www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


MİRASYEDİ AKP


       Mirasyedi; genelde çalışmadan elde ettiği serveti gelişigüzel harcayanlar savurgan kimseler için kullanılır. Maalesef 2003 yılından beri iktidarda bulunan AKP, ülkemizin 80 yıllık birikimlerini özelleştirme adı altında satıyor.Özellikle gelir getiren kurumlar satılıyor.Elde ettikleri paraları tekrar üretime yatırmıyorlar. Saray-Park-bahçe-hastane-yol-köprü şeklinde yatırımlarla toprağa gömüyorlar. Yaptıkları yatırımlar AKP´nin oylarını arttırıyor fakat Türkiye´yi güçlendirmiyor.

       15 yılda yaklaşık 70 MİLYAR  USD özelleştirme geliri elde eden AKP bu paraları ne yaptı. Elle tutulur hiçbir tane ağır sanayi yatırımı yok. Bu nedenle her yıl  yaklaşık 70-80 milyar Usd dış ticaret açığı veriyoruz.      

Ekonomimiz zayıflıyor, Türkiye zayıflıyor.

      2015 seçimleri öncesi Ali BABACAN bir itirafta bulunmuştu.?Biz okul-hastane-yol-köprü yaptık. Ancak bunların borçlarını ödeyecek üretim tesisleri yapmadığımız için, şimdi bu borçları ödeyemiyoruz.?+ 

Bu açıklamasından sonra Ali BABACAN´ın ayağı kaydırıldı.

       Toplumumuza KİT´lerin iyi yönetilmediği dönemler örnek gösterilerek ikna ediliyor.Hükümetlerin KİT´leri arpalık olarak gördüğü dönemler KİT´ler zarar etmiş.O yüzden satıyoruz diyorlar.Halbuki , ?KÖTÜ EMSAL, EMSAL OLMAZ.? yine ?AT SAHİBİNE GÖRE KİŞNER? atasözlerimizi hatırlatarak 1996-1997 yıllarında KİTLERİN (Kamu İktisadi Teşekküllerinin) 5 milyar USD kâr ettiğini belirtmek istiyorum.Yine o dönemlerde KİT´lerin zarar etmelerinin en önemli sebepleri yüksek faizlerle borçlandırılmaları olduğunu hatırlatmak istiyorum. 

         AKP, ülkemizin kötü yönetildiği dönemleri örnek aldığı için başarılı olamıyor.Eğer ERBAKAN dönemleri örnek alsalar, Türkiye o zaman çok daha güçlü olacak.Ekonominin güçlü olup olmadığının en açık göstergesi DIŞ TİCARET AÇIKLARI ve CARİ AÇIKLARDIR.

        Emperyalist devletler, kendilerinden başkalarının üretim yapmasını istemezler. Bu nedenle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin üretime yönelmesini istemedikleri gibi, ellerindeki üretim tesislerini de sattırırlar Bugüne kadar TÜPRAŞ-PETKİM-ERDEMİR gibi kâr eden büyük sanayi kuruluşlarımız satıldı. 

         15 Temmuz darbe girişiminden 1 ay sonra 15 Ağustos´ta Devletin yüzde 80´inini oluşturan 100 büyük kuruluşun satışı Plan Bütçe Komisyonundan geçti. Milletimiz darbe haberleri ile oyalanırken, Plan ve Bütçe Komisyonunda Milletimizin 80 yıllık birikiminin satışı onaylanıyordu. Şimdi bunların fiili olarak satışları yine milletimizin dikkati başka yönlere çekilmişken bir bir gerçekleştirilecek.

         Şeker Fabrikalarının tamamı satılıyor. Acaba Tıllerson-Erdoğan görüşmesinde bu konumu konuşuldu. Çünkü bu satış hemen o görüşmenin ardından gündeme geldi. Biliyorsunuz, genel protokol kurallarına aykırı olarak içeriye tercüman alınmadı ve toplantı tutanağı tutulmadı. Devlet arşivlerine bu toplantıda ne konuşulduğu girmedi.

         Hayvancılığın en büyük sorunu Yem fiyatlarının yüksek olmasıdır. Devlet bedava hayvan verse de, hayvanların besleme maliyetleri yüksek olduğunda, üretici kâr edemiyor.Hatta zarar ediyor ve üretmekten vazgeçiyor.Devlet yem ve diğer girdi maliyetlerini düşürsün, üreticimiz kendi hayvanını alır ve üretir.Yem fiyatlarını dengeleyen en önemli mamüllerden biri pancar küspesidir.Pancar üretimi kısıtlandığı, kotalar getirildiği için yem fiyatları yükselmiştir.Şeker fabrikalarını satmak yerine, kapasitelerini arttırın.Hatta yenilerini kurun.Onlara hammadde üretmek için pancar üretimini arttırın. Göreceksiniz hayvancılık tekrar ayağa kalkacaktır. Saman ithal ederek hayvancılık yapılmaz.

           Ayrıca şu anda satılacak şeker fabrikaları kâr ediyor. Sadece ILGIN ŞEKER FABRİKASI geçen yıl 33 milyon kâr etmiştir.Şeker fabrikalarını Büyük İnşaat firmaları satın alacak.Bu fabrikaların arazileri çok kıymetli olduğu için buralara Rezidanslar inşa edecekler.

          Avrupa Birliği tekrar Pancar üretimine döndü. Pancar üretimini arttırıyor. Şeker fabrikaları kuruyor. Türkiye ise satıyor. Bu işte bir bit yeniği var. ABD firması olan CARGILL´ın ürettiği kimyasal tatlandırıcı kanser yapıyor.Her yıl kanser vakaları artıyor.Buna rağmen CARGILL´ın tatlandırıcı piyasasındaki payı artıyor.AB ülkelerinde tatlandırıcı piyasasında ki yapay tatlandırıcı payı yüzde 2´i geçmiyor.Türkiye´de ise sınır yok. Denetleyen kurum da yok. Sadece artan kanser vakaları için 700 büyük şehir hastanesi yapılması için düğmeye basıldı. Herhalde bunların finansmanı satılacak şeker fabrikalarından karşılanacak.