www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


BİR TÜRKİYE KLÂSİĞİ


Önce bir haber düşer ajanslardan, sınırda sıcak çatışma diye...

Ardından son dakika haberi geçer televizyonlardan,  "Hakkâri´de teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada, 1 üsteğmen ile iki uzman çavuş ve 5 asker şehit oldu."diye

Haberlerden edindiğimiz bilgilere göre, terörist grubun çevresi kuşatılmış ve yok edilmesi an meselesidir. Ancak haberlerin devamında yüreğimize su serpecek, kaç terörist öldürüldüğüne dair tek bir cümle duyamayız, hevesimiz kursağımızda kalır.

Şehit askerler genelde Orta Anadolu´dan çıkar. Her biri gariban esnaf ve köylü çocuğudur.

İsimleri ve memleketleri kamuoyuna duyurulmadan önce şehrin askeri yetkileri,  ambülâns ve sağlık ekipleri eşliğinde şehit ailesinin evine giderler. Kapı çalınır, kapıyı açan anne ya da eş, daha rütbeli askeri görür görmez çığlığı basar ve oracığa yığılır. Zira yürekler taşıyamaz o acıyı...

Saçına ve sakalına ak düşmüş şehit babası ise metin olmaya çalışır ve titreyen dudaklarından dökülen ilk cümle, "vatan sağ olsun" olur.

Türk halkı genelde akşam yemeği sırasında alır şehit haberlerini. Boğazlara düğümlenirken lokmalar ağızlarından birliktelik etmişçesine "Allah vatan hainlerinin ve bölücülerin belâsını versin" cümlesi çıkar.

Akabinde, siyasîlerin mesajları yayınlamaya başlar, en büyüğünden aşağıya doğru...

Cumhurbaşkanından, Genelkurmaya başsağlığı,

Başbakan  "bıçak kemiğe dayandı",

Muhalefet temsilcilerinden "nefret ve kınama",

"Şehitlerin kanı yerde kalmayacak ve hesabı en kısa zamanda sorulacak" şeklinde havalı sözler,

"Kimse sabrımızı sınamasın" şeklinde pehlivanlıklar,

Birlik, beraberlik ve kardeşlik, mesajları,

Şehitler üzerinden nemalanma, gayretleri,

Devamında,

Şehitler memleketlerine gönderilir,

İktidarı, muhalefeti, askeri erkânı, STK´ları ve yöre halkı, şehidi taşıyan top arabasının ardından büyük bir vakarla yürürken, kalabalığın içerisinden bir grup "Ya Allah Bismillah Allah´u Ekber, Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganları atar.

Cenaze namazı sırasında, tabutun başında örtüsü başından sıyrılmış, kendinden geçmiş analar, bacılar ve eşler. Birde hiç bir şeyden habersiz ağzı emzikli bebeler, ya da elinde şehit babasının fotoğrafını taşıyan yiğitler..

Sonuç; Evet, şehitler ölmez vatan bölünmez, ama 20 yaşında filinta gibi gençlerimize yazık oluyor.  "Bir Türk Dünyaya bedel" diyerek destanlar yazan Türk Silâhlı Kuvvetlerimizin O güzide askerleri Mehmetçiklerimiz, bir kaç çapulcunun serseri kurşununa hedef oluyor.

Yazık oluyor, ama çok yazık...