www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


Ayranımız yok içmeye?


 

Hani amiyane bir söz var; ?Ayranı yok içmeye, faytonla gidiyor?.? Bu söz halk arasında, temel ihtiyaçlar var iken, zaruret dışı, gereksiz ve lüks harcama yapanlar için kullanılır. Ve toplum olarak gerçekten de en gerekli ihtiyaçlarımız dururken, çevremizden etkilenerek bütçemizi aşacak, kendimizi zora sokacak harcamalar yapıyoruz. Sonra mı? Evin önünde sarı taksi beliriyor, içerisinden ellerinde pembe dosyalı avukatlar iniyor ve aldığımız ama ödeyemediğimiz o değerli eşyaları yazıp haraç mezat satıyor.   Geriye ise büyük bir huzursuzluk ve belki yıkılan yuvalar. vs?

İşte İnegöl Belediyesi´nin eski Başkanı Alinur Aktaş´ta, İnegöl´ün onca zaruri ihtiyaçları dururken, vatandaşlara seçim öncesi vaatleri beklerken, üstüne üstlük İnegölümüz Bursa Büyükşehir´e bağlanıp sıradanlaşırken, maliyeti neredeyse 100 milyonları bulacak bir belediye sarayı yapmaya kalkıştı.

50 milyon liraya ihale edilen ancak yüzde 20 iyileştirme payı bulunan dolayısıyla da 60 milyon artı KDV´ye mal olacak belediye sarayı ile ilgili başkan Aktaş´a borçlanma yetkisi verilmiş ve iller bankasından 35 milyon lira kredi talep edilmişti.

İller bankası İnegöl Belediyesi tarafından talep edilen kredinin verilemeyeceğini bildirince, son meclis toplantısında bu kredinin özel bankalardan temini için yeniden borçlanma yetkisi istendi.

İller bankasından alınacak 35 milyonluk kredi karşılığında ne kadarlık bir faiz ödeyecektik bilemiyorum. Ama özel bankalardan alınacak 35 milyonluk kredinin geri ödemesi sanırım iki katı kadar olacak. Yani 35 milyon çarpı 2 eşittir 70 milyon lira. Özel bankadan alınacak kredi ve faizi ile birlikte belediye sarayının tahmini maliyeti 100 milyon lirayı bulacak gibi.

Yani belediye bütçesin yarısından fazlası ile İnegölü yönetecek başkan ve ekibine içerisinde keyif süreceği bir belediye sarayı yapılacak. İnegöl´e belediye sarayı yakışır mı? Elbette yakışır. İlçemiz Türkiye´nin güzide bir ilçesi. İnegöl´e ne yapsak yakışır ve yaraşır.

Ancak İnegölümüz için ?eve lazım olan camiye haramdır? sözünü bu noktada devreye sokmak istiyorum.

Zira İnegöl´de yıllardır çözüm bekleyen sorunlar ve eski başkan Aktaş´ın ilçe halkına önemli seçim vaatleri var ki, bazıları çok elzem, İnegöl´ün ticari hayatını yakından ilgilendirmekte. İşte tüm bu sorunlar ve vaatler dururken, belediye sarayını hem de 100 milyon gibi bir rakama büyük bir borç yükünün altına girerek hizmet diye sunmak maliyetinde büyük israf ve haramdır. Birileri her ne kadar ?itibarda israf olmaz? dese de, Allah indinde tüyü bitmemiş yetimin hakkını, bankalara büyük faizler ödeyerek keyfe keder harcamak, vallahi de billahi de haramdır.

Peki belediye sarayına büyük faizler ödemeyi göze alarak kredi aranırken, İnegöl´ün hangi sorunları bütçe yetersizliğinden ötelenmekte. İşte aklıma bir çırpıda gelenler?

 1-İnegöl´ün alt yapı sorunu, yıllardır hep bütçe yetersizliği nedeniyle ötelendi durdu. İlçe halkı, 10 dakika yağan sağanak yağışlarda bu bütçenin olmamasının, ya da yetkili siyasetçilerin etkili olamayıp, gerekli olan bu bütçeyi bulamamasının ızdırabını ve çilesini yaşadı durdu.

