www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


GİTTİ PARALEL, GELDİ??


 

80 darbesinde 7 yaşındaydım. O günlere dair hayal mayal hatırladığım ev ve işyerlerinin duvarlarına yazılan devrimci ve ülkücü yazılardı. O karanlık günlerin detaylarını, daha çok büyüklerimden dinledim ve sonraki yıllarda belgesellerden izleyerek öğrendim.

 

Ancak 28 Şubat post modern darbesini iyi hatırlıyorum.  Her akşam Ali Kırca´nın, Mehmet Ali Birant´ın ve özellikle de Reha Muhtar´ın ağzından salyalar akıtarak sunduğu ana haber bültenlerini unutmam mümkün değil.

 

Masonların, sabatayların, İslam düşmanlarının, haramzadelerin, sözde demokratların ve hainlerin kurgulayıp sahneye koyduğu irtica tiyatrosunun, dönemin Refahyol hükümetini yıkmak için planlanmış bir tezgah olduğunu bugünlerde çok daha iyi anlayabiliyoruz.

 

28 Şubat post modern darbesinin üzerinden neredeyse 20 yıl geçti. Darbeyi yapanlar ile darbeye maruz kalanların bir kısmı ebedi aleme göç ederken, bir kısmı ise halen siyasi hayatlarını sürdürüyor.

 

28 Şubat darbesi her ne kadar bir kısım siyasetçiyi yerle yeksan etse de, bir kısmına da ilerleyen yıllarda hiç hayal edemeyecekleri kapılar açtı. 

 

Siyasette zirve yapanlar, herkesin bildiği üzere milli görüş camiasının içerisinde çıkıp AK Parti´yi kuranlar. AK Parti 14 yıldır iktidar. Kendilerini muhafazakâr demokrat olarak gören AK Parti, izlediği politikalar ile her seçimden zaferle çıkmayı başardı.

 

Tabi AK Parti iktidar olduğunda, devlet kademelerinde görev vereceği güvenilir ve ehil kadrolara ihtiyacı vardı.  AK Parti´nin kurucuları bu noktada Gülen cemaati ile yakınlaştı ve bürokrasinin her kademesini Fethullahçı kadrolara teslim etti.

 

12 yıl boyunca hükümetten ne istediyse alan, ama gözü bir türlü doymayan Gülenciler, 17 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde iki kez girişimde bulunarak, siyasete ayar vermeye ve hükümeti yıkmaya teşebbüs ettiler, ama başarılı olamadılar.

 

Türkiye´nin en güvenilir, en başarılı ve en mümtaz camiası olarak gösterilen Fethullahçılar, şimdilerde vatan haini ve terörist muamelesi görmekte.

 

12 yıl boyunca bırakın üst düzey bürokratları, en basit memur atamasını bile Fethullahçı abilere soran AK Parti yöneticileri, yaşananlardan ders çıkarmamış olacak ki,  daha şimdiden başka başka camialarla nikahı kıymış.

 

Bırakın il ve ilçe başkanlarını, milletvekili ve bakanların bile torpili geçmez iken, adı bende kalsın bazı cemaatlerin referansı olmadan, atama olmuyor.

 

Adını bildiğim ama şuan yazmaktan imtina ettiğim bu cemaatlerin, yarın Fethullahçılar gibi, devlet içerisinde bir yapılanma içerisine girmeyeceğini kim garanti edebilir.

 

Şahsım olarak güvendiğim bu cemaatlerin, siyasetin ve siyasetçinin üzerinde bir rol üstlenmesi ne derece doğru.

 

Açıkçası 17-25 Aralık´tan ders çıkarmayıp yeni maceralara giren AK Parti´nin, bir kez daha kandırıldık demesinden çok korkuyorum.