www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


ÇIPLAK KRAL KİM?

.


Yaşım 49.  30 yıldır partileri, liderlerin söylemlerini, yerel yönetimlerin hizmetlerini bir vatandaş gözüyle takip etmekteyim.

Ak Parti öncesi yerel siyasetçilerin özellikle de Anavatan Partisi ve Doğruyol Partisi yöneticilerinin yerelde bıçaklarının nasıl kestiğini, Bursa ve Ankara’da sözlerinin iki edilmediğini büyüklerden hep dinlemişimdir. Çalışmayan, aksi ve geçimsiz bürokratların, (Kaymakam, Emniyet Müdürü, İlçe Milli Eğitim Müdürü, Tapu Müdürü, başhekim vs. ) biletlerinin bir gecede nasıl kesildiğini yakinen biliyorum. Eski ilçe başkanlarının mesela İnegöl’e mal olmuş rahmetli Nihat Korkmaz’ın (dayı) parti ayırmaksızın kendisine ulaşan herkesin işini gördüğünü hala anlatırlar.

(Tabi devir artık değişti. Eski siyasetçiler ve  eski siyasi anlayışlar artık kalmadı. İnegöl’ün nüfusu 300 binlere dayandı. Her kültürden insan bir arada yaşıyor. İlçemize başka şehirlerden gelen farklı kültürdeki insanlar, zamanla siyasette ve ticarette söz sahibi ve akabinde makam sahibi oldular. Bu durum özellikle siyasetteki dengeleri de değiştirdi.  

Eskiden çat kapı yaptığımız ve derdimizi anlattığımız siyasetçiler mazide kaldı. İletişim araçları çoğalsa da özellikle makam sahibi siyasetçilere birebirde ulaşmak çok zorlaştı. Bu zorluk öyle bir noktaya geldi ki, zaman zaman şehrin ticaretine ve gelişmesine yön veren STK ve oda temsilcilerinden muhtarlardan bile bu şikayetleri duyar olduk.

Daha da vahimi aynı şehre hizmet için soyunmuş görevi ister ister ilçe başkanı, ister belediye başkanı ya da milletvekili olsun, birbirlerinin telefonlarına bile dönüş yapmadıklarını duyuyor ve şaşırıyoruz.

Siyasetçilerin makam hırsları ve aralarında yaşanan soğuk savaş, maalesef bürokrasi içinde de bölünmelere neden oluyor. Makamını kaybetmekten korkan yada tarafını seçen bazı idareciler, bu siyasi kavgaların mezesi haline gelerek oturduğu makama dolayısıyla şehrine hizmette zafiyet gösteriyor.

Yine duyuyoruz ki, siyasetteki bu bölünmüşlük nedeniyle vatandaşın işini artık siyasiler değil, bıçağı kesen bazı oda ve STK başkanları görüyor. Yerel idarecilerin bu bitmek bilmeyen dalaşmaları ve  küsüşmelerinin elbet siyasi sonuçları olacaktır ve oluyorda…

2002 den bu yana Türkiye’nin tamamına hizmetler götüren, yüzde 50’lik bir kesimin gönlüne girmeyi başarmış bir partinin günbe gün erimesinin en büyük sebeplerinden biri, yerelde yaşanan bu kısır kavgalardır.

Halka birlikten, beraberlikten iri ve diri olmaktran söz edenlerin,  zoraki bir araya geldikleri toplantıda kucaklaşmak yerine eteklerindeki taşları ortaya dökerek Kral çıplak demeleri,  yaşanan kavganın ne kadar vahim olduğunu göstermektedir.

Bu yazıyı okuyanlar gibi ben de merak etmiyor değilim, Çıplak denilen bu kral kimdir? Nerede yaşar, ne yer,  ne içer ve gerçekten çıplakmıdır?

Hülasa, iri ve diri olmak adına yapılan toplantıların İnegöl ayağında dağ fare doğurmuş, kralın çıplak olduğu beyan edilmiş ve toplantı hayırlara vesile olmadan sona ermiştir. Kalın sağlıcakla…