www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


BAK NE DİYECEĞİM?

.


Yılbaşı gecesi İstanbul´daki bir eğlence merkezine yapılan saldırı, tüm vicdanlı insanların yüreğini sızlattı. 39 insanın hayatını kaybettiği bu terör saldırısını bir kez daha en sert şekilde lanetliyorum.

Ancak terör saldırısından daha beteri, Türk Milletini birbirine düşüerecek fitne ateşinin yakılmasıdır. 

Geçmişte sağ-sol fitnesi çok canımızı yakmıştı. Yüzlerce gencimiz siyasi kavgalar neticesinde birbirinin katili oldu. Sonu askeri darbeyle biten bu süreçten sonra Sünni-Alevi, Türk Kürt ve Laik-Antilaik tartışmaları ile milletimiz hep bir kaosun içine çekilmek istendi ve çekilmeye devam ediyor.

Özellikle DEAŞ denilen katil terör örgütünün ortaya çıkmasının ardından laik anti laik tartışmaları daha sık tartışılır hale geldi.

İslam ile uzaktan yakından ilgisi olmayan DEAŞ terör örgütünün düzenlediği kanlı eylemler, aslında islamı yaşayanı da yaşamayanı da hedef almasına rağmen, yılbaşı gecesi eğlence merkezine yapılan saldırı, sanki yaşam tarzını hedef almışcasına çok tehlikeli bir fitneye büründürüldü.

Hatta daha da ileri gidilerek, camilerden yılbaşı kutlamanın dinimizce uygun olmadığını anlatan vaazların, bu saldırının sebebi olarak gösterilmek istendi. Hâlbuki camilerimizden bir insanı öldürmenin, tüm insanlığı öldürmek gibi olduğunu bildiren ayet ve hadislerle IŞİD´in ne kadar vahşi bir terör örgütü olduğu da anlatıldı. Tabi bunları duymak için en azından hafta bir kez Cuma namazına gelmek lazım.

Daha da üzücü olan ise, bir kısım siyasilerin de yakılan bu fitneye ortak olması ve açıklamalarıyla toplumu kutuplaştırmasıdır. Eğlence merkezine yapılan alçak saldırı da İktidarı, diyaneti ve islami camiaları suçlayanlar aslında çok iyi biliyorlar ki, bu ülkede uzun zamandır hiç kimsenin yaşam tarzına müdahele edilmiyor. Kimse yaşam tarzından ötürü kınanmıyor yada  engellenmiyor.

Girin google bakın;

Bugün en çok kilise ve havranın restore edildiği dönem AK Parti dönemidir. Ülkemizde yaşayan hristiyanlar ve yahudiler Müslümanlardan çok daha rahat inancını yaşayabilmektedir.

AK Parti´nin iktidarını engellemek için uydurulan Türkiye yakın zaman da İran ya da Arabistan olacak gibi saçma sapan iddialar, 15 yıllık AK Parti iktidarında çürümüş ve bir daha yeşermesi mümkün değildir.

Allahını seven şöyle etrafına bir baksın;

Her sokak başında bir tekel bayinin ya da meyhanenin olduğunu rahatlıkla göreceksiniz. Bu mekânlara ruhsat veren bu iktidarın tayin ettiği yöneticiler değilmi.  Şayet yaşam tarzına müdahale söz konusu olsaydı, bu işletmelere ruhsat verilirmiydi?

Yine bu ülkede genelevler, pavyonlar ve eğlence merkezleri 18 yaşını doldurmuş herkese açık. Dileyen gidip şişeninde dibine de vurabiliyor, afedersiniz zinanın da.

Dinimzin haram kıldığı kumar denilen illet, AK Parti iktidar zamanında zirve yaptı. Her köşe başında bir iddia ve ganyan bayii ve kıraathane görünümünde kumarhaneler her il ve il de ve ilçe de mevcut.  Sokalarda dolaşan mili piyangocular kazı kazancıları söylememe gerek var mı.

Dört tarafı denizlerle çevrili ülkemizin her sahili erkekli kadınlı herkese açık. Hatta güney sahillerinde afedersiniz üstsüz güneşlenmek, hatta adalarda anadan üryan dolaşmak serbest.

Faiz yuvalarını zaten söylememe gerek yok. Heryer banka? Ticaret yapanların kapısını çalmak zorunda bırakıldığı bankaların kredileri zaten sürekli teşvik edilmekte.Faize bulaşmayan insan sayısı neredeyse yok gibi. Cenab-ı Allah, herkesi dünya gerçeği faizden uzak tutsun ve kurtarsın.

Aslında yukarıda sıraladıklarımın hepsi, AK Parti öncesi iktidarlar döneminde de mevcut idi. Dinin devlet işine karışmadığı laik sistemde, Allah´ın haram kıldığı tüm bu şeytani şeylerin hepsi 15 yıllık iktidar döneminde alabildiğine çoğaldı ve çoğalmaya devam ediyor.

Peki, laikleri rahatsız eden ne? Allah için söyleyin, ülkemizde birtane yaşam tarzına müdahale edilen alan varmı? Eskiden başörtüsü yasağı vardı, kızlarımız eğitim hakkından mahrumdu, yine kamuda başörtüsü ile memurluk yapmak yasaktı.

Sözün özü; Yaşam tarzına müdahaleden bahsedilecekse, AK Parti öncesine bakılsın derim. Şimdi birlik zamanı. Hainlerle vatansevelerin ayrıldığı bir kritik dönemdeyiz. Vatansever olduktan sonra sağcı ya da solcu, alevi ya da sünni, laik yada anti laik fark etmez. Hepsi bu ülkenin has evladıdır. İnandığı gibi yaşama hürriyetine sahiptir. Saygılar?