www.haberyorumgazetesi.com
www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


EKONOMİ REFORMU

EKONOMİ REFORMU


Muhtemelen 2021 yılı hukuk ve ekonomi alanlarında yeni bir çok kararın alınacağı bir yıl olacak. Geçen hafta Anayasa Reformu için tekliflerimi yazmıştım.25.01.2021 tarihinde de yine bu köşemde “Yüksek faizden nasıl kurtulacağız” konusunu yazmıştım.Bu yazımda , faizlerin gider olarak yazılmaması halinde faizlerin düşeceğini yazmıştım. Ekonomi kurmayları  bu yazımızı okudu mu, okumadı mı bilmiyorum.Ancak 04 Şubat 2021 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 01 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere, Finansman gider kısıtlaması yüzde 10 olarak belirlendi.

 

Bu Karar uyarınca; kullandıkları yabancı kaynak toplamı, öz kaynaklarını aşan,

- Gelir vergisi mükellefleri ve kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri haricindeki kurumlar vergisi mükellefleri,

 

- Öz kaynaklarını aşan yabancı kaynaklara isabet eden (yatırımın maliyetine eklenenler hariç olmak üzere) faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altındaki finansman giderleri toplamının yüzde 10'unu,

1.1.2021 tarihinde başlayan vergilendirme dönemlerinden itibaren gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde indirim konusu yapamayacaklar. 

 

Bizim teklifimiz Finansman giderlerinin tamamının Kanunen Kabul edilmeyen gider olarak kanunlaştırılması. Eğer böyle bir uygulamaya gidilirse, şirketler öz sermayelerini güçlendirmek zorunda kalacaklar.Bunun için yurtiçi ve yurtdışında ortaklar bulacaklar.Bu durum dışarıdan sermaye girişine neden olacaktır.Şu anda bu kaynak bankalar üzerinden faiz karşılığı sağlanıyor.Bu da maliyetleri arttırıyor.Kredi faizleri % 20 civarında. Buna Hammadde+Yarı Mamul+Mamul aşamalarının her birinde faiz yükünü ilave ederseniz, Mamül tüketicinin eline ulaşıncaya kadar yaklaşık % 35’leri buluyor.Bu durum tüketicinin aldığı her malın fiyatının yaklaşık 1/3’ü yani  üçte birinin faiz olduğu sonucunu doğuruyor.Sonuçta faizi tüketici ödüyor.Halbuki Faizler gidere yazılmasa bugünkü maliyetler 1/3 oranında ucuzlayacak.Dünyada da üreticimiz rekabet gücü kazanacak.Daha fazla ihracat yapabileceğiz.Daha fazla döviz kazanacağız.

 

Ekonomi reformu yaparken 1996 yılı ERBAKAN HÜKÜMETİ dönemi iyi incelenmeli.Her türlü engellemelere rağmen nasıl bir Ekonomi Destanı yazdığının iyi irdelenmesi gerekir.Bir kaç tanesini yazmaya çalışayım.

 

1-BORÇLANMA DURDURULDU-Hükümet kendisi borçlanmadığı gibi, kamu kurumlarına da borçlanma yasağı getirdi.1 yıl boyunca iç-dış borç alınmadı.Belediyeler borç almadı.Atıl kaynaklar harekete geçirildi.

2-HAVUZ SİSTEMİ- KİT-Kamu İktisadi teşekkülleri’nin ve diğer kamu kuruluşlarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere “HAVUZ SİSTEMİ” kuruldu.Tüm kamu kuruluşlarının paraları Ziraat Bankası’nda açılan tek hesapta toplandı.Böylece Krediye olan talep ciddi oranda azaldı.Bankalar para satamayınca faizleri düşürmek zorunda kaldılar.AK PARTİ de ilk yıllarında bunu KAMUTEK hesabı olarak dile getirmişti.

3-DENK BÜTÇE-1996 yılında hazırlanan 1997 yılı bütçesi DENK BÜTÇE olarak hazırlandı.Her yıl bir sonraki yılın bütçesi TBMM de kabul edilir.Devletin gelirleri bellidir.Hükümetler bütçelerini yani giderlerini buna göre hazırlayabilir.Buna “AYAĞINI YORGANINA GÖRE UZATMAK” denir.Ancak gelen bütün iktidarlar gelecek yılın bütçelerini AÇIK hazırlar ve TBMM den bu şekilde geçirirler.Bunun sonucu her yıl bütçe açık verir, bu açığı kapatmak için de, korkunç bir borçlanmaya gidilir.Milletin alınteri-emeği bir avuç mutlu azınlığa faiz olarak gider.

Nitekim Merkez yönetim bütçe açığı 2020'de 172,7 milyar TL oldu.Faiz harcamaları da 134 milyar TL oldu.

 

Halbuki bütçe hazırlanırken 139 milyar öngörülmüştü.2021 YILI BÜTÇE AÇIĞI 245 MİLYAR TL öngörüldü. Muhtemelen 300 milyar TL.yı bulacak.Çünkü daha Ocak ayında 25 milyara yakın açık verildi.

 

4-İSRAFLAR VE MAKYAJ YATIRIMLAR DURDURULDU-

Özellikle Belediyelere borçlanma limiti getirilmeli.

İster CHP, ister AKP veya diğer siyasi partilerin Belediyelerde ilk yaptığı iş Başkan’ın borçlanma limitini Mecliste arttırmak.Maalesef Belediyelerin hepsi bir sonraki dönemde seçilmek düşüncesi ile makyaj yatırımlara yönelmekte ve kontrolsüz biçimde borçlanmaktadır.Acilen Belediyelere bütçelerine orantılı bir şekilde borçlanma sınırları düşürülmelidir.Genel bir sınırlama getirilmeli ki, muhalefet dahi itiraz edemesin.

 

Refah Partili Konya Belediye Başkanı Mustafa ÖZKAFA’nın o zaman IMF’den borç almak için yırtınan iktidara borç verebiliriz teklifi tarihe geçmişti.Refah Partili Belediyelerin 1989-1994 yıllarında borçla devir aldıkları Belediyeleri, Refah Partisi’nin iktidarda olmamasına rağmen 1999-2004 yıllarında nasıl kasaları dolu olarak bıraktıklarını da incelemek gerekir.

Bu ülke hepimizin siyasi hesapları bir kenara bırakarak, tarihe geçecek işler yapmamız lazım.