www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


BİR APO KALDI

BİR APO KALDI


Anayasa referandumunda yetmez ama evet diyenlerdenim. Çok ümitlenmiştim. Zira bu ülkenin kanını emenlerden, demokrasiye sürekli balans ayarı yapanlardan, Müslümanca yaşamaya çalışanların burnundan getirenlerden hesap sorulacaktı.

 

Başta 80 darbesini yapan dönemin Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren ve hayata olan kuvvet komutanları, bin yıl sürecek diyen 28 Şubatın o kudretli paşaları ve Ergenekoncuların anaların emdikleri süt burunlarından gelecekti.

 

Hatta anayasa referandumunun yapılacağı o günlerde,  PKK’nın şehir yapılanması denilen KCK’lılar inlerinden tek tek toplanıyor ve KCK’lılara operasyon düzenleyen özel harekâtçıların videoları, sosyal paylaşım sitelerinden gururla paylaşılıyordu.

 

Halk Türkiye artık normalleşiyor, herkes ektiğini biçiyor, kimsenin yaptığını yanına kar kalmayacak demeye başlamıştı. Üzerine birde şike davası patlayıp Fenerbahçe gibi Türkiye’nin dokunulmaz denilen spor kulübünün başkanı içeri alındıktan sonra tamam dedik, artık eski Türkiye’den eser kalmadı.

 

Geriye dönüp baktığımızda ,kimler kimler kara zindanları boylamıştı. Genel kurmay başkanları, kuvvet komutanları, albaylar yarbaylar ne kadar darbe girişiminde bulunan rütbeli varsa göz atındaydı. Yine darbeyi desteklediği ileri sürülen bir takım gazeteciler ve STK temsilcileri de bu süreçte kotesi boylamıştı.

 

Hatırlayın o süreçte, ergenekoncularla ilgili bavul bavul iddianameler mahkemelere sunuluyor, planlanan darbeler bir bir deşifre ediliyordu. İktidara yakın televizyon kanalları da, her akşam bu konular üzerinden reyting devşiriyordu.

 

Ta ki, 17 Aralık operasyonu patlayıncaya kadar. 17 Aralık sabahı Türkiye, bakan çocuklarının sözde karıştığı yolsuzluk operasyonu ile uyandı. Ülke gündemi bir anda değişmişti. Ne 80 darbecileri, ne 28 Şubatçılar, ne Ergenekoncular, nede KCK’lılar artık kimsenin umurunda bile değildi.

 

80 yılında sözde günahsız insanları idam edenler, 28 Şubatta inançlı insanların hayatını karartanlar, AK Partiye darbe planlayıp camileri bombalayacak olan paşalar, AK Partili belediye başkanlarını bir bir evlerinden toplayacak olan darbeciler ve de PKK’nın şehirlerde terör estiren eşkıyaları 17 Aralık sabahı zihinlerden silinmişti.

 

Tabi iktidara göre,17 Aralık yolsuzluk operasyonu değil, farklı bir darbe girişimiydi. Ancak bu kez darbeyi planlayanlar, laikler değil, iktidara 12 yıl kol kanat geren Fethullah Gülen cemaati idi.

 

17 Aralık sarsıntısını çabuk atlatan Başbakan Erdoğan, paralel dediklerini adeta tek başına göğüsleyiverdi. Başta Fethullah Hoca olmak üzere, cemaatin bütün ağır abilerine ve ablalarına verdi veriştirdi, yerel seçim sürecinde. Tabi başbakan yüklendikçe, onun izinden giden medya durur mu, onlarda bütün argümanlarını ortaya koydular ve cemaatin sesini kesiverdiler.

 

Tabi 17 Aralık süreci yaşanırken, Müslümanlara hayatı zindan eden 28 Şubat post modern darbecileri, AK Parti iktidarına darbe planlayan ergenekoncular ve KCK’lılar bir bir dışarı salınıverdi. Hatta kimisi milletvekili yemini edip, şimdilerde mecliste bizleri temsil! etmeye başladılar bile.

 

17 Aralık darbecilerimi? onların zaten hepsi dışarıda, ama onlar bir müddet daha kullanılır diye düşünüyorum. Zira onların üzerinde bir yerel seçim kazanıldı, sırada bir cumhurbaşkanlığı seçimi ve bir genel seçim daha var, kazanılacak. Önümüzdeki günlerde birkaç operasyon yapılıp gözaltılar olabilir, çok sıkışılırsa Fethullah hoca iade edilebilir ve hesap soruluyor havası yaratılabilir.

 

Ama paralelcilerin akibeti de hiç üzülmesinler, ergenekoncular gibi olacak. Bir süre kullanılıp salınıverecekler. Ama asıl korkum, paralelciler gözaltına alınırken, terörist başı Apo salıverilmesin. Zira ‘barış sürecine!’ büyük katkısı oldu muhteremin…