www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


Ben bugün öldüm!

.


        Dün babam yeni bisiklet aldı.

Dün doğum günümdü.

Dün okula başladım.

Dün bir kıza aşık oldum.

Dün istediğim üniversiteyi kazandım.

Dün çok güzel bir kızla sevgili oldum.

Dün üniversiteden mezun oldum.

Dün sevdiğim kızla nişanlandım.

Dün atamam gerçekleşti.

Dün dünya evine girdim .

Dün baba oldum.

Dün tatil planını yaptım.

Dün yeni bir iş kurdum.

Dün tuttuğum takım şampiyon oldu

Dün yeni bir araba ve ev aldım

Dün dostlarla çok keyifli bir gece geçirdim.

Dün çocuğum üniversiteyi kazandı.

Dün çocuğumu evlendirdim.

Dün rütbe aldım

Dün terfi ettim.

Dün seçimleri kazandım makama oturdum.

Dün emekli oldum.

Dün hacca yazıldım,

Dün torunum oldu.

Dün torunumu sünnet ettirdim.

Dün biraz fenalaştım.

Dün hastaneye kaldırdılar

Dün…

Ben bugün öldüm.  Halbuki dünden bugüne kurduğum ne hayallerim, ne umutlarım, ne yazılacak  hikayelerim vardı.

Hey duyuyor musunuz, camilerden salalar okunuyor, öldüğümü haber veriyorlar  eşe, dosta, akrabaya… Birazdan evin önünde komşulardan helallik alacaklar ve sonra mahallemizdeki caminin bahçesine götürecekler…

Bakın cenazemde kimler var! Dün kahvaltıda gülüştüğümüz eşim, çocuklarım ve torunum… Torunumun elinde havlu ve mavi bir ibrik var…

Dün evden çıkarken karşılaştığım komşum, mahalle esnafı da gelmiş… Hısım akraba hepsi burada. Birazdan cenaze namazımı kılacaklar ve sonra ebedi istirahatgahıma uğurlayacaklar beni.

Ani oldu sanki ölümüm, hiç beklemiyordum açıkçası...

Tüm sevdiklerimi, servetimi, makamımı, rütbemi, eşyalarımı ve tüm vazgeçilmez sandıklarımı dünyada bıraktım…

Çünkkü ben bugün öldüm