Bu hafta Hasbahçe`de ki konuğum İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş oldu. En zor ve en çok soruyu Başkan Aktaş için hazırlamıştım.
Bu sorular arasında gerçekten merak ettiklerimin yanı sıra, cevabını kısmen bildiğim ya da sorduğumda vereceği cevabı tahmin ettiklerim vardı.
Başkan Aktaş`ın çok samimî cevaplar verdiği sorulardan biri de "eleştirilmeyi sanırım çok sevmiyorsunuz. Zira sizi eleştiren gazetecilere zaman zaman ciddi tepkiler verdiniz, sonrasında bir vesile ile normale dönüldü. Eleştirilmek sizin zayıf noktanız mı? Yoksa eleştirenlerin size haksızlık yaptığını mı düşünüyorsunuz? Şeklindeki soruydu.
Aktaş bu soruya ;"Çok hatasız bir adam olduğumu iddia etmiyorum, muhakkak suretle hatalarımız olmuştur, nefsi davrandığımız anlar olmuştur, ama eleştirilmek noktasında ilk zamanlar gibi değilim. Herkes eleştirebilir ama burada bu eleştirilerin yapılan hizmetler ile alakalı olması lazım, yapılan uygulamalarla alakalı olması lazım. İtiraf ediyorum, bizim bir misyonumuz var, parti olarak bir tarzımız, duruşumuz var. Dolayısı ile bize, gelenek ve göreneklerimize, inancımıza yakışmayan festivaller yapmak, belirli tarzlar uygulamak bize tabi ki yakışmaz" şeklinde cevap verirken hem bir öz eleştiri, hem de eleştirinin nasıl olmasını belirterek, bazı eski gazetecilere mesaj göndermiş oldu.
Benim Başkan Aktaş`a seçimler öncesi yaptığım muhalefeti hatırlayacak olursak, özel hayatına değil, hizmetlerine ve siyasi söylemlerine eleştiriler getirmiştim.
Benin başkan Aktaş ile aramı açan ve 1 yıl devam eden konu ise, o süreçte dünya Müslümanları katledilirken festivalde düzenlenecek olan konserlerin iptal edilmesini istemem ve bu konuda ısrarcı olmam oldu.
Zaten başkan Aktaş, bu soruma cevap verirken."Bizim bir misyonumuz var, parti olarak bir tarzımız, duruşumuz var. Dolayısı ile bize, gelenek ve göreneklerimize, inancımıza yakışmayan festivaller yapmak, belirli tarzlar uygulamak bize tabi ki yakışmaz."diyerek bir itirafta bulundu.
Bu cevapta, Ramazan sokağında dansözlü tayatro sahnesinin de yanlış olduğunun bir itirafı söz konusu. Her ne kadar o süreçte gazete olarak bir tekzip yayınlasak ta, bugün geç gelen bir itiraf ile, bizim nasıl doğru bir iş yaptığımız ortaya çıkmıştır.
Aktaş`ın bu soruda birde mesaj verdiği gazeteciler vardı. Bu gazeteciler 2014 yılı itibariyle mesleklerine veda ettiler. En azından veda ettiğini ifade eden bir mektup yayınladılar son kez...
Bu gazetecilerin yaptığı eleştirileri göz önüne getirdiğimizde, bir insanın özel hayatına nasıl halel getirildiğinin resmini çizmişlerdi bir dönem. Mahrem konularda başkan Aktaş`ı zan altında bırakmışlardı. Şahsımda o dönemde o gazetecilere karşı Başkan Aktaş`ı en ateşli şekilde savunmuştum. Bugün yine olsa yine savunurum. Bu kişinin başkan ya da milletvekili olmasının hiç bir önemi yok.
Sözün özü insanoğlu beşer şaşar. Herkes yaptıklarının bedelini hem bu dünyada, hem de ahirette ödeyecektir. Umarım ölüm gelmeden herkes hatasını anlar ve üzerinde kul hakkı olmadan bu dünyadan göçer...
