul’un Fatihi,Fatih Sultan Mehmet Han'ın İstanbul'un fethinden sonra camiye çevirdiği Ayasofya,24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye çevrilmişti. 2 Temmuz'da Ayasofya'nın statüsünün ne olacağını ilişkin Danıştay'da görüşülen duruşma gerçekleştirildi ve karar açıklandı. Kararın ardından Ayasofya Camii'nin, yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ulusa sesleniş konuşmasında, ibadete açılan Ayasofya'da ilk namazın 24 Temmuz Cuma günü kılınacağını ifade etti.
       481 yıl Cami olarak hizmet veren Ayasofya, 1934 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye çevrilmişti. İşte bu yanlış karar iptal edildi.Olması gereken oldu.86 yıl aslına uygun kullanılmayan Ayasofya’nın 86 yıllık hasreti sona erdi.Başta Cumhurbaşkanı’mız olmak üzere, kararlı duruş sergileyen tüm yetkilileri ve Danıştay’da görev yapan cesur Hakim’leri tebrik ediyorum.
        Ayasofya’nın tapusu Fatih Sultan Mehmed Han’a aittir.Kendi parası ile satın almıştır.Kılıç hakkı değil, kendi parası ile satın almış ve Vakfetmiştir.Vakfetme şartları vakıf senedinde yazılıdır.Bu nedenle kimsenin bu kararın aleyhine söz söyleme hakkı yoktur.
         Ben bu kararın şimdi alınmasında en önemli etkenin, Yunanistan’ın yaptığı taciz, işgal ve tahrikler olduğunu düşünüyorum.Kaldı ki Yunanistan’ın yaptıkları ortadadır.Ülkesinde bulunan Osmanlı eserlerini tahrip etmiş, yakmış yıkmıştır.Bu yetmezmiş gibi Ege Denizi’nde adalarımızı işgal etmiştir.En son olarak, yeni seçilen ve görevine başlayan Yunanistan’ın ilk kadın Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropoulou, Ege Adaları üzerinden yeni bir tahrike imza attı.Sakellaropoulou, ilk sınır ötesi ziyaretini Aydın’a bağlı Eşek Adası’na gerçekleştirdi. 
       1932 Lozan Antlaşması taraflarından İngiltere’nin 1943’te yayınladığı ve 1947 Paris Antlaşması’na taraf olan ABD’nin 1951 yılında yayınladığı haritalarda, Eşek Adası’nın 12 Ada deniz sınırları dışında Türkiye toprağı olarak gösterilmişti. Ada, 16 yıldır Yunanistan işgali altında ve adada konuşlu Yunan kara, deniz ve hava üslerinde yüzlerce silahlı Yunan askeri görev yapıyor.
       Ege Denizinde Yunanistan’ın karasuları 1931 yılına kadar 3 mildi.Ancak daha sonra Yunanistan sürekli olarak Ege Denizinde işgal, taciz girişimlerinde bulundu.Türkiye her seferinde hoşgörü ile davrandıkça tacizleri arttı.Adeta Ege Denizi’ni Yunan gölüne dönüştürme çabaları içine girdi.Halen şu anda da Lozan Anlaşması ile Türkiye’ye bırakılmış bir çok adamızı işgal etmiş durumdadır.Şu anda, hem Türkiye hem de Yunanistan karasularının Ege Denizi’ndeki genişliği 6 deniz milidir.Yunanistan bunu 12 mile çıkarma gayretindedir.Bu durum Türkiye’yi Ege Denizi’nde burnunu çıkaramaz duruma düşürecektir.
 Doğu Ege Adaları, 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması da dahil olmak üzere birtakım uluslararası antlaşmalarla silahsızlandırılmıştır.Halen yürürlükte olan ve dolayısıyla Yunanistan’ı yasal olarak bağlayan bu uluslararası anlaşmalar, Doğu Ege Adalarının silahlandırılmasını yasaklamakta ve bu maksatla Yunanistan’a yasal yükümlülükler getirmektedir.Buna rağmen Yunanistan bu adaları silahlandırmıştır.
Yine Yunanistan’ın karasuları genişliğinin 6 deniz mili olmasına karşın, ulusal hava sahası genişliğinin FIR HATTI’nın 10 deniz mili olduğunu iddia etmektedir.      
      Tarihi belgelere göre aslında Türkiye’ye ait olan 18 ada, 2004 yılından itibaren Yunanistan tarafından iskana açılmış ve resmen işgal edilmiştir.Türkiye’nin egemenliğinde olması gereken adaları şöyledir:
 “Egedekiler: Koyun, Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Kololimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık. Akdeniz’de ise Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi. Kasım 2004’te Eşek ve Bulamaç adalarında inşaat faaliyetleri başladı. Ege denizinde Türk kara suları 6 deniz milidir. Bu bağlamda baktığımız zaman İzmir Koyun adası, Bulamaç adası, Kalimnos adası ve keçi adası 6 mil içerisinde yer alıyor. 
      Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması kararlılığının , İşte bu tahriklerin bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti artık yeter demiştir.Bence artık Yunanistan’ın bu şımarıklıklarına bir son verilmeli. Ege Denizinde burnumuzun dibinde işgal edilen bu adalar da geri alınmalı.AB Avrupa Birliği uğruna ses çıkarılmayan bu işgale bir an önce son verilmeli.