www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


DANIŞTAY’IN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KARARI

.


Geçtiğimiz günlerde, Danıştay 10'uncu Dairesi İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanı Kararı ile çekilmesini hukuka uygun bularak, iptal davasını reddetti.

Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi yönündeki 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararı Resmi Gazete'de şu ifadelerle yayımlanmıştı:

"Türkiye Cumhuriyeti adına 11.05.2011 tarihinde imzalanan ve 10/02/2012 tarihli Bakanlar kurulu kararı ile onaylanan 'Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3'üncü maddesi gereği karar verilmiştir."

11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi ismiyle anılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ni imzalayan ve onaylayan ilk ülke Türkiye'ydi.

TBMM’de tüm siyasi partilerin desteği ile onaylanmış olan İstanbul Sözleşmesi, bırakın kadına şiddeti önlemeyi, tam tersine geçen 10 yılda kadına şiddeti artmış, kadın cinayetlerini, aile içi şiddeti de arttırmıştı.Aslında İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekilmesi kararı sadece sembolik bir karar.Çünkü İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde çıkarılan kanunlar, başta 6284 sayılı kanun olduğu gibi durmaktadır.TCK’da kanunlar olduğu gibi duruyor.Başta eşcinsel dernekler, CHP ve İYİ PARTi olmak üzere bazı Siyasi Parti ve STK bu olayı iktidara karşı toplumsal kalkışma için kullanmak istiyorlar.

İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral AKŞENER bu karar için:"Bugün, kirli bir zihniyeti memnun etmek için verilen bu siyasi karardan sonra; kadınlara yönelik her türlü şiddette, cübbelerini ilikleyip o imzayı atan parmakların izi olacak. Ama #AzKaldı. Biz geleceğiz ve İstanbul Sözleşmesi yeniden yaşatacak!" dedi.

Kirli Zihniyetten kastı nedir acaba? İstanbul Sözleşmesi ile eşcinsellere bir çok haklar tanındı.Dinimiz İslâm ise eşcinselliği reddediyor ve yasaklıyor.Kirli zihniyetten kasıt İslâm dininin kuralları ise, buradan kendisini şiddetle kınıyorum.İYİ PARTİ Genel Başkan Yardımcısı Bahadır ERDEM, daha önce ABD’de LBGTİ yürüyüşüne katılmış ve destek verdiğini açıklamıştı.

CHP’nin eşcinsellere açık desteği var.6’lı ittifakta bulunan tüm siyasi partiler Danıştay’ın kararını Kadına şiddetle ilgili değil, eşcinsellere verilen hakların kısıtlamaya uğrayacağı endişesi ile eleştiriyorlar.

Sadece Saadet Partisi Genel Başkanı Temel KARAMOLLAOĞLU, danıştayın kararını destekledi.Ancak bu açıklama bir taraftan tabanı elinde tutabilmek, diğer taraftan ortakları kızdırmamak için yapılmış cılız bir açıklama. Çünkü 6’lı ittifakın imzaladığı Ahlatlıbel Bildirisi ve “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” deklarasyonunda yer alan şu ifadeler olası 6’lı ittifak iktidarında yaşanacakları açık bir şekilde ortaya koyuyor.

“Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi normları çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı,” (Eşcinsellik bir insan hakkı olarak görülüyor ve onların haklarının güvence altına alınması)

Avrupa İnsan hakları mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi Kararlarının uygulanması, hukuk devleti ve anayasanın üstünlüğü ilkesinin en önemli gereklerindendir.Bu kararların uygulanmaması veya uygulanmasının geciktirilmesi, hukuki güvenlik bakımından ciddi bir sorundur.Bu nedenle Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan hakları Mahkemesi içtihatları ile uyumlu kararlar alınmasını ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların derhal uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır.”

AİHM içtihatları çok açık bir şekilde, “Eşcinsellik bir insan hakkıdır” diyor.Eşcinsel evliliklerin tescil edilmesi, eşcinsellerin dernek kurabilmeleri, propaganda yapmalarının serbest olması yönünde alınmış kararları var.

Yine AB Parlamentosu ve Avrupa Konseyinin K.K.T.C.-sözde Ermeni Soykırımı gibi konularda Türkiye aleyhine kararları var.Yine AİHM’in K.K.T.C.de Rum bir kadının T.C. aleyhine açtığı davada verdiği ve ileride emsal oluşturabilecek kararları var.

Bütün bunlar ortada iken, Milli Görüş’ün tarihi bunlarla mücadele ile geçmişken bunların altına nasıl imza atılabilir. Bunların altına imza atanın Milli Görüş’le alakası kalır mı?

İşte bu yüzden Milli Görüş tabanı Saadet Partisini terk ediyor.Anketlerde Saadet Partisi eriyor.Çünkü gerçek  Milli Görüşçüler asla inançlarına aykırı kararları alanları desteklemezler.Milli Görüşte önce inanç gelir.

Milli Görüş’ün öncelikli sloganının “ÖNCE AHLAK ve MANEVİYAT” olduğunu bilirler.