Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu nedeniyle sıcak günler yaşadığımız şu günlerde, aslında 2014 yerel seçimlerinin konuşulması gerekirdi.
Ama iktidar mensuplarını yakından ilgilendiren operasyonlar, yerel seçim heyecanını bir anda arka plana itti.
Yeni kabinenin açıklanmasının ardından önümüzdeki birkaç gün içerisinde, eğer olağan dışı bir şey olmaz ise yerel seçim sathına yeniden girilir ve açıklanan adaylar ile seçim startı verilir diye düşünüyorum.
Yerel seçimlere ilişkin İnegöl’!deki durum ise tamamen AK Parti odaklı işliyor. Ancak Saadet Partisi, ne Türkiye’de yaşanan süreçten, nede AK Parti’nin kendi iç kavgalarından etkilenmeden kendi yolunu çizmiş ilerliyor. Bu sebeple de, diğer partilere seçim çalışmaları noktasında tur bindirmiş durumda diyebiliriz.
Bunun dışında MHP ve CHP henüz adayını belirleyebilmiş değil. CHP ve MHP adaylarının Ocak ayının ilk haftası içerisinde açıklanması bekleniyor.
AK Parti’de ise durum karışık. 8 aday adayının olduğu AK Parti’de kimin belediye başkan adayı olacağı netlik kazanmadığı gibi, ibrenin de kimden yana olduğuna ilişkin de bir emare yok.
Tüm bunların dışında bir de manav hareketinin siyasete renk katacağı ve dengeleri iktidar aleyhine değiştirileceği tahmin ediliyor.
AK Parti de dahil tüm partiler, manav hareketini kendi bünyesine dahil etmenin derdinde. Bunun sebebi, manavların İnegöl’de ciddi etkinliklere imza atması ve büyük oy potansiyeline sahip olduğuna inanılması.
Peki manav hareketi, seçim ittifakı yapacağı ifade edilen Demokrat Parti ile arzuladığı başarıyı yakalayabilir mi. Demokrat Partinin son yerel seçimlerde aldığı oy oranını baz alırsak, sıfır hükmündeki bir parti ile seçime girecek olan Manav hareketinin, oylarını AK Parti’nin üzerine çıkarması için büyük bir oy patlaması yapması gerekiyor.
Bu oy oranı da en az yüzde 35 bandında ki, bu da her 3 kişiden birinin oyunu almak demek. Peki manav hareketi, İnegöl’de her 3 kişiden birinin oyunu alabilir mi? Şu konjonktürde gerçekçi olmak gerekirse mümkün gözükmüyor.
Eğer manav hareketi yerel yönetimde söz sahibi olmak istiyor ise, daha akılcı hareket etmeli. Başta dernek başkanı Erdoğan Kızmaz olmak üzere, dernek yönetiminin alınan kararları yeniden gözden geçirmesi ve ayaklarının yere basması şart. Zira manav hareketinin seçimlerde alacağı hezimet, büyük beklenti içerisinde olan manavların tüm ümitlerini kıracaktır.
Bu sebeple manav hareketinin yerel seçimlerde teşkilatı ve oy potansiyeli yüksek olan bir parti ile bütünleşmesi zaruridir.
Bu minvalde, Erdoğan Kızmaz’ın mutlak suretle belediye başkan adaylığı düşüncesinden sıyrılarak, manavları yerel yönetimde söz sahibi yapacak bir projeye dahil etmesi, tüm siyasi partilerin ortak görüşü olduğu gibi, en mantıklı siyasi hamle olacaktır.
