Ramazan ayı İnegöl’deki tüm kesimleri iftar sofralarında buluşturuyor. Her akşam farklı ortamlarda STK’lar, siyasi partiler ya da kurumlar iftar vesilesi ile bir araya geliyor.
İftar sofralarında en çok konuşulan konu ise siyaset. Yenilen yemeğin ardından, herkes teravih için çil yavrusu gibi dağılıyor.
Teravih sonrası ise İnegöl’ün tüm çay bahçeleri ve kafeleri adeta dolup taşıyor. İftar sofralarında tıka basa karınlarını doyuranlar, teravih namazı ile erittiği midelerini, bu mekânlarda bir kez daha şişiriyorlar.
Gecenin ilerleyen saatlerine kadar, bazen de sahura kadar süren sohbetlerin ana gündem maddesi ise yüzde doksan yerel siyaset ve seçimler üzerine oluyor.
Yerel gündemin en çok konuşulan konusu ise kimin hangi partiden aday olacağı. Aslında kim nereden aday olursa olsun, hangi parti belediyeyi kazanırsa kazansın, İnegöl’ün büyükşehir yasası ile Bursa’ya merkez ilçe yapılacak olması herkesi düşündürüyor.
2014 yerel seçimlerinin ardından 3-5 bin nüfuslu Harmancık, Keles ve Orhaneli gibi Büyükşehir Belediyesine minnet edecek olan İnegöl’de, artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı, herkes tarafından dile getirilmekte.
En çok korkulan ise büyükşehirde farklı, İnegöl’de farklı siyasi partilerin belediyeleri kazanacak olması… Bu endişeye şimdilik gerek yok dense de, AK Parti iktidarının kıyamete kadar sürmeyeceği aşikar. Dolayısı ile bu farklılığı elbet bir gün yaşayacağız. İşte o zaman ne olacak sorusuna kimse cevap bulabilmiş değil.
“10 yıldır şehirde ne varsa, köyde de o olacak” diyen AK Partililer, bırakın şehirde var olanları köylere götürmeyi, büyükşehirlerdeki ve ilçelerdeki sorunların üstesinden henüz gelebilmiş değiller. Hal böyle iken, 17 ilçe ile birlikte yüzlerce köyün ve mahallenin hizmetlerine talip olan büyükşehir belediyesi, hangi birine nasıl yetişecek.
Hele farklı partiler belediyeleri kazandığında bir yetki tartışması alıp başını gidecek. Her ne kadar yetkiler yasalarla belirlense de, x mahalle ya da köye yapılacak hizmetler, siyasetçilerin kaprisleri, ya da oy kaygıları nedeniyle gecikecek, ya da hiç gitmeyecek. Tabi böyle bir durumda biz yerel basına büyük iş düşecek. O gün suç kimde yapacağız ve hizmeti götürmeyen ya da geciktiren kurumu halkın önüne koyacağız ki, seçimlerde hesabını sorulsun.
Gelelim, sahura kadar süren sohbetlerde asıl gündem olan kimin nereye yakıştırıldığına.
Mesela AK Parti’li olup ta Alinur Aktaş’ın adaylığına sıcak bakanlar kadar, bakmayanların da olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Aktaş’ın 3. kez adaylığına sıcak bakmayanların gerekçesi ise çok yıprandı ve yoruldu şeklinde. Birde Aktaş’ı bir daha aday yapmaz diyenler var. Bunu da Milletvekili Hüseyin Şahin ile olan kavgasına dayandırıyorlar. Ama bu dayanak sağlam değil…
Ama işin entresan tarafı, henüz kendi adaylarını belirleyemeyen muhalefet partilerinin AK Parti Adayı belli oldu, Alinur Aktaş…
Zira Alinur Aktaş’ın aday olması halinde, AK Parti’nin kendi içerisinde bölüneceğine inanılıyor, birde Aktaş’ın 10 yıllık icraatları üzerinden yapacakları eleştirilerle oylarını arttıracaklarına…
Tabi evdeki hesap çarşıya uyar mı, sokaktaki vatandaş belediye hizmetleri ve Sayın Alinur Aktaş hakkında ne düşünüyor, bunları henüz bilmiyoruz. Ama merak etmiyor da değilim. Bu konuda bir çalışma yapmak düşüncesindeyim. İnegöl’ü mahalle mahalle gezerek vatandaşın yerel seçimler öncesi nabzını ölçeceğim. Belki bu nabız yoklama çalışması, yerel seçimlerin sonuçlarını çok önceden tahmin etme imkanı de verir bana…
