Hükümet kamuda çalışan doktorların muayenene açmalarını, yada çalıştırmalarını yasaklamıştı. Ancak İnegöl Devlet Hastanesinde görev yapan bazı doktorların yasak olan bu işi gizlice yaptıklarını öğrendim. Hatta bir doktorun ücret karşılığı evlere kadar gittiğini, eğer hastayı daha kapsamlı şekilde muayene etmesi gerekiyorsa, hasta yakınlarına 112 acil ambülânsı aramalarını tavsiye ettiğini ve kendilerini acil kapısında karşıladığı bilgisine ulaştım.
Peki devletin koyduğu bu yasağı çiğneyen ve haksız kazanç elde eden bu doktorlar kimler? Bu doktorları bulup, gereken cezayı vermek kimin görevi.
Mesela İnegöl Devlet Hastanesi yönetici olan Halil Karahan olabilir mi? Evet olabilir. Ama sayın yöneticimiz Halil Karahan, bu aralar daha önemli işlerle meşgul.
Sayın yöneticimiz taşeron işçilerin yıllardır öğle saatlerinde yediği yemeklerin mesai saati içerisinde yendiğini tespit ederek taşeron işçilere çalışmadıkları her saat için mesai uygulaması yapmak istemiş. Bu tespitle sayın yöneticimiz, bir haksızlığın önüne geçmek istemiş. Ama taşeron işçiler vicdan sahibi siyasiler sayesinde bu durumdan kurtulmuşlar.
Sayın yöneticimiz bence maaşları günden güne eriyen taşeronları bıraksın da yasağı çiğneyen ya da amiyane tabirler gözü doymayan doktorları bulup ceza versin…
MUSTAFA AKYOL SEPETTEN Mİ ÇIKTI
İTSO seçimleri bitti kavga bitecek gibi değil. Dünkü yazımda İMOS Başkanı Mustafa Akyol’un İTSO Başkanı Metin Anıl’ı istifaya davet etmesinin yersiz olduğunu, demokrasiye inanılıyorsa, buna rıza gösterilmesi gerektiğini dile getirmiştim.
Dün İMOS Başkanı Mustafa Akyol’un istifa çağrısına, İTSO’dan sert yanıt geldi. Yapılan açıklamada sandıktan çıkan iradeye saygı duyulması gerektiğine atıf yapıldı.
Evet, çok doğru bir açıklama yapılmış, sandıktan çıkan iradeye herkes saygı duymalı. Peki Sayın Mustafa Akyol, İMOS seçimlerinde sandıktan değil de, sepetten mi çıktı da,
İTSO Başkan Vekili Mustafa Kaynakçı, Mustafa Akyol’un istifasını istedi.
Hayır, ne İTSO Başkanı Metin Anıl, nede İMOS Başkanı Mustafa Akyol istifa etmemeli, istifaları da istenmemeli.
Zira her iki isimde kendi üyelerinin oylarıyla seçilmiş, yani demokrasinin bir cilvesi olarak o koltuklara oturmuşlardır.
Herkes birbirinin seçilmişliğine saygı duymalı. Asıl olan birlik ve beraberliği sağlamak ve MÜSİAD Başkanı Zeki Kavaz’ın dile getirdiği gibi işi ehline vermektir.
Ben şahsen İTSO Başkanı Metin Anıl’ın işi ehline vereceğine inanıyorum. Yani İFOR ve 2. OSB yönetimini mobilyacı üyelere teslim edeceğine…
