www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


BU KİNİNİZ NİYE?

BU KİNİNİZ NİYE?


Her yeni yıla, yeni bir umut ve yeni bir heyecanla başlıyoruz. Ancak yaşadığımız yüzyıl sanki kıyametin kopacağı bir yüzyıl olacak gibi. Zira kıyamete yakın zuhur edecek bazı hadiselerin yaşandığı ifade edilmekte.

İşte 2020 yılı da  herkesin her açıdan umutla başladı bir yıldı. Ancak, çeşitli ülkelerde yaşanan depremlerin ve yangınların ardından COVİD-19 denilen bir salgın hastalık tüm dünyayı esir aldı. İnsanlık bir korku panik halinde. Ülkeleri yöneten idareciler çaresiz. Mega devletlerin ekonomileri sos veriyor. 50 yıllık 100 yıllık planlar yapan sözde büyük devletlerin bütün planları alt üst oldu.

Çin’de başlayan ve tüm dünyaya yayılan bu hastalık, ülkemizde de ciddi şekilde yayılmakta ve can almakta. Devleti yöneten idarecilerimiz büyük bir kararlılıkla hastalığın yayılmasını ve yaşanan ekonomik sıkıntıları önlemeye çalışmakta.

Bu minvalde 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı getirildi ve yine toplu kullanım alanlarında bir takım kısıtlama ve yasaklamalara gidildi. Ancak bu yasaklar, bir kısmı işletmelerin mali durumlarını yakından etkiledi. Birçok firma geçici olarak faaliyetlerini durdurma kararı aldı. Hizmet sektörü ise neredeyse durdu. Gıda, ilaç, temizlik ürünleri dışında alışverişin kısırlaştığı bir döneme girdik.  

Salgın hastalık nedeniyle insanlar zamanlarının büyük bir kısmını çalışmıyorsa ya da zorunlu değilse evde geçiriyor.

Evde zaman geçiren ve internet kullanan insanlar ise koronayı peki ciddiye almıyor. Zira sosyal medyadan şakalar espriler havada uçuşuyor.

Birde korona salgını nedeniyle sürekli farklı fikirdeki insanlara sataşanlar var ki, bazıları kantarın topuzunu kaçırmış durumda. Kendilerini modern ve çağdaş, karşı tarafı gerici ve yobaz gören bu zümre,  korona ile mücadelede yaşanan zafiyeti dine diyanete din adamlarına bağlıyor. Bu nasipsizler ya çok şuursuzlar, ya da çok cesurlar! Ama Allah’tan korkmayana da cesur denmez, dense dense ahmak yada zavallı denir.

Peki, bu zavallıların koronadan korunmak için ya da mücadeleyi daha etkin hale getirmek için savunduğu tez ne. Bu ülkede şu kadar imam olacağına, bilim adamı olsaymış, mücadele daha etkili olurmuş.  Yada şu kadar imam hatip lisesi, yerine şu kadar meslek lisesi yada teknik lise açılsaymış en azından bir şeyler üretilir ve memlekete faydası olurmuş…

Tezlerine katılmamak mümkün değil, ama gülmekten…

Ya kardeşim bu ülke 80 yıl boyunca Kemalist rejimin gölgesinde yönetilmedi mi. Dindarları bahane ederek yapılan balans ayarları ile ülkemizi geriye götüren kimlerdi. Tabi ki sizin gibi düşünen zümreydi…

Sizlerde çok iyi biliyorsunuz ki, laik rejimin amansız savunucuları, yıllarca dindar insanlara nefes aldırmadılar. Ama dinine diyanetine bağlı bu aziz millet her şeye rağmen devletine bağlılıktan hiç ayrılmadı, devletine hiç küsmedi. Bir ve beraber oldu, ibadet edeceği camisini de, kuran kursunu da kendi imkânları ile yaptı ve onardı. İmam Hatipler vs. dine hizmet eden tüm kurumlar, dindar insanların kurduğu vakıf ve derneklerin yardımları ile hizmetlerini sürdürdü ve sürdürmekte.

 “İmam yerine bilim adamı yetiştirseydik, korona ile mücadele de daha etkili olurduk” diyorsunuz. Peki, 80 yıl bilim adamı ve doktor yetiştirmek için sizin desteklediğiniz iktidarları kim tuttu, kim mani oldu. Kaldı ki, bu salgın hastalık sadece ülkemizi etkisi altına almış bir vaka değil. Tüm dünya bu görünmez düşmana karşı savaşıyor ve çözüm arıyor. Dünyada kaç bilim adamı, kaç prof. var, bunlar niçin hala hastalığın ilacını bulamadı, hiç düşündünüz mü? Bu salgın hastalık, dindar insanların sebep olduğu bir vaka mı ki, kininizi sürekli din adamlarından ve imamlardan çıkarmaya çalışıyorsunuz. Bu kininiz niye…