2-İlçemizde yıllardır süren trafik keşmekeşliği, hep eski İnegöl´ün mevcut durumu, yani sokakların ve caddelerin darlığı sebep gösterilerek ötelendi durdu. Caddeleri genişletmek için bedeli ödenip yıkılacak binalar vardı ama maalesef bütçemiz yoktu.

3-İnegöl´de haftanın 5 günü kurulan pazaryerlerine bir bakın. MER-PA hariç, tüm pazaryerlerinde otopark sorunu had safhada. Pazarcılar ve ilçe halkı yazın sıcakta, kışın yağmur ve soğukta alışveriş yapmakta. İnegöl´e MER-PA benzeri pazaryerleri yaparak, pazarcının ve vatandaşların sıkıntısını çözmek için ne bir gayretleri var, ne de sorsanız bütçeleri!?

4-İnegöl´ün dört bir yanı köstebek yuvasına dönmüş durumda. Özellikle mobilya sanayi bölgesinde milyon dolarlık yatırımların yapıldığı fabrikaların bulunduğu sokak ve caddeler, hatta ilçenin merkezinde bile yolu asfalt olmayan yada çukurdan araçların zor yürüdüğü cadde ve sokaklar var. İnsanlar yazın toz topraktan, kışın su birikintilerinden ve çamurdan illallah demiş.  Çakıl dökülüp kaderine terk edilmiş bu yolları asfalt yapmak için ne lazım, tabiî ki para. Ama yöneticilerimiz maalesef bölgenin trafik ve sosyal dokusunu tarumar edecek belediye sarayı ile göz boyamanın derdinde.

5-İnegölümüz bir sanayi kenti. En önemlisi de bir mobilya şehri. Yüzlerce atölye ve irili ufaklı mobilya fabrikaları var ve hepsi dünyanın en ücra köşelerine mobilya ihraç ediyor. Mobilya sanayinin gelişmesine, dolayıyla satışların ve istihdamın artmasına ilişkin sürekli yeni yatırımlar yapılmakta. Sektör temsilcilerinin kendi imkanları ile yaptığı AVM´ler, Türkiye´ye örnek gösteriliyor. Şuan sektör temsilcilerinin en önemli hedefi, İnegöl´e uluslararası bir fuar merkezi kazandırmak. İnegöl Belediyesi Eski Başkanı Alinur Aktaş´ın da zaten, 2014 yerel seçiler öncesi mobilyacılara fuar sözü vardı. Kendisi hem Belediye Başkanı, hem de MODEF Başkanı olarak bu sözü verdi.  Ancak 100 milyonları bulacak olan fuar merkezi Aktaş´ın gözünü korkutmuş olacak ki, bir anda MODEF´teki ortaklığından sıyırılıverdi ve omuzlarındaki fuar vaadi yükünü bir kenara bırakıverdi. Şimdi bu yük İMOS Başkanı Yavuz Uğurdağ ve arkadaşlarının omuzlarında?Geçtiğimiz aylarda Milletvekili ile şehir şehir gezip destek aradılar, Bakanları ziyaret edip hibe kredi arıyorlar. Amaçları İnegöl ticari hayatına, mobilya sektörüne dinamizm katacak mobilya fuar merkezini kazandırmak.

Yavuz Uğurdağ ve ekibi fuar yapmak için tekeden süt çıkarmaya çalışırken, İnegöl´ün sorunları bir kambur gibi öylece dururken, İnegöl´e şuan hiçte lazım olmayan, konumu ve maliyeti sürekli tartışılan, üstüne üstlük, usulsüzlük ve rant iddialarının ayyuka çıktığı bir belediye sarayının kaşla göz arasında yapılıyor olması kabul edilebilir değildir.

Bir başka kabul edemediğim ise, Aktaş´ın başından beri yanlış olan bu projesine siyasi partilerin, STK´ların, aklı başında sanayici ve işadamlarının, vicdanlı vatandaşların sessiz kalışıdır. Sizlere ne kadar teessüf etsem azdır. Allah hepinizin müstehakınızı versin?