www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


LAİKLİK MODASI GEÇMİŞ BİR KAVRAMDIR.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer alan Laiklik kavramının, anayasaya giriş sürecini şöyle bir özetleyecek olursak;1924 Anayasasında 2.madde aşağıdaki gibi, Devletin dini açıklanmıştı.


Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer alan Laiklik kavramının, anayasaya giriş sürecini şöyle bir özetleyecek olursak;1924 Anayasasında 2.madde aşağıdaki gibi, Devletin dini açıklanmıştı.

Madde 2.- Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır; resmî dili Türkçedir; makarrı Ankara şehridir.
İlk değişiklikle Devletin dini ifadesi çıkarıldı.Madde 2.- (İlk Değişiklik : 10/4/1928 - 1222 S. Kanun/md. 1)
Türkiye Devletinin resmî dili Türkçedir; makarrı Ankara şehridir.

1937 yılında ise Laiklik kavramı eklendi.Madde 2.- (Son Değişiklik : 5/2/1937 - 3115 S. Kanun/md. 1)
Türkiye Devleti, Cümhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçıdır. Resmî dili Türkçedir. Makarrı Ankara şehridir.1982 Anayasasında ise son şeklini almıştır.

Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.Görüldüğü gibi Laiklik, 1937 yılında, yani Atatürk’ün hastalığının ortaya çıktığı yıl, ölümünden kısa bir süre önce Anayasaya konulmuştur.Aynı zamanda 1937 yılında yapılan değişiklikle, halkçı, devletçi, ve inkılapçı kavramları da eklenmiş.Daha sonra 1982 Anayasasında ise; halkçı, devletçi, inkılapçı kavramları da çıkarılmıştır.Demek ki; zaman içinde bazı kavramlar değiştirilebiliyor.Laiklik kavramının yerine, daha anlaşılabilir tanımlar konabilir.Devlet; din ve vicdan hürriyetini temin edecek, vatandaşına inanç ayrımı yapmadan eşit mesafede muamalede bulunacak, tam ve kamil manada inanç hürriyeti sağlayacak şekilde kurallar koyabilir.Bunları açık ve net bir şekilde ifade eden kavramları anayasaya koyabilir.Laiklik; açık ve net bir şekilde bunları sağlamıyor.

Fransa’da uygulanan laiklik farklı, Almanya’da farklı, Türkiye’de farklı. Hatta iktidara gelenlerin siyasi görüşlerine göre yorumlanıyor ve uygulanıyor.Gelen iktidar nasıl yorumlayacak, nasıl uygulayacak. Bu  büyük bir çıkmaz. Büyük bir handikap.Toplumun devlete olan güvenini sarsıyor.

Bugün Fransa, Müslümanlara yaptığı uygulamaları, hristiyanlara yapabilir mi? Camilere baskın yapıyor.Kiliselere baskın yapabilir mi?Her inanç grubuna aynı mı davranıyor.Almanya’da camilere postallarıyla giren güvenlik güçleri kiliseye böyle saygısızca baskın yapabilir mi?Ya da havraya böyle saygısızca girebilir mi?

 Laiklik; devlet işleri ile din işlerinin birbirinden ayrılması, devletin din ve inançlara eşit mesafede olması, din ve vicdan hürriyeti vs. gibi birçok yorumlara açık bir kavram.

Anayasaya konan Laiklik kavramının maalesef bir tanımı yok.Bunun için herkes kafasına göre yorumlayabiliyor.

Mesela; Türkiye’de bir dönem başörtüsü laikliğe aykırı olarak yorumlandı.İnançları gereği başını örten kadınlarımız büyük bir zulme maruz kaldı.Temel insan hakları ellerinden alındı.Eğitim ve öğretim hakları ellerinden alındı.Terörist muamelesine tabi tutuldular.

Bugün de maalesef hala o günleri özleyen bir grup var.Her fırsatta bu zalim ve despotluklarını ortaya koyuyorlar. K.K.T.C.de Anayasa mahkemesinin Kur’an kursları ile ilgili aldığı bir karar üzerine, ülkemizdeki bu zalim, gerici kafalar hemen harekete geçtiler.Sosyal medya üzerinden bu kararı savunan bir girişim başlattılar.

Ellerinden gelse, ilk fırsatta Türkiye’yi yeniden 2000 li yıllara geri götürecekler. Bu despot ve faşist gericiler (Allah C.C. muhafaza etsin) iktidara gelseler, yine laiklik adı altında inancını yaşama gayretinde olanlara aynı zulümleri yapacaklar.Görüldüğü gibi Dünya da, Türkiye’de de laiklik kavramı tamamen laçkalaşmış.Zalimlerin elinde bir silah haline gelmiş.Dinini yaşamak gayretinde olan Müslümanlara karşı bir zulüm aracı haline gelmiş.Laiklik bir İslam düşmanlığına dönüştürülmüş.

Gelin Türkiye Cumhuriyeti olarak dünyaya örnek olalım. İnanç hürriyetini en kamil manada teminat altına alalım.

Laiklik içi boş, her tarafa çekilebilen lastik gibi artık esneme özelliğini kaybetmiş modası geçmiş bir kavramdır.

Bunun yerine; yüzyıllarca dünyaya hükmettiğimiz Hak ve Adalet prensiplerini hayata geçirelim.

Milletimiz yüzyıllar boyu kurdukları Devletlerde bu hakları tüm vatandaşlarına tanıdılar. Yüzyıllar boyu hiç kimse inancından ve inancını yaşama konusunda zulme uğramamıştır.Tarih bunun şahididir.

Tam tersi kendi gibi inanmayanlarından haklarını korumak için mücadele etmiştir.Hakk’a ve adalete dayalı bir düzen kurmuş ve bu düzeni korumak için mücadele etmişlerdir.Osmanlı’nın nüfusunun yarıdan çoğu gayrimüslimdi.Medine İslam Devletinin % 85’i gayrimüslimdi.Dinde zorlama yoktur.Tarihimizin hiçbir döneminde hiç kimse zorla Müslüman olmaya zorlanmamıştır.İnsanları zorla bir kalıba sokmaya çalışan zalim ve zorbalara karşı mücadele etmişlerdir.