Manisa’nın Soma ilçesindeki bir maden ocağında meydana gelen faciada, 200’ün üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti.
Ben başta göçük altında kalarak hayatını kaybeden madencilerimize Allah.’tan rahmet, kederli ailelerine de baş sağlığı, yaralı kurtulanlara acil şifalar, halen göçük altında olanlarında, bir an önce sağ salim kurtarılarak ailelerine kavuşmasını temenni ediyorum.
Tabi bu elim facia hepimizi yasa boğdu. Tüm ülke insanı maden işçileri için seferber oldu. Kimi koşup gitti yardıma, kimi dualarını gönderdi.
Televizyonlar kurtarma çalışmalarını canlı yayınlarken, bizlerde ekranları başında gözyaşı döktük, ağlaşan eşler ve çocuklarla birlikte. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın daha beterinden saklasın.
Bu acının bize yansımasına gelince.
Hatırlayacak olursak bundan tam 1 yıl önce Hatay Reyhanlı’da bir patlama yaşanmıştı. Bu patlamada da, 40’tan fazla vatandaşımız hayatını kaybederken, 100’ün üzerinde insanımız yaralanmıştı.
Bu acı olayda ülkemizi yasa boğmuş, ancak ulusal televizyon kanalları tüm milletin yas tuttuğu o günlerde yayın akışında bir değişiklik yapmayarak, vur patlasın çay oynasın yayın akışına devam etmişti.
Televizyon kanallarının bu duyarsız ve edepsiz davranışını, 14 Mayıs 2013 tarihli köşe yazımda kınamış ve eleştirmiştim.
Tabi Hatay Reyhanlı’daki acı olaya sadece televizyon kanalları değil, İnegöl Belediyesi’de duyarsız kalmış ve daha önceden planladığı konseri iptal etmemişti.
O tarihlerdeki eleştirilerimizden nasibini alan İnegöl Belediyesi, Soma’daki facianın ardından, belki milli yas ilan edilmesinin de etkisiyle, daha önceden planlanmış kültür sanat ve spor etkinliklerini iptal etti.
Şayet İnegöl Belediyesi Soma’daki acı olaya rağmen etkinlikleri iptal etmemiş olsaydı, yine bir bahanenin ardına saklansa idi, bugünkü yazımda yine eleştiri oklarının hedefi olacaktı.
Peki, İnegöl Belediyesi programları iptal etti diye alkışlayacak mıyız, tabiî ki hayır. Zira sadece olması gereken bir davranışı sergilendi o kadar…
