www.haberyorumgazetesi.com
www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


Millet İttifakı Ahlatlıbel Toplantısı

.


Türkiye’de ve Dünyada farklı düşüncelerin, siyasi görüşlerin, ülkemizin  ve dünyanın sorunlarına ortak çözümler üretmek amacıyla bir araya gelmelerinde bir sakınca yoktur.Hatta olumlu bir durumdur.

Dinimiz İslâm, barış dinidir.İslâm’a ve Müslümanlara açıkça savaş ilân etmiş olanlar dışında kalanlarla ülkemiz sorunlarını görüşmek üzere bir araya gelmek takdir edilecek bir durumdur.Hatta Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı da zaman zaman bir araya gelebilmeli, ülkemiz sorunlarını ve çözüm yollarını konuşabilmelidir.

Saadet Partisi Genel Başkanı her ne kadar, Millet İttifakının bir parçası olmadıklarını söylese de son gelişmeler, Saadet Partisinin de Millet İttifakının bir parçası olmak yolunda olduğunu gösteriyor.

Daha önce Saadet Partisi Genel Başkanı; CHP ile İYİ PARTİ’nin bir ittifak içinde olduklarını, seçimlerde birbirlerinin adaylarını desteklediklerini, Saadet Partisinin ise bütün seçim bölgelerinde aday göstererek, Millet İttifakının karşısına rakip olarak çıktığını, Yerel yönetimlerde CHP ve İYİ PARTİ’nin birlikte yönetim sergilediklerini, Cumhur İttifakının da Ülke yönetiminde birlikte hareket ettiklerini ifade etmiş, Saadet Partisinin ise, her iki ittifakta olmadığını, yerel yönetimlerde ve Ülke yönetiminde hiçbir katkısının ve sorumluluğunun olmadığını defalarca ifade etmişti.Seçim işbirliğinin seçimlere yakın olabileceğini ve bunun şimdiden konuşulmasının yararlı olmadığını ifade eden açıklamaları olmuştu.

Ancak Ahlatlıbel toplantısı bütün bu ifadelerin tam tersi bir durum ortaya çıkarmıştır.Ahlatlıbel toplantısında, 6 Siyasi Parti bir araya gelerek ortak bir bildirinin altına imzalarını koyarak, bundan sonra ki süreçte birlikte hareket edeceklerini ilan etmişlerdir.Ülkemizin sorunlarını çözmek için Siyasi Partilerin birlikte  hareket etmelerinde de bir sakınca yoktur.Ancak Ülkemizin sorunlarını çözmek için bir araya gelen Millet İttifakının kabul ettikleri çözüm reçetesi yanlıştır..6 Siyasi Parti Liderinin imzaladığı ve yayınladıkları ortak bildiride yer alan şu ifadeler daha başlarken büyük bir yanlışın içinde olduklarını göstermektedir.

Türkiye'nin istişare ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber “biz” düşüncesini, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, herkesin kendini eşit ve özgür vatandaş olarak gördüğü, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Türkiye'yi inşa etmektir.”

Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları” sapık ve batıl bir anlayışın belirlediği normlardır. Zaten başımıza gelen belalar ülkemiz kanunlarını Avrupa’nın normlarına göre düzenlenmesinden kaynaklanmıyor mu?

Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normlarına göre vücut kişinin kendisinindir, istediği gibi kullanır.Bunun için ZİNA suç sayılmaz, Eşcinsellik insan hakları arasında sayılır.ötenazi (kendi kendini öldürtmek) serbesttir.

Ensest ilişkiler, uyuşturucu kullanmak meşru kabul edilmektedir.

Bizim inancımıza göre vücudumuz ve sahip olduklarımız bize emanettir.İstediğimiz gibi kullanamayız.

AK PARTİ  yıllardır Ülkemiz Kanunlarını bu Avrupa Birliği normlarına göre tanzim etti de ne oldu? Şimdi AK PARTİ bunun yanlış olduğunu gördü.İstanbul Sözleşmesinden çekilmesi bunun en açık göstergesi. Ancak bu girdiği yanlış yoldan nasıl dönüleceğini bilmiyor.Avrupa normlarına göre düzenlediği kanunları değiştirmesi gerekiyor.Fakat bunu değiştirmeye gücü yetmiyor.Çünkü kendi içinde de muhalefet oluşuyor.

Rahmetli Erbakan Hoca “ Denenmiş, tecrübe edilmiş bir daha tecrübe edilmez denenmez” derdi. Peygamberimiz S.A.V. ise “Müslüman bir delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz” buyurmuştur.

Millet ittifakının oluşturan ve Saadet Partisi dışında kalan diğer 5 siyasi partinin “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olması gerekir” fikir ve düşüncesi içinde olduğunu biliyoruz.Ancak Saadet Partisinin “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olmasına karşı” olduğunu biliyoruz.Parti tüzüğünde yer alıyor.Rahmetli Erbakan Hoca: “Adam kalkıyor, "Efendim! Avrupa bizi, Avrupa Topluluğu'na layık gördü." diyor. Bu söz ve yaklaşımlar, bütün ecdadımızın kemiklerini sızlatan ifadelerdir. Ne demek bu! Kimmiş Avrupa? Nereye gir­memize layık görüyormuş! Biz tarihin en şerefli mille­tiyiz. Biz Avrupa'yı bir şeye layık görürüz veya görme­yiz.” Sözleri ve bunun gibi diğer açıklamaları ile bu gerçeği dile getirmişti.

Avrupa Birliği normlarını kabul etmek Milli Görüş’ten vazgeçmektir.Hatta İslâm’ın normlarınından vazgeçmektir. Hiç bir makam ve mevkii veya dünyalık menfaat uğruna bu davadan vazgeçilemez.

Şu bilinsin ki; Allah C.C. davası hiçbir zaman yerde kalmaz.Kimsenin tekelinde de değilidir.Milli Görüş’ün temsilcisi Saadet Partisi, ya bu yanlıştan geri döner, ya da Milli Görüş’ü temsil hakkını kaybeder.

Moğollarla işbirliği yapan Selçuklu’dan bu emaneti geri alıp, 400 çadırlı Osmanlı’ya veren Kadir-i mutlak Allah C.C. Milli Görüş’ün bayraktarlığı emanetini Saadet Partisinden alır, başkalarına verebilir.