www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


DAVA VE DAVACILAR


Hz. Mevlana, ?ya göründüğü gibi ol, ya da olduğun gibi görün´ demiş. Ancak insanoğlu dünya nimetlerinin (para, şöhret, makam mevki) dayanılmaz cazibesi karşısında bir türlü olduğu gibi, ya da göründüğü gibi olamıyor.  İki saniye sonrasına bile garantisi olmayan insanoğlu sürekli dönmekte.

Para, şöhret makam ve mevki için sürekli dönüp duranların ardına baktığımızda ise yığınla insan görürüz. Ancak bu kalabalıklar at sineklerinden farksızdır.  At sinekleri de bildiğiniz üzere sürekli atın kıçın da dolanırlar ve tek gayeleri bir parça pislik alabilmektir.

Ancak davası olan insanlar asla yolundan dönmezler. Hep dimdik dururlar ve bu tip insanlara omurgalı insan denir. Sağlam karakterli, kişilik sahibidirler. Önüne dünya nimetlerini serseniz de fayda vermez, elinin tersi ile iterler ve yoluna devam ederler. Bu dava adamların etrafında ise kalabalıkları bulmanız mümkün değildir. Zira dava adamlarının derdi dünyayı değil, ahreti kazanmatır.

Yeryüzüne gelmiş geçmiş insanlar içerisinde dünya nimetlerine hiç meyletmeyen ve davasından asla taviz vermeyen insanların başında ise Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellam gelir.

Allah´ın nizamını yeryüzüne hakim kılmak için gönderilen Peygamber Efendimiz, Mekkeli müşriklerin davasından vazgeçmesi halinde kendisine taahhüt ettikleri dünya nimetlerini elinin tersiyle iterek şu mübarek sözü söylemiştir. ?Sağ elime güneşi, sol elime ay´ı verseniz de davamdan asla vazgeçmem?

Allah Resulü´nün bu mübarek sözleri, O´nun kutlu yoluna baş koymuş nice insan için ölçü olmuştur. O´nun kutlu yolunda yürüyenler, Hakk´ı Hakim kılmak için gece gündüz malıyla canıyla cihat edenler, kulluk imtihanını Allah´ın izni ile başarıyla tamamlayacaklardır.

Yüce Allah´ın emrettiği Peygamberimizin ve ashabının tesis ettiği, ecdadımızın 6 asır adaletle hüküm sürdüğü Kuran Nizamı haricindeki tüm beşeri sistemler, insanı Allah´ın yolunda saptırmak için kurulmuş şeytani düzenlerdir.  

Herhangi bir cemaat, tarikat, ya da parti adı ne olursa olsun, zulmü önlemeye yönelik bir çaba içerisinde değilse, ya da zulmü önlemeye çalışırken İslam dairesi dışına çıkıyorsa, o zümrenin adı ne olursa olsun, dava iddiası safsatadan ibarettir.

Bugün dava diye nutuk atanlar, önce önder diye peşine takıldıklarının ve kendilerinin Allah´a olan kulluk vazifesini yerine getirip getirmediklerine bakması gerekir. Kendi ahretini düşünmeyen bir insanın, Namı Celili yeryüzüne yayma iddiasında bulunması kadar komik bir şey olamaz. Her şeyin sahibi Yüce Allah´ın emirlerini yerine getirmeden, yasaklarından kaçınmadan da asla dava adamı olunamaz.

Dünya menfaatleri karşısında fırıldak gibi dönen insanların, bugün başka yarın başka duruş sergileyenlerin, Hak ve Hakikat karşısında susup zulmü alkışlayanların dünya hayatı hüsranla sonuçlanacaktır.

Anayasası Kur´an olanların, Hz. Muhammed´i önder edinip yolundan gidenler ise kulluk imtihanını Allah´ın izni ile kazanacaklardır.

Tüm insanlığın tek kurtuluşu, eşi ve benzeri olmayan, her şeyin yegâne sahibi Hay olan Allah´a kul olmaktan geçiyor. Rabbim tüm insanlığa saadet getirecek bir nizamın kurulmasına, bizleri vesile kılsın ve tüm mümin kullarını Kur´an yolundan ayırmasın. Âmin