www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


LAİKLİK

.


Laiklik veya laisizm (Fransızca: Laïcisme); devlet yönetiminde herhangi bir dinin referansalınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir. Fransızca´dan Türkçe´ye geçmiş olan "laik" sözcüğü, "din adamı olmayan kimse; din adamı dışında kalan halk" anlamına gelen Latince "laicus" sözcüğünden gelmektedir. Roma döneminde din adamlarına "Clerici" din adamı olmayanlara da "Laici" adı veriliyordu.

LAİKLİK Batı Medeniyetine ait bir kavramdır.Bizim Medeniyetimiz ile bir alakası yoktur.

Batı Medeniyetinde RUHBANLIK ve bunun getirdiği RUHBANLAR sınıfı vardır.Din adamları ayrı bir sınıf oluştururlar. İslâm´da ise RUHBANLIK yasaklanmıştır.

 

Batıda Zaman içinde kendilerini Allah´ın vekili addeden ve toplumda büyük ayrıcalıklar elde eden ve bu ayrıcalıklar vasıtası ile kendi kafalarına göre kanun ve kurallar koyan RUHBAN SINIFI,  yönetimleri ve yöneticileride kendilerine bağlamışlar, insanlara büyük zulümler yapmışlardır.Batı Medeniyeti RUHBANLAR sınıfının tesiri ve tasallutu altında ORTAÇAĞ karanlığına gömülmüş, hergeçen gün insanlık değerlerini yitirmeye başlamış, ilerleme kaydedemediği gibi hergeçen insanlık değerlerinden uzaklaşıyordu..İşte bu tasallutu kırmak için LAİKLİK ortaya atılmış, RUHBANLAR sınıfının yönetim üzerindeki hakimiyeti kırılmış ve kiliseye geri dönmeleri sağlanmıştır.

İslâm Dininde ise RUHBANLIK olmadığı gibi, dinin özel görevlileri de yoktur.Her Müslüman dininin görevlisidir.Kur´an-ı Kerim´in aslı bozulmadığı için içerisinde ki kurallar ve emirler Allah C.C. emirleridir.Kimsenin kafasından uydurduğu kurallar değildir.Tüm insanların hem bu dünyada, hem ahirette mutlu olmaları için Allah C.C. tarafından konulmuş kurallardır.                 

İSLÂM MEDENİYETİNDE LAİKLİK Uygulaması ile hiçbir alakası olmayan TEMEL İNSAN HAKLARI vardır.Hangi inanca sahip olursa olsun bütün insanların sahip olduğu haklar İslâm Dini tarafından teminat altına alınmıştır.Peygamberimiz Muhammed Mustafa S.A.V. Medine´de bir devlet kurmuş ve İSLÂM MEDENİYETİ´nin nasıl olacağını göstermiştir.İlk nüfus sayımı yaptıran DEVLET BAŞKANI Peygamberimiz Muhammed Mustafa S.A.V.dir.

Medine İslâm Devleti´nin nüfusu 10.000 olarak tespit edilmiştir.Bu nüfus 1.500 Müslüman ve 8.500 Gayri Müslim olarak belirlenmiştir.Medine Devleti´nde yaşayan tüm insanların sahip olduğu temel İNSAN HAKLARI MEDİNE DEVLETİ tarafından teminat altına alınmıştır.

1-Yaşama hakkı

2-Mülk edinme hakkı

3-Neslin, Zürriyetin korunması hakkı

4- Aklın korunması hakkı 5-İnancın korunması hakkı

Tarihin akışı içerisinde kurulan İslâm Devletleri ve yönetimleri zaman zaman Medine Devleti örneğine çok yaklaşmış, zaman zaman da uzaklaşanlar olmuştur.OsmanlıDevleti bu uygulamaya en çok yaklaşan uygulama olmuştur.Devletler ve yönetimler Medine örneğinden uzaklaştıkça zayıflamış, gerilemiş parçalanmış ve çökmüştür.

LAİKLİK uygulaması dünyada çok kabul gören bir uygulama olmadığı gibi, uygulayan ülkeler de her inanca eşit muamele yoktur.İslâm Dini ve Müslümanlar üzerinde büyük baskılar uygulanmaktadır.

Anayasasında Lâikliği Kabul Eden  Devletler

Fransa (1958 Anayasası´nın 1. Maddesi)

Japonya (1946 Anayasası´nın 20. Maddesi) Ancak hükûmette dinî parti mevcuttur.

