www.haberyorumgazetesi.com
www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


İÇİMİ ACITANLAR

İÇİMİ ACITANLAR


 

Ülkemizde ve ilçemizde yaşadığımız ve şahit olduğum bir takım konular varki, gerçekten içimi acıtıyor. Bu konuları kaleme almak, birilerinin canını acıtsa da, doğruları yazmak konusunda kendimi sorumlu hissediyorum.

Mesela Türkiye`de kullanılan kaçak elektriklerin bedeli, bildiğiniz üzere tüm ülke insanına pay ediliyor. En çok kaçak elektrik kullananlar ise güneydoğu ve doğu illerinde yaşayanlar. İlçemizde de kaçak elektrik kullananlar yok değil. Ancak kaçak elektrik kullanmak fakirlikten ya da yoksulluktan değil, karaktersizliktendir. Kaçak elektrik kullanmak kul hakkıdır, yarın huzur mahşerde bu hak söke söke alınır...

Diğer taraftan devletin kurumlarında çalışan bir kısım memurların altlarındaki araçlarla özel işlerini yürüttüklerini şahit olmaktayım. Meselâ önceki akşam bir arkadaşımı yolcu etmek için otobüs terminaline gitmiştim. O arada bir polis aracının terminalin içine kadar,(otobüslerin park ettiği alana kadar)girdiğini gördüm. İçerisinden iki polis ile genç bir erkek indi. Aracın bagajından bir bavul çıkardılar. Belli ki, onlarda bu genci yolcu etmek için gelmişler. Peki nasıl oluyor da, bir devlet memuru kamuya ait bir araçla özel işini görebiliyor. Bu durum da kul hakkı değil midir?

Bir başka canımı sıkan konu, birçok cadde ve sokakta aydınlatmaların gündüz vakti yanmasıdır. Gereksiz yanan bu aydınlatlamaların bedeli acaba kimlerin cebinden çıkmaktadır. Bu kurumu yöneten idareciler, acaba israfın haram olduğunu bilmiyorlar mı ki, böyle bir müsrifliğin önlenmesi için kıllarını kıpırdatmıyorlar. Ya da nasıl olsa halk keriz gibi ödüyor kimse ses etmiyor deyip oralımı olmuyorlar. Böyle ise bu da kul hakkına girer ve vebali ağır olur.

Yine bazı camilerin şadırvanlarında ki çeşmelerin arızalı olması nedeniyle sularının günlerce gereksiz şekilde aktığına şahit olmaktayım. Bu konuya özellikle cami görevlisi imam ve müezzinlerimizin ehemmiyet göstermelerini, arızalı çeşmelerin onarılması noktasında gerekli yerlere bilgi vermelerini, istirham ediyorum. İsrafın hiç olmadığı yerlerin başta İslam`ın yaşandığı ve yaşatıldığı camiler olması gerekmez mi?

Bir başka konu, yerel yönetimlerin şehri güzelleştirmek adına yaptığı çiçeklendirmeler ve kaldırım çalışmalarıdır. Her yıl belediye tarafından şehrin muhtelif bölgelerinde çiçek dikimleri gerçekleştirilmekte, bu çiçekler 3-5 ay sonra ziyan zebil olmakta ve milyonlar çöpe gitmektedir. Belediye yetkililerinin çiçek yerine, yeşillendirme çalışmalarına ağırlık vermelerinin ve ağaç dikmelerinin daha faydalı olacağı düşüncesindeyim.

Yine belediyemiz, her yıl farklılık olsun diye bir önceki yıl yaptığı kaldırım taşlarını söküp yerine farklı bir çalışma yapmakta, bu da milletin parasının boş işlere harcanıp, heba olmasına neden olmaktadır. Bu noktada belediye başkanımız, ya da sorumlu müdürlerimiz çok daha titiz olmalı diye düşünüyorum. Zira hiç kimse evindeki tuvaletin taşını her yıl yenisiyle değiştirmiyor.

Yukarıda sıraladıklarımın her biri kul hakkıdır, bunlar dost ve kardeş tavsiyesidir. Sakın ola bir muhalif gazeteci edasıyla yazdığımı düşünmesinler.