www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


DİYANET’İN AÇIKLAMASI, EŞCİNSELLİK VE ZİNA

DİYANET’İN AÇIKLAMASI, EŞCİNSELLİK VE ZİNA


Son haftanın gündemi eşcinseller konusu.Diyanet İşleri Başkanı Ali ERBAŞ’ın açıklamaları sonrası Ankara Barosu ve İzmir Barosu’nun Ali ERBAŞ ile ilgili yaptığı suç duyurusu ile ortalık karıştı.İyi ki karıştı. Çünkü meşhur atasözümüz vardır: “Bulanmadan durulmaz.”

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum.Diyanet işleri Başkanı Ali ERBAŞ; görevini yerine getirmiş, dinimizin emirlerini bildirmiştir.Açıklamalarında ki sadece eşcinselliği “Luti’lik” olarak tanımlamasına katılmıyorum.

Çünkü LUT A.S. bir Peygamberdir.Gönderildiği kavim, bu rezaletten vazgeçsin diye çok mücadele verdi. Diğer tüm açıklamaları geç kalmış açıklamalar olarak görüyorum.

Bu açıklamaların muhatabı bence Milletin meclisi TBMM’dir.Çünkü eşcinselleri koruma altına alan ve fuhşu, zinayı koruma altına alan “İstanbul Sözleşmesi” TBMM’de onaylanmıştır.

11 Mayıs 2011. İstanbul’da yapılan Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantısında tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan sözleşme,İstanbul’da yapıldığından dolayı “İstanbul Sözleşmesi” adıyla tanımlanmaya başladı. Sözleşmeyi her ülke adına Dışişleri Bakanları imzaladığı için Türkiye adına Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu imzaladı.İstanbul Sözleşmesi, imzaya açılmasından sonra onay için TBMM Genel Kurulu'na sunulmuş, 14 Mart 2012 tarihinde AKP, CHP, MHP ve BDP’nin oybirliğiyle 246 kabul ve sıfır ret oyuyla Meclis'te onaylanmıştır.Yani İktidar kadar muhalefet de suçludur.

İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzaya açan ülke Türkiye olduğu gibi ilk onaylayan ülke de Türkiye olmuştur; Sözleşme 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

TBMM, milletin temsilcilerinin oluşturduğu bir kurul olduğu için, aslında Diyanet İşleri Başkanı Ali ERBAŞ’ın açıklamlarının muhatabı bu millettir.Millet aklını başına almalı ve ne yaptığını düşünmelidir.

En son olarak Metropoll araştırma şirketinin Aralık 2019’da yaptığı ve 08.01.2020 tarihinde yayınladığı Türkiye’nin Nabzı başlıklı araştırmada; toplumumuzun % 53’ü Türkiye’nin AB’ye girmesine olumlu baktığını gösteriyor.Yine bu araştırmada partilerin seçmenleri arasında dağılım şu şekildedir.

AK PARTİ-----% 52,8 CHP----% 54,2 MHP----%51,2 HDP----% 72,1 İYİPARTİ---% 44,7 SAADET---% 52,4

Aslında bu tablo her şeyi ortaya koyuyor.Tüm siyasi partiler başlarını iki ellerinin arasına alıp düşünmek zorundadır.Biliyorum; Saadet Partililer bu sonuçlara itiraz edeceklerdir.Ancak bu araştırma şirketi; Saadet Partisi Genel Merkezi’nin de çalıştığı bir araştırma şirketi.

Seçmenlerin yaklaşık yarıdan çoğu Türkiye’nin AB’ye katılmasına olumlu bakıyor olması büyük bir Facia.

Demek ki; AB konusu seçmenlere doğru ve yeterli oranda anlatılamamış.

AB-Avrupa Birliği’nin ortaya koyduğu kriterler vardır.Üye olmak isteyen ülkeler bu kriterleri yerine getirmek zorundadır.Yani bu kritelere uygun kanunlar ve düzenlemeler yapmak zorundadır.Bu kriterlerden bazıları şunlardır:

-Zina suç olmaz.Üye ülkeler Zina fiiline ceza öngöremez.Erkek-kadın veya iki erkek veya iki kadın bir evi paylaşabilir.Evlenmek şart değildir.Evlenmeden çocuk sahibi olabilirler.

-Eşcinsellik,Homoseksüellik,Travestilik,Lezbiyenlik vs.insan hakkı olarak görülür.Bunlar teşvik edilir.Üye ülkeler veya üye olmak isteyen ülkeler Medeni Hukuk’larını buna göre düzenlerler.Erkek, erkekle, kadın kadınla evlenebilir.

İşte Diyanet İşleri Başkanı’mız Ali ERBAŞ’ın yaptığı açıklamaların hedefi bu nedenle Milletimizdir.Millet bunun gereğini yapmak zorundadır.Siyasi Partiler ,STK’lar ve MEDYA bunun gereğini yapmalıdır.

Milletimiz AB konusunda bilinçlendirilmelidir.Konunun vehametini bilenler, bilmeyenlere anlatmalıdır.

Siyasi Partiler ve STK’lar üyelerini, seçmenlerini bu konuda bilinçlendirmelidir.Bu manevi bir mes’uliyettir. Milletimiz Türkiye’yi AB’ye sokmak isteyen Partilere destek olmamalıdır.

        Bu konuda en büyük sorumluluk iktidara düşmektedir.Makam ve mevkiler gelip geçicidir.Yarın ne ile anılacağınız çok önemlidir.İktidarı da uyaracak olan yine kendi seçmeni ve milletdir.