Meksika (1917 Anayasası´nın 3. Maddesi)

Portekiz (1976 Anayasası´nın 41. Maddesi)

Türkiye (1982 Anayasası´nın 2. Maddesi )

Türkiye Cumhuriyeti ilk kurulduğunda Devletin Dini İslâm idi.İsmet İnönü ve 120 arkadaşının teklifi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi 10 Nisan 1928 tarihli toplantısında anayasanın laikleşmesi ilkesinden hareketle anayasanın ikinci maddesinde yer alan "Türkiye Devleti´nin dini İslam´dır." fıkrası kaldırıldığı gibi 26. maddenin baş tarafında şeriat hükümlerinin T.B.M.M. tarafından yürütüleceğini belirten cümle de kaldırıldı. Bundan başka milletvekilleri ve cumhurbaşkanının yaptıkları yeminlerde "Allah" üzerine yemin kaldırılarak,

Namus üzerine ant içilmesi kabul edildi.

Türkiye´nin laiklik sürecini kısaca şu şekilde de özetleyebiliriz:

- 1921 Anayasası; Türkiye Cumhuriyeti´nin dini islamdır.

- 1924 Anayasası; Türkiye Cumhuriyeti´nin dini islamdır.

-1924 Anayasasında daha sonra 1928 yılında bir değişiklik yapılarak Türkiye Cumhuriyeti´nin diniİslâmdır maddesi kaldırılmıştır.Ve bir sonraki anayasa olan;1937 Anayasasında Türkiye Cumhuriyeti laiktir maddesi yer almıştı.

Bundan sonraki tüm yapılan anayasalarda LAİKLİK maddesi yer almıştır.

LAİKLİK uygulaması ilk günden itibaren Müslümanların İbadetlerini sınırlandırmak ve üzerlerinde baskı kurmak için kullanılmıştır.

Hristiyanların kutsal gün kabul ettikleri Pazar tatili, Yahudilerin kutsal gün kabul ettikleri Cumartesi günü tatil olarak kabul edildi.Ancak Müslümanların kutsal gün olarak kabul ettiği Cuma günü tatil yapılmadı.Milâdi Takvim kabul edildi. Müslümanların kabul ettiği ve yüzyıllardır Dünyaya nizam verdiği HİCRİ TAKVİM kaldırıldı.Sarık ve takke yasaklandı şapka ve fotr giyme zorunluluğu getirildi.Medreseler kapatıldı.

  İslâm Dini bugün halen aslı bozulmamış, tek HAK DİN olması nedeniyle, ortaya koyduğu kurallar insanların mutlu ve barış içinde yaşayabilmeleri için mükemmel ve alternatifsiz kurallardır.İslâm´ın dışındaki inanç sistemleri İLAHİ olmadığı için ve kendi din adamlarının kafalarından uydurdukları kuralları içerdiğinden insanlığa huzur ve saadet getirmesi mümkün değildir.Yüzyıllardır bu tecrübe edilmiştir.

Laik eğitim sistemi ile maalesef % 99´u Müslüman olan Ülkemiz insanlarının çocukları heba edilmektedir.80 yıldır yaz boz tahtasına dönen Milli Eğitim Sisteminin sorumlusu Laiklik uygulamasıdır.

Mikrobu ilk bulan Akşemseddin, ?0? rakamını ilk bulan ve birinci, ikinci derece denklemlerin sistematik çözümünü bulan Harizmi,çizdiği dünya haritası ile tüm dünyayı hayran bırakan Piri Reis, 850-900 yılları arasında yaşamış Triginomotreyi bulan ve ayın güneşin etrafında dönüşünü 365 gün 5 saat 48 dakika olduğunu bulan Battani,modern astronominin kurucusu Nurettin Batruci,yine Farabi, İbn-i Sina, Mimar Sinan, Ali Kuşçu gibi burada isimlerini yazamadığım yüzlerce Bilim adamı yetiştiren bir eğitim sistemi kaldırılıp, yerine konan Laik eğitim sistemi nedeniyle insanlık tarihine geçecek bir bilim adamı maalesef yetiştiremiyoruz.Üniversitelerimiz dünya liginde sonlarda nal topluyor.

Laiklik uygulaması Yeniden Büyük Türkiye´nin önünde çok büyük bir engeldir.Bilimin önünde de çok büyük engeldir.Bu nedenle Yeni anayasada Laiklik olmaması gerekir.