www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


İSLÂM´IN GÜNCELLENMESİ OLMAZ.


        İslâm´ın güncellenmesi, ne demek? Cumhurbaşkanı 08.Mart.2018 Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile yaptığı konuşmada:

 

       ?İşte son günlerde bakıyorsunuz din adamı olarak ortaya çıkıp da ne yazık ki kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup, dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya. Anlamak mümkün değil. Yani bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada, farklı bir asırda, zamanda yaşıyorlar. Çünkü İslam´ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslam´ın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslam´ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız. Böyle bir şey yok. Onun için de bugün İslam´ın uygulanması yer, zaman, koşullar her şeyiyle o da değişiyor. İslam´ın güzelliği, önemi burada. Şimdi birçok hoca efendi beni tefe koyup çalacak, o ayrı mesele. Rabbim bizi tefe koymasın.?

 

09.Mart.2018´de AKP Genel Merkezi´nde düzenlenen 18. Dönem Siyaset Akademisi´nin açılış programına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, değişim meselesinin asırlara dair bir husus olduğunu kaydederek şunları söyledi:Değişimi inkar etmek kafasını kuma gömen devekuşu misali kendi kendini kandırmak demektir. Değişmeyecek olan kurallar, ilkeler de vardır. İslam´ın son din olduğu asla değişmeyecek bir hakikattir. Bununla kimse oynayamaz. Dinimiz İslam ve kitabımız Kuran-ı Kerim kıyamete kadar caridir. Kıyamete kadar gelecek olan tüm toplumlar karşısında söyleyecek sözü olduğu anlamına gelir. Kitabımız Kuran´ın her zaman söyleyecek sözü var. Ama bunlardan hareketle yapılan içtihadlar ve geliştirilen kurallar uygulamadaki karşılıkları zamana şartlara göre değişecektir. Zamanın değişmesi ile ahkamın da değişeceği inkar edilemez. Kurallar bunlar. Uygulamaya ilişkin kuralları içinde bulunduğumuz şartlara göre yenilemezsek sadece kendi kendimizi kandırmış oluruz.?Bu ifadeler Cumhurbaşkanı´na ait.   

 

         Şahsen ben bu ifadelere ve fikirlere katılmadığımı ifade etmek istiyorum. Cumhurbaşkanı´na acizane tavsiyem, üzerine vazife olmayan işlere girmemesidir. Bilgi sahibi olmadığı konularda konuşmamasıdır. 

Eğer Diyanet´in eski ve yeni meallerine baksa ve yine Diyanet Vakfı´nın meallerine baksa, Ömer Nasuhi Bilmen´in, Elmalılı´nın tefsir ve meallerine baksa Nisa Suresi 34.Ayet-i Kerimesi´nin ne söylediğini görecekti.                                               İşte ---https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nis%C3%A2-suresi/527/34-ayet-tefsiri----

 

 ?Allah´ın, (iki cinse) birbirinden farklı özellik ve lutuflar bahşetmesi ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah´a itaatkârdır; Allah´ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. (Evlilik hukukuna) baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara ögüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.?        

                                                                                                    

Diyanet İşleri Başkanı´na talimat versin ve bu mealleri ve tefsirleri değiştirtsin, gücü yetiyorsa.

Zamanında Süleyman Demirel´de ?Kur´an-ı Kerim´de ahkâm belirleyen yaklaşık 250 ayet, Kur´an-ı Kerim´den çıkarılsa bütün Dünya İslâm´ı kabul eder? demişti. İslâm Dini Allah yapısıdır. Eksiksiz ve noksansızdır. Yarısı veya bir kısmı İslâm değildir.İslâm´a sonradan bir şey eklenemeyeceği gibi, bir şey de çıkarılamaz.Kur´an-ı Kerim´in ortaya koyduğu hükümlere, İslâm´ın ahkâmına tarihsellik atfedilemez. Asırlar boyunca Kur´an-ı Kerim´in bazı ayetlerine tarihsellik atfedenler olmuştur. Bugün günümüzde halen bu iddiaları savunan yanlış düşünenler vardır. Fetö bunlardan birisidir.

 

     İslâm´ın hükümleri tarihsel değildir. Yani AHKÂM zamana göre asla değişmez.Kıyamete kadar geçerlidir.

İslam dininin ana kaynakları dörttür. Bu kaynaklar Kur´an, Sünnet, icma ve kıyastır. Bu kaynaklardan Kur´an ve Sünnet en temel olanlarıdır. Bu nedenle icma ve kıyas yoluyla elde edilecek bir bilgi kaynağının hiçbir zaman Kur´an ve sünnete ters düşmemesi gerekir. Bu durumda Kur´an ve Sünnete ters ve aykırı bir icma veya kıyas olamaz.

 

       Maalesef İslâm tarihinde, İslâm´ın hükümlerini kendi düşüncelerine göre yorumlatmak ve uygulatmak isteyen Yöneticiler de olmuştur.Ancak gerçek İslâm Alimleri bu yöneticilere boyun eğmemiştir.Buna en müşahhas örnek ise;İmam-ı Azam Ebu Hanife olmuştur.Zamanın Müslüman Yöneticileri tarafından işkence görmüş ve şehid olmuştur.